28. Bölüm

2.3K 176 57
                                    

      Yollar aştım geldim
      Kuyulara düştüm kendim
      Tırmandım parmaklarımla
      Kirlensin tırnaklarımda

    Masada uzun bir sessizlik hakimdi sadece çatal bıçakların tabaklara çarpma sesi geliyordu. Kimse bir şey demiyor bu da benim pek umrumda değildi.

     Dayım, "ne iş yapıyorsun? " Diye söze girdi
    
     Kuzey ağzındaki lokmayı yutup cevap verdi,"Turizm ile ilgileniyorum dünyanın ve Türkiyenin pek çok yerinde otellerim var. Okuyup Baba mesleğine devam ettim"

      "Baban nerede şimdi?"

       "6 sene önce vefat etti." Dedi sakindi. Fazlasıyla sakin yavaşça gözleri bana döndü ve gülümsedi ben de ona karşılık gülümsedim.

        "Kaç kardeşsiniz peki? "
 
        " 1 abim var o da Restoran işletiyor " Dediğinde Dayım başını aşağı yukarı salladı yemek bitince yengem, ben ve Nil masayı topladık o an aklıma Kuzeyle masayı toplayışımız geldi. Güle oynaya masayı topladıktan sonra makineye dizerken iddaya girmelerimiz gibi şeyler ya da mutfakta dans etmemiz çılgınca şeyler işte.

         "Pişt! seninki fotoğraftakinden yakışıklıymış" Dedi yengem ve bende güldüm. Biz mutfağı toplamış sohbet ederken kapı çaldı.

        Kapıyı açtığım da karşımda Yiğit, Timuçin ve Kuzey'in abisi vardı. Ellerinde çiçek ve çikolata vardı elime tutuşturdular ve içeri geçtiler.

       Dayım tekrar isteme olucak dedi sanırım kuzeyde aceleye getirmişti.

       Mutfağa geçtim ve mutfak masasına getirdiklerini koydum onlarda anlamış olacak ki güldüler

      "Soğuk nevale ya adam kardeşinin istemesine gülümseyerek gelmez mi ya adam anca somurtmayı biliyor" Dediğim bana anlamazca baktılar "Kuzey'in abisi" Dediğimde bana kafa salladılar ve güldüler

      "Eee nasıl içiyorlar" Dedi yengem

      "Dayım ve Ali abi nasıl içiyor? "

      "İkiside orta şekerli"  Dedi Nil
   
       "2 orta 4 şekersiz" Dediğimde başlarını salladılar ve kahveyi yapmaya başladılar ben de yapabiliyordum ama üşeniyordum.

       Kahveleri dağıtırken yine kuzeye o acıyı yaşatmak istediğimden bütün baharatlar kahvenin üzerine dökmüştüm

       Tereddüt etmeden kahveyi kafasına dikti biz kızlar merakla ona bakarken o sadece yüzünü buruşturmakla yetindi sonra bana "ben sana bunun hesabını sorucam" Der gibi  baktı ama fazla takmadım ve gülümsedim

     Yiğit:
   

     Uykulu bir halde odama girdiğimde arkamdan kızıl geldi (ismini unuttum bir şey uyduruyorum doğrusu neydi yazın)

     "Yiğit Bey-" Dedi ben de lafını kesip ona baktım "sonra gel" Dedim ve koltuğa oturdum. 2.isteme ya 2 hala seviyorlar birbirlerini neden bana bunu yapıyorsun Nisan ama dur doğru bilmiyordun dimi seni sevdiğimi.

      "Neyiniz var? " Dedi ve kapıyı kapattı masanın önünde ki koltuğa oturdu

      "Hiçbir şeyim yok"

      "Bu yüzden mi gözleriniz şiş ve kan çanağına dönmüş" Dediğinde ona baktım

      "Uykusuzum." Dedim kısa keserek

      "İsterseniz eve gidin zaten fazla iş yok bugün sadece biri randevu almış işi çıktı diye mesaj atıp erteleyebiliriz"

       "Yok eve gidersem daha kötü olurum"

İkizim  {Tamamlandı} Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang