"Ya bir siktirin gidin." Kediği Arel'in kucağından alıp kendi kucağıma koydum ve sevmeye başladım.
"Burda komik olan şey ne?" Dedi Ekim tek kaşını kaldırarak. Gözlerimi devirmemek için zor tuttum kendimi. Şimdi bir de bunlar aynı evde kalacaktı dimi? Bir yol bulup yalnız bırakmamalıydım. Ama neyse ki anaları, babaları olacaktır.
"Evdekiler sabah karşı gelecekmiş toplantıları uzun sürücekmiş." Dedi Ekim saklayamadığı mutluğunu belli ederek. Nedense aklıma kötü senaryolar gelmeye başlamasıyla dudağımı ısırmaya başladım. Fesat olamaya gerek yok arkadaşlar. Bence oturup uslu uslu çikolata yiyecekler. Şom ağzımı eşek arıları soksun. Neden neden? Şansıma kadeh kaldırmak istiyorum.
Donuttumdan hırsla bir ısırık aldım. Artık ölüm kalım meselesiydi. Yalnız kalamazlardı nokta.
Düşün Balın düşün. "Hayvan olduğu bu kadar belli etmeseydin ya. Ama sende haklısın tabiatından çok ayrısın." Dedi Arel başımı köpekmişim gibi okşayarak. Kötü bir bakış atıp, elini istemeyerek -ama onun bunu bilmesine gerek yok- kafamdan itip, iki ısırıkta bittirdim donatımı.
"Kızı öldürmeyi planlamıyorsun dimi?" Dedi Alinda kulağıma yaklaşarak. Artık nasıl bakıyorsam. "Senaryoyu şimdiden yazdım bile." Dedim psikopatmış gibi gülerek.
"İkisi yalnız kalmamalı bütün gece kendimi yerim."
"Sen kendini yersen bana da çektireceğin için evet yalnız kalmamalılar. En son sümüklerinle boğuyordun beni." Dedi yüzünü ekşiterek. Cevap vermeden omuz silktim.
"Siz ne fısıldaşıyorsunuz?" Dedi Ekim tek kaşını kaldırarak. Sanane? Zaten ayar oluyorum. Maydonoz mu nedir?
"Seni ilgilendirmeyen bir konu. Merak etme." Diyip yapay bir gülümseme attım. "Benimle bir sorunun mu var?" Dedi bezgince. "Kimsin ki senle bir sorunum olsun?" Dedim bu sefer ben tek kaşımı kaldırarak.
"Geldiğimden beri sana katlanmaya çalışıyorum ama olmuyor! Bir sorunun var belli ve ben onu anladım merak etme." Dedi dik dik bakarak. "Allah allah neymiş?" Dedim yerimde dikleşip sahte bir merakla.
"Arel olabilir mi?" Demesi ile kısa bir şok yaşamıştım.
"Tatlım o senin sorunun. Kendinkiyle benimkini karıştırdın galiba." Dedim yapay sırıtışımı yüzümden eksik etmeyerek. Aynı kısa şoku o yaşarken. Arel kolumu tuttu. Şaşkın bakışları yüzümden gezinirken kolumu elinden kurtardım.
"Cidden saçmalıyorsun şu an." Dedi Ekim Tam Ekim'e cevap vericekken Mert konuşmamı kesti.
"Bence artık kalma zamanı. Zaten hava karardı." Demesi ile gözlerim büyüdü. Olmaz kalkarsak evde yalnız kalacaklar. Bu mal korku filmi açıp sarılcaktır kesin Arel'e.
"Bence de." Dedi Arel ve Ekim ile aynı anda kalktılar. Parayı ödeyip kafeden çıkacakken, "Erkeğimden uzak dur yelloz." Dedi Arel'e abayı yakan garson Bey. Bu sefer şaşıran taraf ben, gülen taraf Arel'di. Bu nerden duydu? Ben bile zor duymuştum.
Kafeden çıkmamızla üşüdüğümü hissetim. Hava çok soğuktu be.
Kimseden ses çıkmıyordu. Mert ve Alinda'nın flörtü dışında tabii. Arel elinde telefonla uğraşırken telefonunun önüne geçip saçma bir poz verdim. Çekiyor muydu bilmiyorum. Çekmiyordu bence çünkü o ihtiamle güvenip poz vermiştim. Göz kırpıp önümeden yürümeye başladı. Ardından Ekim ile konuşmaya başladılar.
"Duydum sizi." Dedi Mert otuz iki diş sinsice sırıtarak. Aha şimdi sıçtım. "Neyi duydun en sevdiğim eniştem." Diye boynuna sarıldım. "Ne eniştesi Balıncığım." Dedi Alinda kolumu cimcikliyerek. Buda iyi alıştı bana şiddet göstermeye.
Mert Alinda'nın dediğini takmadan "Arelden mi hoşlanıyorsun?" Konuşmamıza fırsat vermeden "Sormam saçmalıktı. Arel'e olan bakışların, Ekim'e olan bakışların zaten fazlası ile belli ediyor." Diyip göz kırptı. Bir dakika ne? Arel'e olan bakışlarımı ne kadar gizlemeye çalışsamda ister istemez patlak veriyordu. Ve Mert, Arel'in en yakın arkadaşıydı. Öğrenmesi çok büyük bir sıkıntı. Tam reddetmeye hazırlanırken, omuzuma destek vermek istercesine dokunup "Merak etme aramız da." Dedi sıcak bir gülümseme ile. Bence güvenebilirdim.
"Birde yalnız kalmayacaklar orası bende." Diyip o da yanımızda geçip geçti. Arkasında da iki şaşkın kız bırakmıştı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
