29 / Balım

5.3K 433 94
                                    

Bütün gururuyla karşı koysa da gözlerini zorlayan yaşlara engel olamayacağını biliyordu genç kız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bütün gururuyla karşı koysa da gözlerini zorlayan yaşlara engel olamayacağını biliyordu genç kız. Boğazına oturan taş hain bir hamleyle ağırlığını daha da fazla hissettirirken kirpikleri sık sık birbirini buldu. Topuklu ayakkabılarının çıkardığı sesler etrafındakilerin dönüp ona bakmasına sebep oluyordu ama Balım'ın umurunda değildi. Yere daha sert basabilse öyle de yapardı, bacaklarındaki gücün çekilip gittiğini hissederken elinden başka türlüsü gelmiyordu. Zemin kaygan bir maddeyle kaplıymış gibi, dünyası aniden tersine dönmeye karar vermiş gibi hissettiğinden yapabildiği tek şey çıkışa doğru yürümek ve valenin arabasını getirmesini beklemek olmuştu.

Balım daha önce hayatında hiç reddedilmemişti. İşin aslı kimseye hiçbir şey teklif etmek zorunda bile kalmamıştı. İstediği ve istemediği her şey bir şekilde yoluna serilir, erkekler paspas olmaya dünden gönüllü olur, Balım'a ise bunlarından arasından birini seçmek düşerdi. Bazen canı istemezse hiç kimseyi seçmez, önüne serilenleri elinin tersiyle iter ve olan biten üzerine bir saniye daha düşünmeden yoluna devam ederdi.

Sadece yirmi bir yaşında olmasına rağmen ayakları tanıdığı birçok insandan daha fazla yere basıyordu. İstediği şeyi fark etmekte de o şeye ulaşmakta da diğerlerinden çok daha iyiydi. Tek sıkıntı bunun aksi yaşandığında ne yapacağını bilememesiydi. Yüzyılda bir gerçekleşen bu tarz durumlar karşısında çaresizdi. Kalbi bir mengeneyle sıkışıyor gibi ağrırken nefes alamadığını hissediyordu.

Bu gecenin öncesinde yaşadığı umutsuzluk hissi bile bu durumdan daha iyiydi çünkü artık yapabileceği hiçbir şey kalmamıştı. Hayal edemezdi ve kendini kandıramazdı. Bunu yaparken öleceğini düşünse bile yapabileceği tek şey bu acıyı kabul etmekti.

Adamın gözleri tüm zihnini kaplarken bunu nasıl bu kadar kolay becerebildiğine şaşırdı. Saf bir sevecenlikle bakıp onurlandığını söyleyen gözlerde aynı zamanda başka bir kadını seviyor olmanın verdiği hafif gururla karışık mahcup ışıltılar vardı. Karşısındaki manzaranın güzelliği karşısında nefesi kesilmişti Balım'ın. Bahsedilen kişi olmayı öyle çok isterdi ki göğsünün içinde acımasız bir elin kalbini sıktığını hissettiğine yemin edebilirdi. Tam o an sinesini yarsalar karşılarına bu manzarayla karşılaşacaklarına bahse bile girebilirdi.

Bu acıyla ve suçlayan bir tavırla adama baktığında elde edebildiği tek şey bir sarılma olmuştu. Suçluyordu çünkü adamın onu sevmesini her şeyden çok istemişti. Ona kalbinde özel bir yer ayırmıştı ve belki de onu olmadığı birine dönüştürmüştü ama umurunda değildi. Öyleyse bile şu an gözlerini açabilecek hiçbir şey yoktu. Bu acıyı dindirebilecek hiçbir şey yoktu. Hayallerinde her zaman daha farklı gelişen sarılma hali, daha çok canını yakmaktan başka bir işe yaramıyordu. Balım o sarılışın bitmesini hem hiç istemiyor hem de hemen bitsin diye dua ediyordu. Her iki şekilde de adama duyduğu aşkın başını veriyor, bir türlü bu oyunu kazanamıyordu.

Çantasından telefonunu çıkarıp hızlıca bir mesaj atarken gözlerinden süzülmeye başlayan yaşlara engel olamıyordu. Vedalaştık. Başkasını seviyormuş. Bu iki cümleyi yazmak ona öyle acı vermişti ki şiddetlenen ağlamasını gören insanları umursamak aklına bile gelmiyordu.

Yüksek Ökçeler - Yenilendi!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin