10 -AMERİKAN FİLMİ-

1.7K 147 31
                                    

Hayatın işleyişiyle alakalı binbir çeşit felsefik yaklaşım sıralayabilirdi Şarna. Ontolojik bir çok kavramı sürüp giden bu işleyişle açıklayabilir, varlığının ve etrafındaki diğer bütün varlıkların temel problemlerine inebilirdi. Bu işe kafa yormuş onlarca filozofun onlarca görüşleriyle destekler, savunmasını harikulade biçimde tamamlayabilirdi. Bütün bunları biriktirmiş olduğu bilgisiyle yapabilirdi yapmasına ama kendi hayatını nasıl açıklayabilirdi ? Aslında düşündüğü kadar karmaşık bir hayatı yoktu. Aylak bir birey olduğunu biliyordu ve hayatını sınırlandıracak hiçbir şeye yaklaşmak gelmiyordu bu yüzden içinden.

Özgür olmayı, kafasına göre takılmayı, hesap vermemeyi seviyordu. Hayatının çevresindekilere katlanılmaz olduğunu düşündüren şey tam olarak bu vurdumduymazlığıysa gülerdi buna Şarna. Kahkaha ile hem de. Kendi hayatını kimseye göre yaşayacak bir insan değildi. Birilerinin kendi hayatına, kendi izin vermiş olsa bile bir takım değişiklikler yapmak için girmesine izin vermezdi. Yanındaki adam da bunlardan biriydi.

Menfaat ilişkisi içinde, amcasının katilinin bulunması için hayatının ufacık bir alanına girmesine izin vermişti ama adamın sınırlarını ihlal ettiğini göremese de niyetinin o olduğunun farkındaydı. Sadece ispatlayamıyordu.

"Bir şey soracağım." Kendisine bakıp bakmadığını kontrol etmeden dümdüz önüne bakarak devam etti Şarna onay cevabını beklemeden. "Dışarıdan bakınca safa mi benziyorum ?"

"Aksine, baya uyanıksın." diye soludu Asaf birkaç saniye durup düşündükten sonra.

"O zaman bu numaraları yutmayacağımı da tahmin etmiş olmalısın." Arabanın içinde seyir ederken bulunduğu tarafın camını hafifçe aşağı indirdi ve bahar akşamının taze havasını arabanın içine doldurdu.

"Elbette ettim." Eğildi ve sol tarafındaki kör noktayı kontrol ettikten sonra direksiyonunu o yöne kırdı ve düzeldi. "O yüzden bir numara çevirmedim ya."

Numaranın alasını çevirmişti Asaf. Ve çevirecekti de.

"Sana inanmıyorum."

"Özgürsün."

"Elbette özgürüm." Asaf'ın cevap vermemesi üzerine devam etti. "Neyin peşindesin bilmiyorum ama yakın zamanda çıkar kokusu."

"Zamanı da yakındır yeri de." diye mırıldanan Asaf'ı duymuş ne demek istediğini anlamamıştı Şarna.

"Ne ?"

Yine cevap alamadı solundaki adamdan.

"Bir şey sordum."

"Duydum." İnişli çıkışlı konuşan Şarna'ya göre Asaf fazlasıyla sakindi.

"Cevap versene o zaman !"

"Zorunda değilim."

"Nezaket denilen şeyden haberin var mi senin ?" Hayretle bakıyordu bu defa Asaf'a.

"Senin de mi varmış ?" Gözünün ucuyla kendisine baktığını gören Şarna iyice sinirlendi adamın umarsızlığına. İnsanları nasıl çileden çıkardığını şimdi daha iyi anlıyordu.

"Allah seni bana günahlarıma kefaret olarak mı gönderdi ?"

"Sevaplarına mükafat ?"

ŞARNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin