"Gitmem lazım ama Seda Teyzenin emri var."

-"Hadi az birşey lütfen abla lütfen"

Çocukları kıramayarak yerdeki topu bir iki çalımla aldım.

3-4 dakika çocuklara eğlendim.

"At Aslanım topu bana!"

Gelen sese doğru bakarken güldüm.

"Oo bir dakika Bizim Ev kuşu dışarıya çıkmış.. Naber Ece?"

Elini yumruk yaparak uzattı.

-"Ammada abarttın he Eray ne ev kuşu senden naber?" elimi yumruk yaparak karşılık verdim.

"Seda sultanın verdiği görev var telefon çekmiyor diye bizimkileri güne çağıracağım."

"Tamam bende sana eşlik edeyim."

"Hadi çocuklar Eray abinizle biz kaçıyoruz."

Çocuklar yine kendi oyunlarına geri döndü.

Eray aynı mahallede büyüdüğümüz 13 kişiden yalnızca biriydi.

-"Nasıl gidiyor okul?"

"İyi işte tus var biliyorsun ona hazırlanıyorum."

Evet...tıp okuyordum.

"Senden ne haber nasıl gidiyor?"

-"İş güç ders felan işte."

"Hazırlanıyorsun sınava değil mi?"

"Pek mümkün değil."

"Nasıl mümkün değil Eray mesleğin için o kadar sene okudun şirket sınav yapıyor hazırlanmak mümkün değil diyorsun."

-"İş o kadar kolay olsa Ece..İnci de üniversite sınavlarına hazırlanıyor biliyorsun onun için mesaiye kalıyorum."

Bıkkınca nefesini verdikten sonra cebinden sigara paketini çıkartıp içinden bir dal alarak ağzına  götürdü.

"Yardım edebi-.."

Cebinden çakmağı çıkartıp sigarasını yaktı ve derince dumanı içine çekip havaya üfledi. "Yardımlık bir olay yok."

Aramızda oluşan sessizliği tekrardan kendisi bozdu.

-"Ee maçlardan ne haber izliyor musun?"

"Şu aralar sınav odaklıyım."

Ağzımı aralayıp cevap verecekken arkadan gelen ses ile geri kapattım.

"Asıl taraftar Trabzonda." Enes her zamanki gibi şaşırtmıyordu.

-"Sus lan Hamsi! Taraftarmış."

"Darıldım yalnız Eray abi gidiyorum bak."

-"Saçmalama gel buraya."

"Ee Ece Senden naber?"

"İyi Enes senden?"

"İyi. Ne tarafa gidiyorsunuz?"

-"Seda sultanın görevi var güne çağırıyorum bizimkileri."

"İyi dur bizimkilere haber vereyim."

-"Çekmiyorki telefonlar." Enes bakışlarını bana çevirdi ve kulağındaki telefonu çekerek kapatıp cebine koydu.

"Bir kerede şaşırt Bergüzar Mahallesi bir kerede..Neyse size iyi görevler benim birkaç işim var."

"Koş Enes Koş Abin geliyor kaç!"

-"Ne korkutuyorsun ya çocuğu."

"Eğlenceli oluyor. Bak bak koşuşa bak." Enesin arkasından güldü.

Bakışlarım birkaç dakika gülüşüne takıldı sonrasında oda bana dönünce bakışlarımı hemen çevirip önüme döndüm.

Bana döndü ve ensesini kaşıdı"Seninki daha güzel emin ol."

-"Efendim?"

"Gülüşün yani şey az önce baktın ya bana seninki daha güzel."

Gözlerine bakarak sırıttım. "Sende kendi gülüşünü görmeden konuşuyorsun."

Yüzü kızarmaya başlamıştı. Eminim ki bende kızarmıştım.

Eray ile bizimkileri tek tek çağırdıktan sonra bize geçtik.

"Eray oğlum hoş geldin."

-"Hoş bulduk Seda Teyzem."

Eray'ın anneme uzaktan attığı öpücüklere annem yumduğu gözleri ile cevap verdi.

Hemen işe koyulup anneme yardım etmeye başladım. Masayı yine donatmıştım.

"Nasıl Eray?

-"Heyt be kimin güzeli." yanıma gelerek saçlarımı öptü.

"Yalnız sevme şekline hayran kaldım."

"Ee bizde böyle." bakışları atarken Efe araya girdi.

"Yalnız bende burdayım alınıyorum bak."

-"Gel benim küçük hamsim gel."

_______________________________________

Buraya başlama tarihinizi bırakmaya ne dersiniz? HAYDİ HERKES YORUMLARA...

Oylarınız ve yorumlarınızı bekliyorum✨

Mahalle Klasiği/Akşam Güneşi Where stories live. Discover now