19.Bölüm(Hastane)

En başından başla
                                    

'' Ateşin var.'' bir öksürük krizinin ardından zorlukla açılan gözlerimle yüzüne izleyip uzun sürmeden önüme döndüm, dediğini duymamazlıktan gelmiştim. Başımı tekrar geriye yaslamıştım, konuşmak istemiyordum, daha doğrusu konuşamıyordum. Tek hayalim şuan evimde sıcak yatağımın içinde yastığıma sarılıp uyumaktıYorgundum, çok halsizdim ve kendimi ateşte çevrilen kuzu gibi hissediyordum. İç sesim Korkmaz beyin cazibesindendir diye benimle dalga geçerken, ona bile karşı koyamamıştım; yahu insan iç sesine bile tepkisiz kalacak kadar yorgun olur muydu? Şu an o durumdaydım! Zorlukla açık duran gözlerim iradem dışı kapanırken, usulca kendimi bıraktım. Adımı korkan sesinden kısık kısık duyarken özlemim iyice katlanmıştı. Defalarca söylememe rağmen tekrarlıyordum onu gerçekten çok özlemiştim.

'' Ayşe...'' sesinin titrediğine ilk defa şahit oluyordum, keşke cevap verecek gücü kendimde bulabilseydim. Sonrasında ne olduğuna dair bir fikrim yok sadece son defa adımı işittim ardından bilincimi yitirmiştim.

###

   Gözlerim hafif hafif aralanırken gözlerim tavanla buluştu. Nerede olduğumu çözmeye çalışıyordum. Her tarafım sızlıyordu ve kolumu kıpırdatacak takatim kalmamıştı. Bakışlarım askıda duran seruma kaydı ardından panikle koluma...Hastanede olduğumu zorlukla idrak etmiştim. Seruma bağlı olmayan elimle yüzümü sıvazladım. Ardından alnımı ovup sızlanmaya başlamıştım. Aklıma Korkmaz bey gelince gözlerim fal taşı gibi açıldı ve biraz doğrulup gözlerimle onu aradım; yatağın başında koltukta boylu boyuna uzanmış uyuya kalmıştı. Saat 2ye geliyordu, hüzünlü hüzünlü onu izlerken yutkundum. İçimde bir burukluk vardı fakat bir türlü anlam veremiyordum. Çok farklı bir yer kazanmıştı bende; tamam bazen öfkeleniyordum ona, kızıyordum hatta nefret ettiğim bile oluyordu ama onun tarifi olmayan bir değeri vardı bende. Keşke normal biri olup başına bu kadar bela açmasaydım ama gerçekten, kendi isteğimle olan bir şey değildi. 

  Tekrardan gözlerimi seruma odakladım çok bir şey kalmamıştı. Korkmaz beyin üzerine kaydı bakışlarım üzerini değiştirmiş siyah bir kazak ve pantolon giymişti. Gözlerim istemsizce kendi üzerime kaydığında kendi kıyafetlerimin de değiştirildiğinin farkına vardım; neredeyse küçük dilimi yutacaktım, kulaklarım yanmayan başlamıştı.

'' Korkmaz Bey!'' diye bağırıp yerimden doğrulduğumda, Korkmaz bey de aniden uykusundan panikle uyanıp sağına soluna bakınmaya başladı gözleri beni bulduğunda, yüzünü sıvazladı ve doğrulup ayağa kalktı. korkuyla yanıma geldiğinde içimde bir pişmanlık belirmişti.

'' İyi misin?''

'' Bu ne!'' dedim üzerimi işaret edip anlamayan gözlerle bana baktı.

'' Ayşe yine ne saçmalıyorsun?'' sitem edip gözlerini devirdiğinde onu tepmek üzereydim. Böyle deyince kendimi at gibi hissediyorum. 

'' Hangi hakla benim naif bedenimi o pis gözlerinizle kirletirsiniz?'' Öfke ve şaşkınlık arasında mekik dokuyordu.

'' Seni anlamıyorum türkçe konuş.''

'' Üzerimi benden izinsiz nasıl değiştirirsiniz?'' üzerimde kırmızı bir kazak ve siyah tayt vardı, saçlarım yukarıdan toplanmıştı. Kendi üzerimi incelerken Korkmaz beyin kahkasıyla aniden irkildim.

'' Bende bu ne diyor diye düşünüyorum? Her şeyi geçtim bu vücud mu naif güldüme beni.'' diye gülen sesin arasında bir kaç kelime zırvaladı arkamdaki yastığı alıp kafasına fırlattım.

'' Dalga geçiyor ya!''

'' Dua et hastasın yoksa bu yastığı sana yedirirdim.''

'' Denesene.'' 

ACEMİ ASİSTAN (Sakarlar Kraliçesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin