Turn Back ● Hood

1K 50 5
                                    

Seni özledim.

Gelmek için neyi bekliyorsun? Beni sevmek için, seni sevmem için neyi bekliyorsun? Seni sevmem için beklemene gerek yok, Juliet. Seni seviyorum. Eğer duymak istediğin buysa, binlerce kez seni seviyorum. Başım dönüyor, bir saniye.

Geldim. Ama sen gelmedin? Nerdesin Juliet? Beni mi bekliyorsun? Sen yokken her şey çok yalnız. Ben yalnızım, Ashton yalnız, Michael yalnız, ve Luke… O sanki yaşamıyor gibi. Boş bakıyor. Biliyorum, Luke her zaman boş bakar. O seni çok seviyordu. Ve umarım Luke bu yazdıklarımı görmez. Zira ona sana yazdığı için kızıyorum her seferinde. Üzgünüm, toparlanması için yapmak zorundayım.

Ama ben nasıl toparlanacağım? Kim düştüğümde kaldıracak beni?

Geri dön, Juliet.

Peki sen nasılsın orada? Mutlu ediyorlar mı seni? Yine gülüyor musun zaten minik olan gözlerini iyice kısarak?

Biz gülmüyoruz Juliet. Sen gittiğinden beri her şey çok değişti. Her şey boka sardı. Turneler, konserler, şarkılar. Michael, artık her konser sonunda ağlayarak selam veriyor ve hiç mutlu değil. Ashton artık turne arabasında uyumuyor, geceleri ağlama sesini bile duyuyorum bazen. Luke ise artık kimseye sarılmıyor. O aşık olduğun gamzeleri var ya, onları sen gittiğinden beri görmedim. Sadece senin olan Ipod’dan en sevdiğin müzikleri dinleyip, geri gelmen için ağlıyor.

Sanırım ona bakmalıyım. Birazdan dönerim.

Geri dön ve bu acıyı bitir Juliet, yalvarırım. Luke yazarken telefonunu düşürmüş. Birimizin yine ona kızacağını düşündüğü için korktu. Ama kızmadım bu sefer. Çünkü, o çaresiz. Sensiz ve çaresiz.

Tamam, neden gittin Juliet? Hani hiçbir güç bizi ayıramazdı? Ne zaman geleceksin? Kabullenmek istemiyorum.

Geri dönecek misin? Seni özlüyoruz.

Bugünümü anlatmamı ister misin? Pekala, anlatayım. Sabah senin sesinle uyandım. Luke yine ses kayıtlarını dinliyordu ve bu acıtmıştı. Bir insanın sesini özlemek acıtıyor, Juliet. Yalvarırım geri dön.

Sonra Luke’la beraber sesini dinledik. O kadar huzurluyduk ki. İşte o an, minnetle baktım ilk defa göğe, ses kayıt cihazları icat edildi diye. Yoksa nasıl dinlerdik seni? Nasıl gülerdi yüzümüz, yalandan da olsa?

Sonra Luke ağlamaya başladı ve kendimi suçlu hissettim. O ana kadar hiçbir insanı savunmasız görememiştim. Hiçbir insanı bu kadar yalnız görmemiştim. O kadar derin bakıyordu ki o aptal kayıt cihazına bile, bir an onu sen sanıp sarılacağını düşündüm. Ama yapmadı. Sakince elinden bıraktı, öylece odadan çıktı ve gitti.

Ah, ağlama sesleri duyuyorum. Luke iyi değil ve Ashton uyanabilir. Ashton Luke’un üzerine çok düşüyor. Üzülmesini istemediğini biliyorum ama bu doğru değil Juliet. Gitmek hayatında yaptığın en büyük hataydı. Hayatımızı düzene sokan sen, artık karmakarışık bir hal aldı. Her neyse Ashton diyordum, o  biraz acımasız davranıyor bu konuda. Bu Luke’u üzüyor ve Ashton bunun farkında değil. Umarım yakın zamanda anlar.

Artık gitmeliyim. Tekrar yazacağım, merak etme.

Seni seviyorum Juliet, seni özlüyorum.

Yakın zamanda dön.

-Calum.

Bu bölüm için iki kişiye teşekkür etmek istiyorum.

1. @edaeminecengiz; Seni seviyorum çikilopum

2. @BelieveAndBeHappy; ilham kaynağım ve o paylaş demese paylaşmazdım. Benim için kutsal bir insan ve ne kadar teşekkür etsem az, sana minnettarım!

Yorumları bekliyorum!

Turn Back ● HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin