"Oh, Taehyung görmeyeli epey olmuştu. Bu kutlama güzel bir bahane oldu. Ayrıca bebek için tebrik ederim." bakışları Jeongguk'a dönmüş ve başıyla selam vermişti. Jeongguk karşısında kendine selam veren kral ile birlikte daha da heyecanlanmıştı. Koskoca kralın ona selam vermesine inanamıyordu. Gerçi bir prens ona aşık olmuşken buna şaşmaması gerekirdi. "Sen Jeongguk olmalısın. Taehyung'un aklını başından aldın desene. Gönlünü kimseye kaptırmamıştı şu ana kadar." gülüşmeler araya girerken Jeongguk da kendini kısaca tanıtmış ardından kolunu tutup köşeye çeken Jimin ile şaşırmıştı.

"Böyle daha rahat konuşuruz diye düşündüm. Ben Jimin bundan böyle ikimizde yakın arkadaşız." göz kırparak söylediği cümle ile Jeongguk gülmüştü. Kanının şimdiden ısındığını hissediyordu. "Bebek için tebrik ederim. Benim de ikizlerim var ama çok haylazlar. Onları buraya getirmeyi göze alamadım." Jeongguk'un gözleri parlamıştı.

"Öyle mi? Bu çok güzel, yani ikiz çocuklarının olması. İsimleri nedir?" Jimin karşısındaki bedenin heyecanlı haline gülümsemiş ve "Minji ve Dora" demişti. "Eee bebek ne kadarlık oldu?"

Jeongguk gülümseyerek elini karnına koymuş ve hafifçe okşamıştı. "Daha birkaç haftalık oldu." derin bir nefes alıp vermiş ve dudağını ısırmıştı. "Bu çok güzel bir his."

Jimin kafasını sallamıştı gülümseyerek. Klasik müziğin melodisinin etrafa yayılmasıyla soylular dans eşleriyle beraber ortaya çıkıp dans ederken, Yoongi Jimin'in yanında belirmiş ve zarifçe elini tutarak küçük bir buse kondurmuştu. "Bu dansı bana lütfeder misiniz?" Jimin Jeongguk'a bakıp kıkırdamış ve eşinin peşinden giderek dans etmeye başlamıştı. Jeongguk gülümseyerek onları izlerken bakış açısına giren bedenle yerinde sıçramış ve koca gözlerini esmer tenlinin gözlerine çıkarmıştı.

"Benimle dans eder misiniz bebeğimizin güzel babası?" Jeongguk gülmüş ve elini uzatan bedenin elini tutarak, kendisini salonun ortasına sürüklemesine izin vermişti. Şimdi klasik müziğin ezgisi ile dans ediyorlardı. Taehyung'un elleri taptığı ince bele sarılmış ve mavi kumaş üzerinden hafifçe okşamıştı. Jeongguk ise ellerini geniş omuzlara yaslayarak gözlerinin en derinine bakan gözlerin içinde kaybolmuştu. Heyecandan kalbi dışarı çıkacakmış gibi atıyordu.

"Jimin ile kaynaştın mı?"

"Evet prensim. Kendisi çok sıcak kanlı biri."

"Öyledir, üçümüz de çocukluk arkadaşıyız. Onlarla birçok anım oldu. Şimdi pek görüşemesek de ikisi de benim için değerli insanlardır."

"Sizin için değerli olan insanlarla tanışmakla gurur duyuyorum o halde."

"Benim için en değerli olan sensin. Sana sahip olduğum için çok şanslı bir adamım ben."

Jeongguk'un gözleri parıldamıştı. Taehyung sevgilisinin tutamları arasında bulunan tokaya bakarak gülümsemişti. "Çok yakışmış." Jeongguk anlamayarak kaşlarını kaldırmıştı. "Ne?"

"Toka çok yakışmış. Benim olduğunun sembolik bir göstergesi." demişti Taehyung sırıtarak. Jeongguk'un ona ait olduğunu herkesin görmesi hoşuna gidiyordu.

Jeongguk cevap veremeden ortamda üçüncü bir ses duyulmuştu. "Merhaba Taehyung."

Taehyung duyduğu sesle kaşlarını çatarken, Jeongguk ona nasıl böyle seslenebildiğini düşünüyordu. "Sana da merhaba Wang Yo." Dedi sesinden bile anlaşılabilecek bir soğuklukla. Birbirlerini sevmedikleri bir metre öteden bile anlaşılabilirdi.

Jeongguk meraklı bakışlarla ikiliye bakarken Wang Yo gülümseyerek Jeongguk'a dönmüş ve "Kendimi taktim edeyim. Ben Taehyung'un kuzeni Kim Wang Yo. Sen ise Jeongguk olmalısın." Demişti. Jeongguk çekinerek kafasını sallamış ve "Tanıştığıma memnun oldum efendim." Demişti kısık sesiyle. Tek eli karnını sarıyor ve içgüdüsel olarak okşuyordu. Wang Yo kısa süreliğine bakışlarını karnına indirmiş ardından Taehyung samimiyetsiz bir gülüş sunarak kuzeniyle vedalaşmıştı.

Ondan hiç haz etmiyordu.

***
Kral ve kraliçe kutlama yapılan sarayın büyük salonunda, kendilerine ayrılan özel kısımda oturarak etrafı seyrediyorlardı. Bu torun haberi onlar için mutluluk sebebiydi. Kraliçe Kim, hâlâ küçük bir çocuk olarak gördüğü oğlunun bir çocuğu olacağı için duygusal hissediyordu.

"Tebrik ederiz oğlum. Bu haberi duymak bize de nasip oldu. Göremeden öleceğim diye korkmuyor değildim." Diyerek güldü Kraliçe Kim. Taehyung annesinin sözlerine gülmüş ve sarıldığı beli biraz daha kendine çekmişti. Kral Kim'de aynı sıcaklık ile tebrik etmiş ve soy devamı hakkında endişesini dile getirip tabiri caizse Taehyung'un burnundan getirmişti. Uzun süredir -Jeongguk'dan önce- odasına cariyeleri yolluyor ve geri gönderilmelerine rağmen buna devam ediyordu. Endişesi ise soy devamıydı. Bir kral olarak haklı olsa da Taehyung bundan nefret ediyordu. Neyseki o günleri atlatmıştı.

"Taehyung, balo sonrası odama gel." Kral Kim'in son sözleri ile Taehyung babasını onaylamış ve kutlamanın bitmesini beklemeye başlamıştı. Babası onu pek yanına çağırmazdı. Bu yüzden yanına çağırma sebebini de merak ediyordu.

"Prensim ben çok yoruldum. Erken ayrılsak olmaz mı? Zaten kutlamanın bitmesine az kaldı." Jeongguk yorgun bakışlar ile Taehyung'a bakarken, Taehyung onaylamıştı maviler içinde ki sevdiğini. Ardından belinden destek vererek onunla beraber odalarının bulunduğu kata çıkmış ve Jeongguk'un odasını es geçerek kendi odasına götürmüştü.

Jeongguk'un rahatsız giysilerini çıkarmasına yardım etmiş ve kendileri için hazırlanan geceliklerden Jeongguk için olanı alarak üzerine giydirmişti. Ardından yatağa uzandırmış ve alnına kondurduğu öpücük ile "Sen uyu güzelim." Demişti. "Ben babamın yanına uğrayıp geleceğim."

Jeongguk uykulu bakışlarla kafasını sallamış ve gözlerini kapamıştı. Taehyung bu masum haline gülümsemiş son kez alnına küçük bir öpücük kondurup odadan çıkmıştı.

***

"Sefere çıkacağız."

Odada duyulan Kral Kim'in sesiyle Taehyung gerilmişti. Bu onun ilk seferi olacaktı lakin endişesi bu değildi. Bu süre boyunca Jeongguk'dan uzak kalacak olmak onu korkutuyordu.

"Nereden çıktı bu sefer baba?"

Kral Kim derin ve sıkıntılı bir nefes verdi. Eli şakaklarını okşuyor baş ağrısını gidermeye çalışıyordu. "Ülkenin güneyinde sınırı zorluyorlarmış. Düşman askeri topraklarımıza girmeden onları geri püskürtmeliyiz. Bunun ilk seferin için uygun olacağını düşündüm. İkimiz gidersek askere moral olur."

Her prens tahta çıkmadan önce bir kere bile olsa sefere çıkmalı ve savaş deneyimi kazanmalıydı. Taehyung istemese de olması gereken buydu. Bu yüzden isteksiz olsa bile onayladı.
"Ne zaman yola çıkacağız?"

"Bu hafta içinde."

Bölüm sonu.

Çok geç kaldım üzgünüm :"(
Belki diğer bölümler de gecikebilir sınav haftası geldi off yaaa son sınıf olmak ne çok sorumluluk istiyor arkadaş. Sorumluluklardan nefret ediyorum 😒

Öhm neyse umarım beğenmişsinizdir 😙

Prince | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin