4🌿

3.7K 266 59
                                    

Çalan telefon sesine rağmen gözlerimi açmamakta ısrar ediyorum. Ben ısrar ettikçe telefon çalmaya devam ediyor. Bu şekilde amansız bir döngüye düşüyoruz. Keşke biri de beni düşünüp, şu kız uyusun aman dokunmayalım falan dese. Okul hayatım beni bu kadar yormadı arkadaşlar.

- Ne var Hamza?

Neyse biri beni düşünüyormuş en azından. Canım Büşra. Kahramanım.

- S.O.S mi ne diyorsun ya? İyi misin sen?

Aşk olsun Büşra ne iyisi, her zamanki Hamza'dır o, bir daha bak.

- Hamza ne help me ne? Ağzının ortasına bir tane vurma isteğim artıyor.

Bir tane de benim için Büşra.

- Off tamam kapat uyanayım önce.

Merak isteğim, uyuma isteğimin önüne geçtiği için yavaşça gözlerimi açıyorum. Merak huydur bizde.

- Ne diyor?

- Gram anladıysam sarışın Burcu olayım.

İster istemez gülüyorum. İkimizinde sesi hâlâ uykulu ama biliyorum ki asla uykuya geri dönemeyiz. Yatakta doğrulmaya çalışırken yanımda kocaman bir boşluk hissediyorum. Bu oldukça tuhaf. Çünkü orada şu an halay başı Rabia olması gerekiyor.

- Rabia yok.

- Çok uzaklaşmış olamaz, mutfaktadır.

Bunu söylerken, yattığı yer yatağından kalkarak sırıtıyor. Beraber kaldığımız zaman değişmeyen yatış şeklimiz hep böyledir. Rabia ve ben ne kadar birbirimiz ile uyumayı seviyorsak, Büşra o kadar tek başına uyumayı sever. Annemin bunun için bir lafı vardır, İleride kocana da dersin yavrum, ha ben tek başıma uyumayı seviyorum yaklaşma yanıma.

- Hamza bir şeyler geveledi durdu bir ara istersen. Galiba yine bir salaklık etmiş.

Bana uzattığı telefonu alıp, dört numarayı arıyorum. Şu an telefonun başında çaresiz beklediğine adım kadar eminim. Saniyesinde açılan telefon beni şaşırtmıyor.

- Nerdesin kızım sen? Hemen dönün dedim ben Büşra'ya. Siz uyumaya devam ederken benim burada ölüm fermanım kesildi haberiniz yok. Dünya yansa yatar uyursunuz siz. İnsanlık ölmüş be, kardeşlik ölmüş, arkadaşlık yok, vefa yok, dost sadece bir yo-

- Hamza cidden yapacak mısın bu espriyi?

- He yok. Canım kardeşim benim, bir tane kardeşim benim.

- Ne yaptın yine?

Telefonun ucundan bir kaç cızırtı geliyor, Hamza sesini kısarak ağzındaki baklayı çıkartıyor.

- Şimdi ben Gülşah'ı biraz sinirlendirmiş olabilirim.

- Yine ne ettin?

- Orası sorun değil şu an. Sorun kafe. Dün çeyize yardımdan kaytardığım için Samet bey beni bugüne kafeye dikti. Gelip sizin kafeye bakmanız, benim de bal kabağımın gönlünü almam gerek.

Bir kez daha gözlerimi deviriyorum. Neden bu aile Allah'ım, neden ben?

- Oldu paşa, babanın uşağı mı var karşında?

- Evet.

Bak bak, nasıl da sırıtıyor telefonun ucunda.
Sanırsın onun bana değil, benim ona ihtiyacım var. Bu ne cesaret yiğidim?

- Yalvar.

- Yoo.

Pat diye yüzüne kapatıyorum telefonu. O ve kahyası bilir sonuçta. Ben ve kahyam ev modunda takılmaktan oldukça mutlu gözüküyoruz. Bir de yanımda kızlarım var oh mis.

PekmezWhere stories live. Discover now