Panik

21 1 0
                                    

Öyle sinirliydim ki Brad i öldürme isteğiyle dolup taşıyordum. Benimle nasıl böyle konuşurdu nasıl böyle boktan şeyler düşünürdü ben sadece onu yaşatabilmek için kendi düzenimden vazgeçmişken bunu göremeyecek kadar kör müydü yani. Tamam ona kötü davrandığım zamanlar oldu yani evet genel olarak kötü davranmıs olabilirim ama hiçbir zaman onu sadece.görevden ibaret görmedim. Resmen saçmalamıştı ben öyle biri değildim. Yakınımdakilere değer veririm ama bunu başkaları gibi sarılarak ya da sefkat falan göstererek yapmam . Yakın gördüğüm insanları en küçük tehlikeden bile korumayı görev edinirim. Annemle babamdan sonra yakın gördüģüm kimse zarar görmedi. Ne yani benden ona.sarılmamı yanındayım seni seviyorm değer veriyorum dememi falan beklemiyordu değil mi ? Çünkü bekliyorsa daha çok beklerdi. Hah ben Christiana Winchester bu cidden komik olurdu. Biraz sakinlestim ama söylediklerimde kararlıydım . Bundan sonra Brad sadece görevim olacaktı . Derin bir nefes alıp odadan çıktım yavaş yavaş merdivenlere yöneldim. Brad muhtemelen bahçedeydi evde hiç ses yoktu. Bahçeye indiğimde kimseyi göremedim . Hemen panik yapmamalıyım belki de odasında kız gibi ağlıyordur . Hey bu manzara iyi olurdu onunla dalga geçebilirdim. Aďımlarımı hızlandırıp odasına çıktım kapıya.vurdum ama ses yoktu yavasca kapıyı araladım. Oda boştu yatağın üstünde bir zarf varďı. Christiana'ya yazıyordu. Hızlıca zarfı açtım.

Christiana,
Seni ne kadar kırdığımı tahmin edebiliyorum. Yaptığım şeye bir isim bile bulamıyorum inan çok üzgünüm. Uzatmayı sevmediğini biliyorum o yüzden direk söyleyeceğim. Bunları yüzüne söylemeyi planlıyordum ama olmadı.  Bugün bir kez daha emin oldum ki ben sana aşık oldum Christiana nasıl bilmiyorum ama oldu işte. Bu yüzden gitmek zorundayım aynı evin içinde seninle bir yabancı gibi yaşayamam . Zaten korunmayı da haketmiyorum sana yaptıklarımdan sonra . Belki de en iyisi ölmemdir. Umrunda mı bilmiyorum ama eğer umrundaysa lütfen beni arama ben başıma gelecek olan herşeyi hakettim.

Lanet Ucube'n Brad Walker

Beynim kısa bir süre işlevini yitirdi. Şaka olmalıydı bu değil mi belki de görünmez olmuş biryerlerden tepkimi falan izliyordur.

-Hey lanet ucubee bu hiç komik değil hemen ortaya çıkkk !!

Ses yoktu ortaya çıkan bir Bradte yoktu lanet olsun. Evet kırılmış ve ağır konuşmuş olabilirdim ama bu intihar etmesini gerektirmezdi. Istemsiz olarak gözlerimden yaş geldiğini farkettim. En son ne zaman ağlamıştım. Ah evet en son ailemin katillerine işkence ederken ağladım. Tabi onlara üzüldüğüm için değil onları görmek bile o geceyi tekrar yaşatmıstı bana. Koşarak evden çıktım fazla uzaklaşmış olamaz arabası yok ve evden cıkalıda fazla olmadı şuan nereye gideceğini bile bilmeden yürüyordur muhtemelen . Ah lanet olsun ya görünmez olmuşsa yanından geçsemde onu göremem. Umarım aklına gelmemiştir. Cadde evet burdan gidebilmek için caddeye çıkması gerek hemen caddeye yönelip daha da hızlı koşmaya başladım. Tam bir yerde durmuş etrafa bakınıyordum ki bir motel kapısının kendi kendine açılıp kapandığını farkettim. Insanlar böyle şeyler yapamaz herhalde değil mi ? Hemen motele girdim reception yazısının önünde durdum ve görevliyi buldum.

-Merhaba Brad Walker'ı arıyorum burda mı kalıyor.

-Burda öyle.biri yok efendim.

Resepsoyonist bunları söylerken bir yandan düşünce seslerini duyuyordum. Brad burdaydı ve onu korkutmuş yalan söyletiyordu anlaşılan biri bu korkak herife dişlerini göstermiş. Sessizliğimi korudum gözlerimi kapattım ve 2 katlı motelin kaçılabilecek her yerini kilitledim. Resepsiyonist herifin korkusu nerdeyse elle tutulur cinstendi.

-Nerde !

-B-benn şey..yemin ederim bilmiyorum.

Bunları söylerken cok kısa bi an gözlerini yana kaydırdı. Demek ki yanında duruyordu ondan söyleyemiyordu.

-Hadi ama.Brad burda olduğunu biliyorum heryer kilitli yolun sonundasın benden kimse kaçamaz uğraştırma çık ortaya.

Ses yoktu yanımda duran saksıdan büyük bir avuç toprak alıp o tarafa doğru atmamla nerde olduğunu anlamam bir oldu görevlinin tam arkasında. O kaçmadan odaklanmayı başardım ve ona acı cektirmeye başladım. Acı vücudunda yayıldıkça gücünü kaybetti ve pat görünür halde yerde iki.büklüm oldu. Yanına yaklaştım.

-Cehenneme bile gitsen seni bulurum ucubem.

-Bırak artık benden vazgeç artık korunmak istemiyorum.

-Sana ne istediğini sormadım şimdi benimle geliyorsun koca bebek.

-Ciddiyim o pislikten korkmuyorum öldürürse öldürsün umrumda bile değil.

-Benim umrumda seni beyinsiz. Çünkü sana ihtiyacım var.

-Ne nasıl neden bana ihtiyacın olsun ki beni koruyan sensin unuttun mu şu en iyisi olan.

-Yanıldın ucube somut şeylerle savaşabilir yok edebilirm ama kabusların kafasını koparamazsın.

-Bu ne demek anlamadım.

-Bu iş bittiğinde beynini geliştirmek gerekecek Brad. Seninle uyumadığım geceler kabus görüyorum ama sen varken sadece uyuyorum kabus yok.

-Bu artık senin için görevden ibaret olmayacağım anlamına mı geliyor peki.

-Ah lanet senin beynin geliştirilemez sana nakil.yaptırmak 3en iyisi sanırım evet Brad. Gerisini evde konuşabilir miyiz ? Ama önce bu sevimli çocuk çok fazla şey öğrendi.

Dedikten hemen sonra çocuğun boynuna iki delik açmam uzun sürmedi bir kısmını Brad e verdikten sonra motelden çıktık. Taze kan iyi gelmişti günlerdir mikrodalga buzluktan çıkan kanları ısıtıp içmekten artık midem alt üst olmuştu.

Eve yürürken birden karşımızda bir kadın belirdi ve bize doğru yürümeye başladı. Aďımlarımı hızlandırıp Brad i arkada bıraktım orta da kadınla yüzyüze geldik . Kadın önce kolundaki mührü gösterdi sonra anlatmaya başladı.

-Adım Rose Brook konseyin size bir mesajı var. Cuma günü eğitimi.bitirip plana başlamanı istiyorlar . Adam yerinizi bulmaya yaklaştı. Zaman bitti sayılır.

-Anladım tamam yapacağımı ilet konseye.

-Tamam.

Dedikten sonra gözden kayboldu.

-Neler oluyor ?

-Büyük gün yaklaştı Brad çok yaklaştı.

Multimedia Rose Brook

CHRISTINAWhere stories live. Discover now