Bölüm 1

187 11 12
                                    

Gözyaşlarıma engel olmak gittikçe zorlaşıyordu, onu kaybettiğime ve şu anda onun cenazesinde olduğuma inanmak istemiyordum.

Merhaba ben Kyle normal bir hayatı olan normal bir gencim daha doğrusu öyleydim ama henüz hikayenin o kısmına var, bu yüzden hadi en başından alalım.

Çocukluğumun büyük bir çoğunu büyükannemin yanında geçirdim onunla birlikte hayatımın en güzel yıllarını geçirdiğimi söyleyebilirim, o her konuda her zaman benim için buradaydı ve her zaman burada olacağını düşünürdüm o kendimi güvenli hissetmemi sağlayan tek şeydi.

Bana sürekli "Söz veriyorum sana kim zarar vermek isterse büyükannen bunu engellemek için her şeyi yapacak" derdi onun bu sözleri beni o kadar rahatlatırdı ki...
Okul başladığında hayat benim için daha da zorlaşmıştı buna rağmen büyükannem sayesinde bu beni bir an olsun üzmedi hatta zorbam Raily bile beni artık korkutamıyordu ancak artık o yok ve ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.

Büyükannem bana her gece uyumadan önce Uğur böceği ve Kara kedinin maceralarını anlatırdı onlar büyükannemin hayranlık duyduğu kahramanlardı tıpkı benim de büyükanneme hayranlık duymam gibi.
O her zaman benim için bir rol model oldu ve umuyorum ki bir gün onu gerçekten gururlandıracağım.
Konuşmam bitince yerime oturdum ve tören devam etti ailem benimle gurur duyduklarını ve büyükannemin de benimle gurur duyuyacağını söylediler ancak bu benim için yeterli değildi ben onu gerçekten onurlandırmak istiyordum.

*1 hafta sonra*

Bugün okulun ilk günüydü, hayatımın dönüm noktasında olduğumu hissettiğim halde herşey normal ilerliyordu
Okula girdim kendimi garip hissediyordum sanki herkes gözünü dikmiş sadece bana bakıyorlardı.
Bu düşüncelerim yanıma yaklaşan tanıdık bir yüzün gelmesiyle dağıldı

"Kyleee nasılsın?!"

Yüzüne garip bir ifadeyle baktım çünkü bu Railyden başkası değildi, eminim benimle dalga gecmeye çalışıyordu

"Raily şuan seninle uğraşabilecek bir modda değilim lütfen beni yalnız bırak."

Yüzüme baktı ve sakin bir ifadeyle
"Kyle bunun senin için ne kadar zor olabileceğini biliyorum ve inan bana sen öyle düşünmesen de bugün bu düşmanlığı bir yana bırakıp sana destek olmak istiyorum."

Gerçekten şaşırmıştım ve bu şaşkınlığı saklamakta pek başarılı olamamıştım.
"Teşekkür ederim"  -dedim hafif bir tebessümle bu hareketi gerçekten hoşuma gitmişti.

"Herhangi bir ihtiyacın olursa ya da sadece konuşucak birini istersen burada olduğumu bilmeni isterim, sevdiğin birini kaybetmenin ne kadar zor olduğunu biliyorum."

Son söylediğinden sonra yüzü düşmüştü, daha sonra başkalarının geldiğini görünce hızlıca yanımdan uzaklaştı.
Yanıma gelen kişi en yakın arkadaşım Beatrixten başkası değildi.

"Selâm Kyle olanları duydum, kaybın için çok üzgünüm seni aramak istedim ancak ailen biraz yalnız kalmaya ihtiyacın olduğunu düşündüklerini söylediler" -dedi üzgün bir ifadeyle.

"Teşekkür ederim Beatrix bunu düşünmen bile benim için çok değerli" -dedim yine küçük bir tebessüm vardı yüzümde.

Bana yaklaşıp iyice sarıldı "Kendini kötü hissedersen ve konuşucak birini istersen senin için hep buradayım Kyle" -diyip geri çekildi gözleri dolmuştu benim için ne kadar üzüldüğünü görebiliyordum.

"Teşekkür ederim Beatrix." -dedim ve sınıfa doğru yürümeye başladık.
Sınıftaki arkadaşlarımla benzer diyalogları yaşadıktan sonra herkes yerine oturdu ve derse başladık.

*O sırada Alex"

Koşuyordum, her genç gibi benim de okula gitmeye hakkım vardı ve bunun gibi basit bir olayın bile babam tarafından engellenmesi hiç hoşuma gitmiyordu.
Gerçi sorunun babam olduğunu sanmıyorum o sadece büyükannemin kuklasından ibaret.

Sonunda okula yetişmiştim ancak tam bu sırada beni babamın asistanı yakaladı.
"Alex, babanın bu konuda ne kadar katı olduğunu biliyorsun daha fazla zorluk çıkartmadan eve dön." -dedi bana doğru yürüyerek

"Lütfen Nathaniel, sadece sıradan bir genç gibi yaşamak istiyorum herkes gibi okula gitmek ve arkadaş edinmek istiyorum." -bu sözlerimi duymak kulağa daha da acınası gelmişti.

Bana doğru yaklaştı ve üzgün bir ifadeyle "Alex kuralları benim koymadığımı ve elimden birşey gelmediğini sende biliyorsun, ben bu konuda elimden geleni yaptım."

"Biliyorum Nathaniel, üzgünüm"

Hayal kırıklığına uğramış bir şekilde arabaya doğru yürümeye başladım gerçekten üzülmüştüm ve gözlerim dolmaya başlamıştı.

"Eve dönünce tekrar babanla konuşup onu yumuşatmayı deneriz hem kim bilir belki bu kez okula gelmen hakkındaki fikirlerini değiştiririz" -dedi onun da üzgün olduğu anlaşılıyordu ve onu suçlamıyordum ancak yine de babamın fikrinin değişmeyeceğini ikimiz de biliyorduk.
Tam o anda aklıma dahice bir fikir geldi.

"Peki büyükannemin yanına gidebilir miyiz?" -dedim bunun son şansım olduğunu biliyordum.

Bunu duyan Nathaniel bir anda heyecanlandı "Şirkete mi gitmek  istiyorsun?" -dedi mutlu olduğu her halinden anlaşılıyordu.

"Evet Nathaniel sanırım artık hazırım" -dedim kendimden emin bir şekilde.
Ve böylece şirkete doğru yola çıktık.

Bu sırada Kyle'ın ilk dersi bitmişti ve tüm sınıf onun etrafına toplanmıştı herkes iyiliğini istiyordu ve Kyle bu durum için onlara minettardı ancak yine de bu konunun üzerine bu kadar durulmuş olması onu rahatsız etmişti.
Nefes almakta zorluk çekiyordu ve ateşi gittikçe yükseliyordu, elleri titremeye başlamıştı.
Bu durumu fark eden Beatrix hızla kalabalığı uzaklaştırdı ve Kyle bir anda dengesini kaybedip yere yığıldı.

Hızlıca koşuyordum, neden ya da neyden kaçtığımı bilmiyordum tek bildiğim kaçmam gerektiğiydi.
Birden karanlık bir ses duydum ses benim ismimi haykırırcasına bağırıyordu "Kyle benden kaçamazsın, beni bırakmana izin vermem. Tekrar olmaz"
Çok korkmuştum ve koşarken elimden akan kanı ve avcumun içindeki mor ışığı fark ettim bir anlığına bir yere saklanıp avcumu açtım ve elimde Moth mucizesini tuttuğumu fark ettim.
Çığlık atmamak için kendimi zor tuttum çok korkuyordum yavaşça yürüdüm hızla girdiğim bu yer bende bazı anıları çağrıştırmıştı herşey çok tanıdıktı, bir o kadar da yabancı.
Daha dikkatli bakınca burasının büyük annemin evi olduğunu fark ettim.

Sonra tekrar o sesi duydum "Kyle saklanabilirsin ama kaçamazsın" -ses oldukça yakından geliyordu.
Çok korkuyordum, düşünmeye başladım ne yapabileceğimi düşünüyordum çok çaresizdim burası bu yer çocukluğumun geçtiği bu ev artık bana yabancı geliyordu ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

Son anda aklıma büyükannemle saklanma yerimiz geldi burası sadece bizim yerimizdi burda sadece biz vardık hızlıca oraya indim etrafı biraz kurcaladıktan sonra gözüme birşey takıldı.

"Bu o, uğur böceğinin mucize kutusu" -dedim heyecanlı bir şekilde ve kutuyu hemen elime aldım hemen ardından arkamdaki aynaya dönüp baktım ve şaşkınlıkla aynadaki yansımama baktım.

"B-ben uğur böceğiyim?"
Bir anda ayna çatladı ve parçalarına ayrıldı tam o anda karşımda duran şeyin bana baktığını gördüm.

Miraculous: Scarlettbug and Claw Noir Where stories live. Discover now