Küller Küllere

434 44 236
                                    

Herkese tekrar merhaba, yeni evrenimize hoş geldiniz.

Umarım bu evrendeki herkesi sevgiyle kucaklarsınız.

Başladığınız tarihi buraya bırakabilirsiniz.

Lütfen bölüm öncesinde oy vermeyi unutmayın, düşüncelerinizde benim için çok önemli yorum yaparsanız sevinirim.

İyi okumalar çiçeklerim 🌺





Bölüm Şarkıları
🌺 Korhan Futacı ve Kara Orkestra- Yine Buluşuruz
🌺 Cem Adrian, Mark Eliyahu- Kül

21 Ekim 2002

Son kez öğürüp, kafamı kaldırdım. Aynadan kendime bakmaya başladım. Hamilelik sandığım kadar eğlenceli geçmiyordu. Sürekli midem bulanıyordu.

"Kesin babana çektin sen," deyip gülümsedim. Artık dört aylık olmuştu ve karnım belirgindi. Elimi üzerinde gezdirmek, içimde olduğunu bilmediğim duyguları çıkarıyordu.

"Asmin! İyi misin?" Levent'in seslenmesiyle, suyu açıp elimi yüzümü yıkadım. Son kez aynada kendime bakıp banyodan çıktım. Kapının önünde bekliyordu. Benim için ve bebeği için endişelenmişti.

"Sabah bulantısı, sıkıntı yok," deyip ona sarıldım. Şefkate ihtiyacımız vardı.

"Azalması gerekmiyor muydu? Sanki tam tersine arttı." 23 Ekim yaklaştığı için arttı diyemezdim ki sana. Gerginlikten sürekli midem bulanıyor çünkü yıllar sonra onunla buluşacağım diyemezdim ki.

"Bilmiyorum sevgilim. Doktor herkesim hamileliği farklı geçer demişti. Benimki de böyle demek ki." Kafasını anlıyorum anlamında salladığında tekrar sarılıp mutfağa geçtim. Kahvaltıyı hazırlamıştı. İştahla yemeye başladığımda, gelip karşıma oturmuştu.
İki gün sonra gerçekleşecek buluşmanın, tek nedeni söz vermiş olmamdı. Yıllar önce verilen bir söz, bu sözü o tutar mıydı? Gelir miydi? Bilmiyordum.
Yıllardır birbirimizden haber bile almamıştık. Belki de çok uzaklardaydı.

Aynı vakitlerde başka bir yerde

Heyecandan ellerim titriyordu. Koskoca adam olmuştum ama onu düşünmek hala heyecanlandırıyordu. İki gün sonra ne giyeceğimi seçmeye çalışıyordum. Gömlek çok mu resmi olurdu? O benim gömleklerimi hep çok sevmişti.

Gelen telefon sesiyle elimdeki gömleği yatağa atıp salona geçtim. Arayan Berna'ydı. Sesli bir nefes verip telefonu açtım.

"Alo, Demir."
Ondan ayrıldıktan sonra öyle acı çekmiştim ki uzun süre evden dahi çıkmamıştım. Sonunda yaşamak için çalışmam gerektiğini anladığımda bir mimarlık şirketinde işe girmiştim. Berna'da orada çalışıyordu. İlk başta arkadaş olmuştuk ama sonrasında bana karşı hisleri olduğunu söylediğinde ondan uzaklaştım. Ben ondan başkasını sevemezdim.

"Efendim Berna," deyip cevap vermesini bekledim.

"Nasılsın? İşten izin almışsın da, merak ettim." İyi biriydi ama ben sadece ona aşık olabilirdim.

"İyiyim. Beni merak etme," deyip telefonu kapattım. Berna sınırları olmayan biriydi. Bu yüzden o sınırları ben çizmek zorundaydım.

Odaya geçmeden önce evin haline baktım. Leş gibi kokuyordu ve her yerde bitmiş içki şişeleri vardı. Birde onun fotoğrafları. Her gece yatmadan önce bakıyordum. Her sabah yanımda uyanmasını diliyordum. Hayatı hakkında bildiğim tek şey evlenmiş olmasıydı. Bunu öğrendiğimde öyle kötü hale gelmiştim ki. Anlamıştım ya yardım alacaktım ya da ölecektim. O dönem psikoloğa gitmiş ve ilaçlarla ayakta kalmıştım.

Kül DeğirmeniМесто, где живут истории. Откройте их для себя