1.Bölüm: Yeşil Gözler

12.6K 409 35
                                    



Alarmın sağır edici sesi ve gözlerime batan güneş ışınlarına rağmen bedenim uyku diye yalvarıyordu, bende kendimi üzmemek adına alarmı kapatıp bugün gözlerime izin vererek biraz daha uyumaya karar verdim.Hiç zorlanmadan uykuya teslim olmuştum ki bu sefer diğer sinir bozucu sesle uykuma veda etmek zorunda kaldım.Tanrım bu ses bana annemi hatırlatıyor. Kendime gelip gözlerimi açtığımda, saati görmemle agzımın bir karış açılması bir oldu.Işık hızıyla yatağımdan kalkarak banyoya girdim rutin işlerimi hallettikten sonra çıkıp kıyafetlerimi giydim. Bu hızla rekorlar kitabina bile girebilirim. Nasıl olduda bu kadar geç uyandığımı anlamıyorum... her neyse.!

Çantamı da aldıktan sonra okul yolunu tuttum evle okul arasında 20 dakikalık mesafe olduğundan yürümeye karar verdim. Ardından yürümeyide bırakıp koşmaya başladım zira fizik dersine geç kalıp gıcık hocasıyla ters düşmek istemezdim. Okula girdiğimde derin bir nefes aldım ders başlamamıştı. 'sanırım şanşım geri döndü' diye düşünürken zilin çalmasıyla kendime geldim. ' lanet olası şans diye mırıldanarak tekrardan sınıfa koşmaya başladım. Tam adımımı atacakken biriyle çarpışınca durmak zorunda kaldım. ''Aah hadi ama günüm daha kötü geçebilir mi?" resmen düşüncelerime tecavüz edilen bağırışla kendime geldim. Çarptığım kişi okulun popüler kızından (sürtük olması gerekirdi) başkası değildi. Başımı iki yana sallayarak kendime geldikten sonra tam ağzımı açıp (istemeyerekte olsa) özür dileyeceğim esnada sağ elini kaldırıp beni susturdu. Ters ters bakmaya başladığımda, yüzüne alaycı bir ifade yerleştirerek '' bunun gibi kıyafetler, senin gibi ezikler üstüne birşeyler döküp çarpasın diye özel olarak tasarlanmadı" diye ciyaklaması kaşlarımı dahada çatmama neden oldu. ''Senin yüzünden güzelim kıyafetim mahvoldu söylesene bunu nasıl karşılayacaksın" diye devam etmesiyle. ''Anlamadım" diye ciyaklamam bir oldu. Yüzünü buruşturarak devam etti. ''Belki gidip bana yiyecek bişeyler getirirsin ve seni affederim" demesiyle sabrımı taşıran damlayı koyması bir oldu.

İçimde bir öfke hissettim biliyorum bunun için bir neden yoktu ama içimde daha önce hissetmedigim bir öfke patlamaya hazır bekliyordu sanki. Üstüne basarak '' ASLA " diye kükrememle bir iki adım gerilediğini gördüm. ( seni küçük Moly ne kadar korkak olduğunu benden iyi bilen varmı sanıyorsun). Yüzümdeki gülümseme yayılırken arkamı dönerek uzaklaşmaya başladım, daha iki adım atmıştım ki saçlarımda hissettiğim el ve ardından '' nereye gittiğini sanıyorsun" diyerek atılan kahkahalara dayanamadım. Hızla arkamı dönmemle onu boğazından tutup duvara yapıştırmam bir oldu. Gözlerimi gözlerinden ayırmadan konuşmaya başladım.'' Ne kadar zayıf ve güçsüz olduğuna bak Moly" dedim fazlasıyla soğuk çıkan sesimle. '' Sana tavsiyem bir daha bana dokunmayı aklından bile geçirmemen.. hımm yada geçir" kulağına yaklaştım.'' Ama sonucuna katlanırsın. Şimdi uslu bir kız ol ve yoluna devam et" diye tıslayarak onu bıraktım. Gözyaşlarına direndiği ap açık ortadaydı, normalde olsa içim sızlardı. Ama şuanda sadece rahatlamış hissediyorum. Hiç bir bakışa aldırmadan sırama geçtim. Zil çalıp hoca geldiğinde ayağa kalkma gereği bile duymadım. Herkes oturduğunda başımı masaya koyup gözlerimi kapattım. Kapının tıklanmasıyla yüzümde bir tebessüm oluştu. Acaba geç kalacak kadar şanssız olan kim diye başımı kaldırmamla ağzımın açılması bir oldu. ilk dikkatimi çeken şey bir çift boncuk gibi parlayan gözleri olmuştu... yemyeşil iki boncuk. Hadi ama kimse taşların yürüyebildiğinden hatta konuştuğundan bahsetmemişti.'' ben Peter yeni öğrenciyim " dediğinde kendime gelebilmiştim. O yeşil gözlerde bir ömür yaşayabilirim. Ne diyorum lan ben çocuk bana hayatta bakmaz.( iyice terbiyemi bozdum ben) düşüncelerimi hocanın bir yere geç demesi dağıtırken benim yanıma oturma olasığını düşünmeye başladım. Bir bakalım hımm...

tabi ki de binde sıfır bile değil...

Tanrım tanrım tanrım doğrumu görüyorum. Bana doğru mu geliyor o? Yok canım ne gelicek! Gözlerimle onu izlerken bana yaklaştığını fark ettim ohaa yanıma oturdu ahh sanırım nefes alamıyorum. Sınıfta o kadar güzel ve seksi kız varken niye benim yanıma geldi ki tamam bende pek çirkin sayılmam ela gözlerim ve kumral saçlarımı beğeniyorum. ''Merhaba ben Peter" demesiyle dikkatimi yine dağıttığını farketmişmiydi acaba. '' hee!" ne dedim ben ahh dilime eşek arısı soksun. '' yani seyy...merhaba ben de Amy" en iyi gülümsememi sunarak elimi uzattım. 'Memnun oldum Amy' diyip elimi sıktığında kalbimin teklemeye başladığını hissedebiliyordum. Tanrı aşkına ne oluyordu bana böyle...

bu benim ilk hikayem umarım beğenirsiniz..

Melez TanrıçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin