47. Bölüm - Can yakan bir aşk!

Começar do início
                                    

Birden bağırınca kucağımda irkilen Mert'e baktım. Ağlamaya başlamıştı.

Z-Sessiz ol. Oğlumuzu korkutuyorsun.

K-Bıktım Zeynep anlamıyor musun. Senin bu inadından bıktım. Neden bir kere de beni dinleyip söylediğim şeyi hemen kabul etmiyorsun? Bir kere ya, bir kere.

Göğsüme sokulan Mert'in saçlarına  bir kaç öpücük kondurup sakinleşmesini bekledim.

Z-Kerem! Tek sorun kıskanman mı yani?

K-Evet başka ne olacaktı? Ne dememi bekliyorsun?

Hâlâ sakinleşmemişti ama bağırmıyordu.

Z-Bir haftadır bir sürü bahane ürettin. Hepsi buna mı dayanıyordu?

K-Ne sanıyorsun Zeynep? Dergiye kapak olursan herkes seni görecek, sana hayran olacak. Bunun bana ne hissettirdiğinin fakında mısın? Kendini benim yerime koy! Hepsi çok sevdiğimden.

Şöyle bir düşününce O'na hak verecek gibi olmuştum ama bu beni ve oğlumu korkuttuğunu göremezden gelememi sağlamıyordu.

Z-Direk gelip bana söyleyebilirdin. Ne gerek vardı bu tür şeylere. O kadar önemli bir iş yapmadığımı bile söyledin bana. Beni ne kadar üzdü farkında mısın? Üstelik bunu senin söylemen.. En başından beri kıskandım desen belki de olay buralara kadar gelmeyecekti Anında kapanacaktı. Nereden biliyorsun benim de sırf inadına yapmadığımı? Hiç bir şeyin farkında değil misin?

K-Farkındayım tabi. Seni kararından döndürmek için yapmadığım şey kalmadı. Ama hiç vazgeçmedin Zeynep. Anında kıskandığımı söylesemde benimle dalga geçeceğini düşündüm. Benim hiçbir şeye izin vermeyen, kıskancın teki olduğumu düşünebilirdin. Bu konuda yaşadıklarımızı hatırlamıyor musun? Yine güven problemi yaşamaktan korktum.

Z-Hatırlamam hiç bir şeyi değiştirmiyor. Yine de teklifi kabul edeceğim Kerem.

K-Zeynep, beni deniyor musun? Eğer öyleyse daha fazla dayanamayacağım.

Z-Ne yapacaksın dayanamayıp ha? Ne? Beni kırıyorsun, oğlumuzu korkutuyorsun. Bir kere de bizi düşün. Şu an bu tartışmayı yapacağımıza sen oğlunla ilgilenebilirdin. Koltukta sarılmış oturuyor olabilirdik. Ben de senin bu hareketlerinden bıktım. Kendine gel artık!

Gözlerini şaşkınlıkla kırpıştırınca dediklerimi gözden geçirdim. Ağır konuşmamıştım değil mi? O da benim inadımdan bıktığını söylemişti.

K-Bunu nasıl söylersin Zeynep. Ben sizi değil de kimi düşünüyorum sanıyorsun?

Takıldığı nokta bu mu olmuştu.

Ağzımı açacağım sırada elini kaldırıp beni susturdu.

K-Neden her kavgamızda ailedeki yerimden vuruyorsun beni? Bizi düşünmüyorsun diyorsun, baba olmamla ilgili şeylerden bahsediyorsun? Değiştiğimi görmüyor musun? Ya da bundan koktuğumu, kötü bir baba ya da eş olmaktan koktuğumu. Sen bunların farkında mısın Zeynep? Sen beni kırdığının farkında mısın?

Z-Ne güzel karşılıklı birbirimizi kırıyoruz değil mi?

Öfkeden patlama noktasına gelmiştim ama kendimi tutuyordum. Aklıma saçma fikirler gelmişti. Onları kovmazsam kötü şeylerin olacağı belliydi.

K-Kırmayalım o zaman.  Nasıl olacak?

Birden sakinleşen ses tonuna sinirlenmiştim. Hep böyle yapıyor suçu bana atıyordu. Ne yazık ki ben O'nun kadar hızlı duygu değiştiremiyordum.

Rehine [ZeyKer]Onde as histórias ganham vida. Descobre agora