DOCTOR

337 22 3
                                    

Tardis zamanda ışık hızıyla ilerlese de Doktor için bu çok yavaştı. Hemen uzaklaşmak istiyordu bu zamandan, bu şehirden ve o yazıdan.. Onu ilk gördüğü zamanı hatırladı. O zamanlar gezegeni savaştaydı ve yok olmak üzereydi. Gelecek hakkında kaygısı artmışken bu yazıyla karşılaşmıştı. Her ne kadar yazının ifade ettiği anlamı merak etse de, korkusu merakından ağır basıyordu. Aslında buna korku dememiş haksızlık olur. Ne de olsa Doktor tüm gezegenler için, insanlık ve insanlığın bilmediği nice ırk için cesurca savaşmıştı. Bu garip bir ürperti ve kaderin göstereceklerinden kaçmaydı.

Zaman lordlarının ırkından geliyordu. Ve geriye kalan tek zaman lorduydu. Diğer zaman lordları da tıpkı onun gibi barış için savaşmışlar ve kendileri de barış içinde yaşamışlardı. Ta ki o büyük Gezegenler Savaşı'na kadar... Gezegenleri yerle bir edilmiş, hepsi öldürülmüştü. Geriye kalan tek zaman lordu oydu. Tardis'ini de alıp zamanlar ve mekanlar arasında yolculuğuna başladı.

Gezegenleri... Turuncu gökyüzü, mavi dağlar, kırmızı çimler, sarı ağaçlar... Barış, sevgi dolu bir toplum. Taşıdıkları iki kalbin hakkını verir gibi seviyorlardı birbirlerini, sevgilerini yayıyorlardı. Ama o korkunç savaş geliyordu aklına Doktorun. Bu neşe dolu millet resmen katledilmişti. O anları hatırlayınca uzaklara bakardı.

Şimdi de uzaklara bakıyordu. Ama bu sefer geçmişe değil geleceğe takılmıştı gözleri. Bunun sonu nereye gidecekti? Ellerini yumruk yapıp kafasına dayadı. Bu sefer kaçmayacaktı. Rotasını kaderin seslendiği yere çevirdi. İçindeki ses cevabın orda olduğunu söylüyordu.

Doctor & RoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin