"Bir sürü çilek, hamburger, patates kızartması, pankek, çikolata."

Saymayı yeni öğrenen çocuklar gibi her isteği ile birlikte parmaklarını sayıyordu ve o hâlâ bir şeyler isteyebilmek için düşünürken gülmemek adına kendimi zor tutuyordum. Bu gidişle minik balık, obur bir balığa dönüşecekti.

"Bir de vişneli gazoz!"

Yataktan yavaşça kalktım ve "Hepsini alacağım. Aklına yine bir şeyler gelirse Jimin'den rica edip beni saat beş gibi ara." dedim. En kısa sürede Ella'ya bir telefon almalıydım.

"Peki seni özlersem de arayabilir miyim?" diye masumca sorduğunda adımlarımı durdurdum. Böyle yapmaya devam ederse işe nasıl gidebilirdim?

"Güzelim, elimden geldiği kadar erken döneceğim. Sadece beni bekle, burada olacağım."

.....

Arabamı uygun bir yere park edip EASAN'ın giriş kapısına ilerlemeye koyuldum. Hızlı adımlarla geçtiğim yolda gözüme çarpan kırmızı ve siyah renkli küçük cisim adımlarımı geri geri atmama sebep oldu. Eğilip yerdeki flash belleği incelerken etrafıma bakındım ve kimseyi göremeyince flash belleği ceketimin cebine attım. Geç kalmak istemediğim için hızlı adımlarla yoluma devam ettim.

Elektro-Optik Sistemler Departmanı'na parmak izimi okutarak giriş yaptığımda bakışlarım laboratuarda çalışmaya koyulan gruba kaydı. Bir-iki dakika gecikmiş olmalıydım.

Sensörlü kapı açılırken adımlarımı içeri yönelttim ve gür bir sesle "Günaydın." diye seslendim. "Aranızda flash bellek kaybeden var mı?"

"Günaydın." diye seslenen grupta Soong Joong Ki, Hye Mi ve Bo Gum çantalarına ve ceketlerinin ceplerine bakıyorken bakışlarım etrafta Yoongi'yi aramakla meşguldü.

"Ben kaybetmemişim."

"Ben de."

"Aynen ben de."

Pekâlâ, sahibini aramak için acelem yoktu. Başka departmanlardan birilerine bile ait olabilirdi. Tek tek soracak halim yoktu.

"Kolay gelsin öyleyse size." diyerek kendi masamıza ilerlediğimde bakışlarım saate takıldı hemen ardından sistem kesildi.

"Elektrikler mi kesildi?" diye şaşkınlıkla soran Bo Gum'a döndüm. Koskoca EASAN jeneratör denen şeyi devreye sokamıyor muydu? Muhtemelen ana panoda falan sıkıntı olmalıydı ama bu bile saçmaydı. Böyle bir kurumda gerekli bakımın düzenli olarak yapılması gerekiyordu.

"Biz işimizin başına dönelim. Sorun neyse hallederler." diyen Soong Joong Ki'nin rahatlığı karşısında şaşırsam da kendi masama doğru ilerledim. Yoongi nerede kalmıştı bilmiyordum fakat o gelene kadar en azından dosyalarla ilgilenebilirdim.

Bir süre gömüldüğüm dosyadan kafamı kaldırmama sebep olan şey elektrikler geri gelmesi olurken kafamı usulca kaldırıp saate baktım. Yarım saattir gelmediği için Yoongi'yi aramaya yeltenecekken Jungkook'tan gelen birkaç cevapsız arama ve mesaj dikkatimi çekti.

Bu çilek emojileri ile süslenmiş "Seni özledim telefonunu neden açmıyorsun?" mesajı ancak Ella'ya ait olabilirdi. Daha yeni yanından ayrıldığımı ve işten çıkmam için yaklaşık dokuz saatlik zamanımın olduğunu düşünürsek bu balıkla işimiz vardı! Telefonumu sessize almak şimdilik iyi bir çözümdü. Yemek molasının ardından kısa bir görüşme yapabilmeyi umarak Yoongi'yi arayacakken Yoongi labaratuvara giriş yaptı ve ben telefonumu ceketimin cebine geri attım.

"Geciktin bugün. Bir sorun mu var?" diye merakla sorduğum Yoongi sıkıntılı bir nefes verdi.

"Önemli bir şey değil. Hadi işe koyulalım."

Pek önemli değilmiş gibi durmasa da başımı olumlu bir şekilde salladım. İsterse zaten kendisi anlatırdı.

.....

Yoğun geçen günün ardından elimdeki poşetlerle birlikte Jungkook'un kapısına dayandım. Bugün en az beş kez Ella'yı aramış her fırsatta da mesaj atmıştım. Telefon kullanmayı yeni öğrendiğinden ne kadar emoji varsa bana göndermekle uğraşmıştı! Parmaklarını ısıracaktım!

Onun dışında birkaç kez de annem aramıştı fakat cevapsız arama olarak kalmasını tercih etmiştim. Benimle hangi konuda konuşacağını çok iyi biliyordum. Bu yüzden arayıp arayıp vazgeçmesini umuyordum.

Bir süre sonra kapıyı açan Ella, elimdeki poşetlere aldırmadan boynuma atladığında gülerek ona sarıldım.

"Saatleri öğrendim. Biraz geç kaldın." dese de sesi keyifliydi. Tabii tüm gün tek işi tuhaf emojiler göndermek olmuştu.

"Sana bir sürü çilek alabilmek için geç kaldım." dediğimde Ella yavaşça geri çekildi ve merakla elimdeki poşetlere bakmaya başladı. Hafif olanı eline tutuşturup içeri geçtiğimde Jimin'in bakışlarını göz ardı edemedim. Üzülüyor olmalıydı. Ve bu durum gerçekten beni de üzüyordu.

Merhabalar 💕

Pazar günleri bizim evde temizlik günü ve bu yüzden çok vaktim olmuyor aslında ama heyecanla bölüm bekleyenleri görünce fırsat bulur bulmaz yazdım bu bölümü 🤗

EASAN'da neler dönüyor dersiniz? Yoongi neden gecikti?

Bu bölümle birlikte aksiyona minik bir dalış yaptık. Devamında çok daha heyecanlı şeyler bekliyor sizi. Her bölümde verdiğim ipuçlarına dikkat edin. Hepsi önemli 👌 Sonra birleştireceğiz her şeyi 🤗🤗

Yeni bölüm için;

Vote sınırı:340
Yorum sınırı:500

Blue Side ❧ VWhere stories live. Discover now