''Korkma sana kimsenin zarar vermesine izin vermem.''

.....

Herkesin ikizim olabileceğini düşündüğü kızın ailesi ile görüşmüş ve önemli birkaç bilgi edinmiştik.

Ailesi onu henüz bir aylık bile değilken Judith isminde genç ve güzel bir kadının kendilerine bıraktığından bahsetmiş ve onu bulabileceğimiz bir adres vermişti. İşin tuhaf yanı Judith adı verilen kadınla birkaç kez daha karşılaştıklarını ve kendisinin neredeyse hiç yaşlanmadığını dile getirmişlerdi.

Judith denilen kadın ile sabah görüşmeyi düşünerek hep birlikte eve döndüğümüzde aklıma takılan tek şey Taehyung'un, Jungkook'a benimle ilgili verdiği bilgiler yüzünden kızması olmuştu.

Jungkook, deniz kızı olduğum gerçeğini benimle aynı görünüme sahip olan diğer kıza söylemişti fakat Taehyung bu durumun gizli kalması gerektiğini düşünüyordu. Belli ki Taehyung diğer insanlara güvenmiyordu ve bana da başka kimseye söylememem gerektiği ile ilgili nasihatte bulunmuştu.

''Ella, hala olanları mı düşünüyorsun?''

So Ra'nın sesi ile birlikte düşüncelerimi bir kenara bıraktım ve oturduğum koltukta ona da yer açıp biraz yana doğru kaydım.

''Taehyung'un korktuğu şey her neyse beni de korkuttu sanırım'' dediğimde So Ra elimden tuttu.

''Merak etme, Taehyung da biz de seni koruruz.''

So Ra'nın içtenliğine karşı gülümsedim. Ona çok ısınmıştım. Sanırım dünya üzerinde bir kardeşim varsa bile onun So Ra olmasını tercih ederdim.

''Bu arada Taehyung nerede? Neden burada tek başına oturuyorsun?''

''Banyoya girdi ben de burada onu bekliyorum.''

''Odanızda bir banyo var zaten neden burada duş alıyor ki?''

Düşünmem gereken bir problemmiş gibi bir süre üzerinde durdum sanırım Taehyung banyodan çıkar çıkmaz bunu ona soracaktım.

''Ella, seninle sonra konuşuruz dediğim meseleyi hatırlıyor musun?''

So Ra'ya karşılık usulca başımı salladığımda bana kocaman gülümsedi ve ''sanırım sen Taehyung'a aşık oluyorsun'' diye fısıldadı.

Yüzümdeki gülümseyiş silinirken endişeyle alt dudağımı dişlerimin arasında sıkıştırdım ve bir anda ayaklanıp sağa sola yürümeye başladığımda So Ra yerinden kalkıp karşıma geçti ve omuzlarımdan tutup beni durdurdu.

''Neden panik oldun? Bu kötü bir şey değil ki!''

So Ra'ya dikkatimi verip başımı olumsuzca iki yana salladım. ''Taehyung ona aşık olmamam gerektiğini söyledi.''

''Kendisi bir şey hissetmediğini mi sanıyormuş?'' diyerek dudaklarından çıkan gülüşü bastırmaya çalışan So Ra kolumdan tutup beni koltuğa doğru çekti.

''Bak Ella, Taehyung'un ilk kez birine böyle baktığını görüyorum. Emin ol o da sana aşık olmaya başladı ve aşk sandığın gibi kötü bir duygu değil. Zaten istesen de aşık olmanın önüne geçemezsin.''

''Taehyung aşık olursak acı çekeceğimizi söyledi. Ben okyanusa dönünce birbirimizi göremeyeceğimiz için aşık olmamalıymışız.''

''Ella, okyanusa falan dönmek zorunda değilsin.''

Bakışlarımı birleştirdiğim ellerime düşürdüm.

''Ama burada kalamam ki. İyileşene kadar burada kalacağımı söyledim.''

''Ne kadar da sözüne sadık bir Ella'' diyerek kahkaha atan So Ra koltukta iyice bana doğru döndü. Ellerimi elleri arasına alırken bakışlarında şefkat duygusu belirdi.

''Merak ettiğim tek bir şey var ve buna içtenlikle yanıt vermeni istiyorum'' diyen So Ra'ya karşılık başımı olumlu bir şekilde aşağı yukarı salladım.

''Taehyung'un yanında olmayacağını bile bile yine okyanusta çok mutlu olacak mısın?''

So Ra'nın sorusu ile birlikte derin bir sessizliğe gömüldüm. Taehyung'a fazlasıyla alışmıştım belki ama bu dünyaya yabancıydım. Taehyung gibi iyi insanların dışında kötülerin de olduğunu biliyordum. Beni sürekli birilerinin korumasına ihtiyaç duyacaktım ve ben kimseye yük olmak istemiyordum.

''Şimdi cevap vermek zorunda değilsin ama bunu bir düşün istersen'' diyerek yanımdan ayrılan So Ra'nın ardından bir süre daha baktım.

Bir süre sonra banyodan çıkan Taehyung ile göz göze geldiğimde üstünde siyah bir eşofman ve ıslak saçlarından damlayan suların ıslattığı siyah bir tişört vardı. Saç havlusuyla saçını hızlı bir şekilde kurulamaya çalışırken aynı zamanda adımlarını bana doğru atıyordu ve ben her adımda biraz daha heyecanlanıyordum.

Tam karşımda durup elini bana doğru uzattığında elini tutup ayağa kalktım ve boşta kalan elimle ıslak saçlarının bir tutamını yüzünden geriye doğru ittim.

''Neden odamızda bir banyo varken burada duş alıyorsun?''

''Uyuyacağını düşünüyordum ve ses yapıp seni uyandırmak istemedim.''

Sanırım Taehyung olmadan ben uyuyabileceğimi falan düşünmüyordum. Bunu ona söylemeli miydim?

''Uyumadım, seni beklemek istedim.''

Taehyung elini elimden çekip belime yerleştirdi ve ilgili bakışları yüzümde dolanırken ''yarın için mi endişeli misin?'' diye sordu fakat benim aklım bel boşluğumdaki elinin sanki hep orada olması gerektiği ile ilgili hissettiklerimdeydi.

''Biraz ama uyumamın sebebi o değil.''

''Ne peki?''

''Sen yanımdayken uyumaya alıştım'' dediğimde Taehyung tebessüm etti ve boşta kalan eliyle saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

''Birlikte uyuyalım öyleyse'' diyerek geri çekilecekken elimi tişörtünün yakasına götürdüm ve benden uzaklaşmasını engelledim.

''Taehyung, sana aşık olursam bana kızar mısın?''

Ben geldim 💕

Bir-kac kişi önceki bölümde Ella'ya benzeyen birinin olacağını tahmin etmişti. Sizi tebrik ederim djkdkd

Bu ikiz meselesi hakkında neler düşünüyorsunuz?

Neden böyle bir şey yazdığımı sonradan anlayacaksınız. Bir-iki bölüm böyle fantastik olaylar olabilir 🤗

Yeni bölüm için;

Vote sınırı:220
Yorum sınırı:400

Blue Side ❧ VHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin