KOD:6 "E"

27 2 0
                                    

DÜN GECEDEN

Dün gece can dostlarımız ,1 yani  dijital  saat  dilinde 01.00 ,gibi kalkmıştı. Ve ben onlar gittikten sonra canım aileme İYİ GECELER dileyip odama çıktım. Yatağımın üstüne gelişi güzel konulmuş telefonumu elime aldıktan sonra kulaklığımı bulmaya koyuldum.Her zaman çalışma masamın üstünde duran zıkkım bugün orada yoktu.Ama oraya koyduğumu adım kadar hatta soyadım kadar emindim ki.Sonra seri bir şekilde kendi etrafımda 1 tam tur dönünce bakış açım yatımda idi.Ve yastığımın altından  sarkan kabloya takıldı gözüm.Telefonumu  gelişi güzel yatağıma attıktan sonra , hiç işi gücü yokmuş gibi bir de kulaklığımı saklamıştı.Ama başaramamıştı.

Kim mi? Bu tam da kardeşim Meriç'in işiydi.

"Ah çocuk ah, sanki hiç bilmiyorsun sevgili ablan saklı şeyleri çok çabuk buluyor.Bunu çok iyi bilmene rağmen gene de benimle uğraşıp mağlup olmayı göze alıyorsun. " diye düşündüm.

Kulaklığımı hemen aldıktan sonra en sevdiğim müziklerden olan İdo Tatlıses'den- Olmadı  açıp yatağıma  girdim.Sonra da az önce içimden geçenleri düşününce çocukluğuma kadar gitmiştim.

Neden mi? 

Çünkü, çocukluğumda iki tane efsane kardeş tarafından yetiştirilmeme yardımcı olmuşlardı.Evleri yakın olunca onlara hasret büyümedim ,biri anneannem diğeride dedemdi.Abi-kız kardeş küçükken türlü oyunlar yaparlardı bana.Sürekli ben arkamı döndüğümde oyuncaklarımı,ayakkabılarımı..vs saklarlardı.Bende hemen bulurdum ta o zamandan. Cidden iki efsane kardeşin torunu olmak mucizevi bir şey.

Eskileri hatırlayınca hüzünlenmiştim. Hatta fark etmediğim bir yanım yüzümün ıslak olmasıydı.Saate bakmak için ekran kilidini açmak üzere telefonumu elime aldım.Açtığım anla gözümü kapamam bir oldu.Odam karanlık olduğundan telefonumun ışığı gözlerime savaş açmıştı.Birde günün yorgunluğu üzerine zaten ağrıyordu.Hemen parlaklığı sonuna kadar kısınca,ancak rahat edebildim.

Saat 02.00

Cidden vücuduma daha fazla eziyet etmeden yatayım bir an önce diye düşündüm.

                                                                                *****

Sabah gün doğunca,direk üstüme gün ışığı vursun diye sadece tülüm çekiliydi.Çünkü, ayağım kırık diye kullanmış olduğum ağrı kesiciler uykumu getirdiği için erken kalkmama yardımcı olsun diye böyle bir taktik geliştirdim. Ve sahiden öyle de oluyordu.Dün geç yattığım için gözlerim birazcık ağrısa da çoğunlukla dinlenmiş ve zinde hissediyordum.Tam yatağımdan kalkmak için doğrulacaktım ki kapımın arkasından fısıltılar geliyordu.Ve şöyleydi duyduklarım:

"Babam, ablamı öperek mi uyandırsam yoksa korkutarak mı."

"Meriç, yapma oğlum ablanın ayağı kırık unuttun mu? Senden bu yaptığının intikamını alayım diye daha çok canı yanmasını istemezsin değil mi evlat.Yoksa iki katı intikam peşine düşer karışmam ona göre.Sonra babacım babacım diye arkama saklanmana izin vermem.Sevgili kızımı seçerim." diye kısık sesle konuşmaya özen gösteren,benim sevgili canım babacığımın sesini duyduktan sonra iyice yatağıma sokuldum.Çünkü odama gireceklerini çoktan anlamıştım.Kardeşim,babamı işe gitmeden önce kandırıp böyle bir sürpriz hazırlamıştı.Kapı açıldığında gözlerimi yumdum hemen.İçeriye girip ,kapıyı yeniden kapattıklarında, hemen yatağımın yanında durdular.İkisi de  kardeşim bir yanağımdan babam da diğer yanağımdan olmak üzere sıkıca öptüler.Bende çok sıkı öptüklerinden dolayı gözlerimi kocaman açtım çabucak.

"Günaydııınnn..." diye uzatmayı çok severdi.Aynı şekilde sevgili babamda "Günaydın balım" dedi hemen kardeşimin ardından.

Bende babam ve kardeşimin günaydın demesine eşlik etmek için "GÜNAYDIN CANLARIM."  dedim.Sonra annemin sesini duyduk ve komik bir şekilde şöyle söylüyordu."Eğer, kahvaltı masasına hemen gelmezseniz , obur Forever  bizden önce yiyecek bütün şeyleri." demişti.

MUHTEŞEM BEE BENİM "FOREVER"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin