Jimin hafif bakışlarını kıstı ardından "Min Yoongi'nin arkadaşı Hei Ryung olduğunu söyleme bana." derken sesi acı çekiyor gibiydi.

"Min Yoongi derken? Onu tanıyor musun?" diye konuşmaya atılan bu kez Taehyung oldu. Orada telefonu ile ilgileniyor gibi görünüp bizi mi dinliyordu?

"Evet, Yonsei Üniversite'sinde okuyordu o da. Ortak arkadaşlarımız vardı bir ara birlikte takılıyorduk. Peki sen nereden tanıyorsun?"

"Aynı departmanda çalışıyoruz." diyen Taehyung merakla sordu.

"Hâlâ görüşüyor musunuz?"

"Hayır, ruhsal sıkıntılar yaşadığı bir dönemden geçtiğini duydum. Herkesle bağını kopardığını biliyorum sadece."

Taehyung usulca başını sallarken Hei "Okulun karşısındaki kafede beni bir saat kadar beklettiğin için bir özrünü alırım artık." dedi ve Jimin büyük bir içtenlikle "Özür dilerim. Gerçekten çok mahçup hissettim." diyerek Hei'ye odaklandı.

Benim daha ne kadar burada oturmam gerekecekti?

Ji Eun bir şeyler anlatıyor ve Jungkook sürekli gülüyordu. Namjoon ve Hwa Mi sessizce bir şeyler konuşuyorlardı. Eul, Jin'in omzuna yaşlanmış ona bir şeyler anlatıyordu. Hoseok ve So Ra tezgahın ardında bir şeyler hazırlıyorlardı. Hei ve Jimin buluşma hakkında konuşuyorlardı. Taehyung orada yalnız başına oturuyorken benim de burada canım sıkılıyordu. Bu nasıl toplu buluşmaydı? Herkes kendi arasında gruplaşmıştı.

Taehyung'un yine telefonuna gömüldüğünü fark ederek dudaklarımı aşağıya doğru sarkıttım. Yerimden kalkıp etrafta gezinen Yeontan'ı kucağıma alarak geri döneceğim sırada Taehyung yere iki tane minder sıraladı ve beni de yanına çağırdı.

Gülümseyerek hızlı adımlarla yanına ulaştığımda dikkatli bir şekilde oturdum ve Yeontan'ı dizlerimin üzerine bırakıp Taehyung'a döndüm.

"Neden tek başına oturuyordun?"

"Jimin üzülmesin diye."

"Neden üzülsün ki?" diye merakla sorduğumda Taehyung başını olumsuzca iki yana salladı.

"Bunu anlamak istemezsin balık hanım." diyerek ellerimizi birleştirdi. "Ama artık üzülmek için vakit bulamayacak gibi görünüyor." derken Jimin ve Hei'ye son kez baktı.

"Herkes kendi arasında konuşuyor. Biz ne zaman eve gideceğiz?"

"Hemen kalkarsak ayıp olur ama erken gideceğiz."

......

Bir süre sonra birlikte bir şeyler yapma fikrini ortaya atan Hei sayesinde dikdörtgen masanın etrafındaki sandalyelere geçmiştik. Ortada bir şişe vardı ve şişe hangi ikili arasında kalacaksa biri soru soracak diğeri doğruluğu ya da cesareti seçecekti. Ben ilk kez oynayacağım için oldukça heyecanlı olsam da Taehyung bu oyunu oynamamak için bayağı diretmişti. Hatta "Ergen falan mısınız?" diye söylenmeye devam ediyordu. Ben ise masadan kalkmaması için elinden sımsıkı tutmuştum.

Taehyung'a aldırmadan şişeyi ilk çeviren kişi Jungkook oldu ve şişenin ucu bende durdu.

"Yaşasın, ben cevap vereceğim." diye heyecanla attığım çığlığa diğerleri şaşırmış gibi dursa da So Ra gülüp "Çok tatlısın Ella." diye destek vermişti.

"Doğruluk mu cesaret mi?"

"Doğruluk."

"Yapmayı en çok istediğin şey ne?"

Usulca Taehyung'a baktım ardından Jungkook'a yeniden döndüm ve gülümseyerek yanıt verdim.

"Taehyung ile öpüşmek bir de bebek yapm.."

Taehyung hızla ağzımı kapatırken diğerleri sus pus olmuştu. Yanlış bir şey mi söylemiştim? Hani sadece doğruyu söylüyorduk?

"Siz oyuna devam edin biz içecek bir seyler hazırlayalım." diye beni kaldırmaya çalışan Taehyung'a, So Ra engel oldu.

"Bırak Taehyung. Aramızda doğruları dile getirebilecek cesareti olan tek kişi Ella. Onsuz bu oyunu oynayabileceğimi sanmıyorum."

"Fazla açıksözlü doğrusu." diyen Eul hâlâ şaşkın görünüyordu.

"Şimdi Ella'nın cevirmesi lazım." diyen Jungkook'a karşılık Taehyung yavaşça yerine oturdu ve kulağıma doğru eğildi.

"Artık hep cesareti seç olur mu?"

Usulca başımı salladım ve şişeyi cevirdim. Şişenin ucu Ji Eun'a denk geldiğinden sevinmiştim.

"Doğruluk mu cesaret mi?"

"Cesaret."

Jungkook masanın altından koluma vurduğunda ona doğru döndüm. Telefonun ekranında "Öpmesini iste." yazıyordu.

"Beni öp o zaman." dediğimde Jungkook gözlerini kapattı ve başını ellerinin arasına aldı.

"Seni öpeyim mi?" diye şaşkınlıkla sorduğunda tereddütle başımı salladım. Ji Eun masayı dolanıp yanağıma bir öpücük kondurduktan sonra yerine geçti. Şimdi bunu niye yapmıştık? Bu oyun çok saçmaydı!

Şişeyi cevirme sırası Ji Eun'a gelince karşısındaki kişi Namjoon oldu ve doğruluğu seçti.

"Eşinize nasıl aşık oldunuz?"

"Hiç aşık olmadım."

Ji Eun'un yüzündeki gülümseyiş silindi ve duraksadı.

Hwa Mi masadan kalkıp "Müsadenizle biz kalksak iyi olacak." dedi ve peşinden Namjoon onu takip etti.

Sanırım Taehyung haklıydı. Bu oyunu oynamak pek iyi bir fikir değildi.

Yine ben geldim 💕

Dün bölüm atmadım ama bugün iki bölümle birden acısını çıkardım 😂✋

Bu kurguda o kadar çok olay var ki aklımda 🙇‍♀️ 100 bölümü bulur falan diye korkuyorum djjdid

Yeni bölüm için;

Vote sınırı:330
Yorum sınırı:700

Blue Side ❧ VWhere stories live. Discover now