İblisin günahkar parmakları

14.9K 578 535
                                    

3. Bölüm "İblisin Günahkar Parmakları"


Kulaklarımda cızırtı yapan uğultulu sesler karşısında titreyen dizlerime söz geçiremiyordum. Korku bütün bedenimde tesirini göstermişti , ve adeta dalga geçercesine bütün düşünme yetilerimi devre dışı bırakıyordu.

Ayak parmaklarımı içeriye kıvırdım. Yaklaşan kalabalığa ve önümde durmuş iki adama baktım. Adamlar da gelen kalabalığın gürültüsünü fark etmiş olmalılar ki, dönüp o tarafa baktılar.

Ama yaklaşan kalabalığı gördüğümde sevinsem mi, yoksa daha mı kötü endişelensem bilmiyordum. Gelen kalabalık, karşımdaki adamların arkadaşları değildiler. Hepsi tamamen siyah takım elbiseleri içinde olan yaklaşık bir düzüne adam. İri bedenleri ve sert bakışları ile yaklaştıkça içimdeki arkamı dönüp kaçma dürtüsü de git gide artıyordu. Kurumuş ve tahminimce az önceki sert çıkışımdan dolayı tahriş olan boğazımdan geçmeyen yumru ile tekrar yutkunamadım. Küçük bir adım geri giderken , karşımdaki adamlar gelen kalabalık karışısında neye uğradıklarını şaşırmışlardı.

Bunu birbirlerine bakarken açılan gözlerinden anlamıştım. Ben daha ne olduğunu anlamadan, kalabalık ile aramanızda yaklaşık beş metre gibi bir mesafe kalmışken iki yaşlı adam tek kelime etmeden yanımdan ışık hızıyla geçip koşarak kaçmışlardı.

Yanımdan geçerken omuzuma çarpan adamla son anda ellerimi arkadaki nemli duvara dayadım ve olası bir düşme tehlikesinden kurtuldum. Ayaklarım dibinde hala kendin de olmayan adamın üstüne basmamaya çabaladım. O sırada kaçan adamların peşinden koşan dört beden fark ettim. Tenha sokak bu adamların adım seslerinden gelen gürültü ile yankılanıyordu. O iki adama ne yapacaklardı? Açıkçası umrumda bile değildi. Tek sıkıntı fark etmeden büyük bir fırtınanın içine düşmüş olmamdı.

Korkuyla diğerlerine döndüm. Yanımıza yaklaşmışlardı. En yakını ile aramda sadece iki metre vardı ve adamın sert bakışları karşısında dilim tutulmuştu. İkisi bana yaklaşırken bir adım daha gerilmek istedim ama az kalsın yerdeki adama basıyordum.

Kalbimin hızlı ve sert basıncı kaburgalarımı bile titretiyordu. Titreyen parlaklarımı avuç içime haps edip gelen darbeyi bekledim. Eğer bana zarar vermeye kalksalar kesinlikle kolay teslim olmayacaktım. Kimsenin bana zarar vermesine asla müsemma gösteremezdim. Yıllarca ağır darbelere alışkın olan bedenim direncini koruyacaktı.

Ama sandığımın ve beklediğimin aksine adamlar bana bir kez olsun bakmadan yerdeki adamın yanında diz çöktüler.

Anında bir iki adım uzaklaştım. Mesafemi korumaya çalışmaktı gayretim.

"Efendim bir zarar tespit edemedik, sanırım sadece fazla alkol aldığı için sızmış."

Yerdeki adamda zarar tespiti yapar gibi bütün bedenini hatta nabzını dahi kontorol eden iki adamdan biri hala gözlerini üstümden çekmeyip sert bakışlarla bakan adama bakarak rapor verdi. Adam çatık kaşlarının altından bana bakarken cevap verdi.

"Tamam onu zarar görmeyecek şekilde arabaya taşıyın."

İki adam baygın adamın kollarından tutarak kaldırdılar ve yanımdan geçerek uzaklaştılar. Hala tek kelime dahi edemiyordum. Sanki konuştuğum an kafama sıkacakmış gibi bakıyordu.

OKYANUSUN ÖLÜMÜ +18Where stories live. Discover now