şeytan tuzağı

38 2 5
                                    

Uyandığımda Pilav'ın ayağı hala ağzımdaydı. İçimden "insan bi çıkartır aq" diye söverken ellerim bağlı olduğu için çıkaramıyordum da.

Etrafı incelemeye başladığımda yerde şeytan kapanı olduğunu gördüm. Bizim şeytan ya da herhangi bir yaratık olduğumuzu düşünüyorlardı. Pilava baktığımda hala baygındı. Bir anda kapı seslice açıldı. Ellerinde kutsal su ve tuz ile birlikte Sam, Dean ve Cass odaya girmişlerdi. Onları görünce Pilav'ın ayağını ısırdım. Çünkü Destiel yanyanaydı ve bu anı canlı görmek için götünü verirdi. Acı eşliğinde çığlık atarak uyandı ve suratıma tekmeyi uçurdu. Sandalye ile birlikte yere düşmüştüm. Popomun kırıldığını düşünüyordum o acıyla. Sam gelip beni kaldırmıştı, Pilav ise o sırada Destiel'e tren görmüş öküz gibi bakıyordu ki burnunun kanadığını fark etmemişti sanırım.

Bu sırada yüzümüze kutsal su fırlatmışlardı ve bizi sorgulamaya başlamışlardı. Nereden geldiğimizi, ne olduğumuzu bin ton klasik sorulardı bunlar. Burdur'dan geldiğimizi, Türk olduğumuzu söylemiştik. Bunları duyduklarında hayatlarında ilk kez duymuş gibi hatta bize uzaylı olduğumuzu hissettiren bakışlar atmışlardı. O an bu yabancıların Türkiye'nin Marsta olduğunu düşündüklerini bir kez daha anlamıştım. Dean, Bobby'i arayıp Burdur ve  Türkiye hakkında araştırma yapmasını istemişti.

O sırada Dean, Pilava doğru dönerek onun neyi olduğunu anlamaya çalışırmış gibi garip bakışlar atmıştı. "Arkadaşının nesi var?" diye sorduğunda Pilav elleriyle Destiel'i gösterip ağzından salyaları aka aka "Öpüşsenize" diye bir mırıltı çıkmıştı. Hemen durumu kurtarmak için yolculuk sırasında kafasını vurduğunu ve düzeleceğini söyledim.

Dean yine bizim ne tür olduğumuzu bize itiraf ettirmeye çalışmak için uğraşlara girişmişti. Yüz kez insan olduğumuzu söylememize rağmen "Birbirinin ağzına ayağını sokan insan olur mu?" diyerek bize en iğreti bakışlarını atmıştı. Bunun bizim fantezilerimiz olduğunu onlara da sevdireceğimizi söyledik.

Bir süre sonra Cass artık bu konuşmalara dayanamayıp ortalıktan gitmişti. Dean ise hala bizim üzerimizde yaratıklara zarar verebilecek şeyleri deniyordu. Artık dayanamadığımı düşündüm ve hareket etmeye çalıştığım esnada bayıldım.

Kalktığımda çözülmüştüm. Bir yatağın üstündeydim. Sanırım insan olduğumuzu anlamışlardı. Etrafıma bakınıp Pilav'ı aradım ama yoktu. O sırada kapı açıldı, odaya Cass ve Dean girmişti. Vücudumda oluşan yaraları ve bayılmama sebep olan nedenleri iyileştirmişti. Onlara Pilav'ın nerede olduğunu sormuştum ki Pilav çığlık çığlığa içeriye girmişti. Hemen Destiel'in karşısına geçip onları izliyordu ve "Eeee hadi öpüşsenize" diye kuduruyordu. Dean artık buna dayanamayacak gibi konuşacaktı ki araya girdim ve "Bizi neden saldınız?" diye sordum. Bobby'nin söylediklerimizin doğru olduğunu, bize inandıklarını ve buraya nasıl geldiğimizi araştıracaklarını, gitmemiz için bir yol arayacaklarını söylemişlerdi.

Bu sırada Pilav ile bakışmıştık, çünkü ikimizde buradan gitmek istemiyorduk. Onlar da bunu farketmiş olacaklar ki bize bu evrene girişimizin neden olduğu bir şeyin ve bunun sonuçlarının olacağını söylemişlerdi. Bizim buraya gelişimizin sonucunda bazı dengeler bozulmuş olmalıydı ki onlar sanırım bunun farkındaydı. Bize hala pek güvenmiyorlardı sanırım. Onlara bir şekilde kendimize güvendirtmeliydik.

YN: bunlar daha giriş bölümlerimiz umarım severek okursunuz yorum bırakırsanız sevinirim♡

Kamu telah mencapai bab terakhir yang dipublikasikan.

⏰ Terakhir diperbarui: Oct 08, 2019 ⏰

Tambahkan cerita ini ke Perpustakaan untuk mendapatkan notifikasi saat ada bab baru!

New Universe (Supernatural) -DestielTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang