3

341 161 7
                                    


Hissediyordu. Uzun zamandır beklediği kişi gelmişti."

Ama bu geliş iyi olmayacaktı. Bakabilecek miydi o tarafa peki? Uzun zamandır beklemesine rağmen ona o kadar kırgındı ki. Yüzüne gözüne aşık olduğu bu adamı affedebilecek miydi?
Sanmazdı. İçinde ona olan öfke galip geliyordu.

Herkes put kesilmiş o tarafa bakıyordu. Aniden içeri dalan bu gizemli çocuk , adamı büyük bir hırsla vurmuştu.
Genç kız yavaşça gözlerini kaldırdı ve bakmamaya yemin ettiği gözlere baktı.
Özlemişti, doğruydu.
Ama artık eskisi gibi şeyler hissediyor muydu? Emin değildi.
Özlemesi onun için yetersizdi. Gelişi içindeki öfkeyi söndürmek yerine iyice körüklemişti. Onu affetmeyecekti. Düşünmeye devam ederken artık ondan nefret ettiğini farketti.
Onu bıraktığı günkü yıkılışı geldi aklına. Artık o aşıl kız gitmişti . İlk sevdiği erkek tarafından terkedilmek ona bayağı şey öğretmişti.
Kaşını kaldırdı Afel, umursamaz bir ifade takındı. Döndü ve babalığa selam verdi.
Ardından dönüp Cozmos'a"Gidelim." dedi.
Gizemli çocuğa bakmadan kapıya yol aldı.
Oğlan ise kızın bu umursamazlığına şaşkındı. Birşey söylemeyecek miydi? Hiç mi özlememşti onu ? Hatası geldi aklına.

Afel biliyordu birazdan burada kıyamet kopacaktı. Poyraz , Monogramın ve kaçırılan kadın yani Yıldız'ın oğluydu.
Annesi olmadığından hep babasından nefret ederdi Poyraz.
Bir kere bile severek bakmazdı adama.
Şimdi de annesi gelmişti ve ortalık iyice karışacaktı.
Poyraz ayrıca Afel'in sevdiği ilk erkekti.
En başta Afel'le olmak için herşeyi yapmıştı. Afel en sonunda ona aşık olduğunda ise genç kıza haber vermeden ortadan kaybolmuştu .

Genç kız o günden sonra içinde hep bir feryat, boğazında ise geçmeyen bir yumruyla dolanır olmuştu. Kimseye belli etmezdi o ayrı. Güçlü kız otoritesi sarsılsın istemezdi.

Salonda sadece üçü kaldığında oğlan ikisine de nefret dolu bakışlar atıyordu . Aklından geçenler bir diline dökülse feryat feryat ulaşırdı kulaklarına. Önce babasına sonra annesine baktı oğlan. Şimdi ne olacaktı ? Sadece bakışacaklar mıydı böyle? Annesi gelmişti. Tamam. Artık bir boşluğu daha dolmuştu. Ama ne diyeceğini , ne tepki vereceğini bilmiyorduki.
Birkaç dakika sustular öyle.
Zaman sessiz sedasız geçtikçe oğlan daha çok sinirleniyordu.

Artık dayanamadı ve" Ne bakıyorsunuz yüzüme birşey söylesenizze!"diye bağırdı. Yine de konuşamadılar. Öylece baktılar yine . Bırakıp gitmiş bir anne, eşinin gidişiyle yıkılan bir baba. Kim ne derdi bu duruma?.

Karşısındakiler yine sessiz kalınca oğlan daha fazla dayanamadı.
Dışarı çıkacaktı . En iyisi buydu. Bunların olmadığı yerde durursa daha rahat nefes alacaktı.
"Gidiyorum ben ne haliniz varsa görün."dedi ve ikisine arkasını dönüp çıkışa yöneldi.
Arkasından "Oğlum dur!" diyen çaresiz anne babasının sesi kulaklarına dolduğunda istemsiz olarak durdu ayakları.

"Ne var?"dedi oğlan arkasına dönerken.
Annesi önce babasına sonra karşısında sinirden deliren oğluna baktı.
Çaresizce söze girdi kadın."Yaptığımın affı yok biliyorum. Gittim sizi bırakıp ama zorundaydım. Benim gerçekten bir suçum yok. Hele babanın hiç yok. Ona böyle davranamazsın. O bunları hiç haketmiyor ki."

Oğlan tekrar sinirlenmişti. Ne demek zorundaydı ki yahu? Annesiz büyümüştü onun yüzünden.
"Bana mantıklı birşeyler söyleyin o zaman." dedi tükenmiş bir sesle.

Kadın yavaşça oğlana yaklaşıp elini uzattı. Tükenmiş hâli yüzüne vurmuştu.
"Poyrazım. Ben fakir aile çocuğuydum. Hiçbir şeyim yoktu. Bir , daha doğmamış sen vardın. Bir baban vardı. Bana yeterdiniz .
Fazlasını istemedim hiç ben.
Ama babanın ailesi çok varlıklıydı. Benim onlara yakışmadığımı söylemişlerdi. Sonra benden habersiz ailemle anlaşma yapmışlar. Beni alıp zorla yurtdışına gönderdiler. Daha 18 yaşımda ne yapabilirdim? Seni doğurduktan sonra da elimden aldılar zaten. Yemin ederim benim bir suçum yok. Yıllarca hapis hayatı yaşadım ben. Peşimde adamlar vardı hep . Ama iyi oldu . Okudum avukat oldum ben . Ancak bu şekilde kurtuldum ellerinden."
Çaresizce ağlamaya başladı kadın.

AFELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin