🎲🎲XI. ÖLÜMSÜZ

63 49 10
                                    

Derin bir iç çekerken Porzın, kelepçeli elleriyle parmaklıkları zorluyordu. Olağanüstü gücüyle parmaklıkları bükmesi gerekirken kelepçelerden yapamıyordu.

Duyduğu ayak sesleri giderek yaklaşıyordu, telaş bedenini sararken yerine geçti. Çok geçmeden gelen Dorwan parmaklıkları açarken
"Zamanınız geldi." dedi karizmatik sesiyle.

Porz,
"Dorwan lütfen dinle." derken.
Elis,
"Lütfen öldürme bizi." diye yalvarıyordu.
Dorwan onları kollarından tutup götürdü. Biraz sonra mahzenin diğer tarafına yönelmesiyle
Porzın'ın
"Herhalde başka çıkış var." diye düşünmesine sebep olmuştu.

Bir tünelden geçip uzun uzun yürürlerken Elis, Hars ve Porzın Morgol komutanını vazgeçirmeye çalışıyorlardı. Sessiz kalan Dorwan kararlı ifadesini bozmuyor, yürümeye devam ediyordu.

Tünelin sonuna geldiklerinde derin bir nefes alarak ağzında parmaklıklar olan dar bir girişe vardığında kilidi açtı iri adam. Hars anlam veremeyen bakışları arasında
"E burası ormana açılıyor." derken
Dorwan hepsini çözerek
"Hadi kaçın durmayın." dedi.

Elis şaşkınlık mimiklerine işlemişken,
"Bize yardım etmeyecek misin?" diye sormadan edemedi. Kafasını hafifçe iki yana sallarken Dorwan,
"Size en fazla bu kadar yardım edebilirim." dedi.

Porzın,
Bir arkasına bir ona bakarak
"Bizimle gel o zaman." dediğinde
Dorwan korkulu gözlerle
"Yapamam karımı öldürürler." diyebildi.
Elis telaşla
"Onu da al." deyince
"Saçmalamayın da hadi kaçın. Beni oralarda barındırırlar mı sanıyorsun?" dedi Elis'e bakarak.
"Barındırırlar tabi sen onlar gibi değilsin. Biz seni de karını da koruruz." dedi Porz.
Hars
"Hem daha sonra Gozora'yı alt etmek için geliriz. Tüm ırklar bir artık." diye devam etti.

"Sonra Kral sen olursun." dedi Elis gülümseyerek.
"Sana saygı duyuyorlar. Seve seve seni seçerler." dedi Porzın.
"Hadi Dorwan." dedi Elis.

Dorwan
"Vakit yok, karımı alıp gelene kadar ölürsünüz." dedi.
Elis tek kaşını kaldırarak
"Biz büyücüyüz." dedi, ciddi şekilde.
"Ayrıca Krallığımızda yaşayan Morgollar var. Hadi." diyerek devam etti.

Dorwan ikna olmuşçasına
"Tamam burda bekleyin." diyerek gidecekken Elis
"Gelip yardım edelim bari." diye seslendi arkasından. Dorwan derin bir nefes alarak
"Tamam o zaman geriden gelin. Ama sakın yakalanmayın" diyerek önden çıktı.

Porz, Elis ve Hars Morgol görünümünden sıyrılarak eski hallerine tamamen dönmüşlerdi, onlar da arkadan gizlenerek çıktılar.

Otuzlu yaşlarında genç ve güzel bir Morgol kadını olan Lorâ boşları toplamış han tezgahını temizlerken işlenmemiş ağaç gövdelerinden yapılan masa ve iskemlelerle ve çeşitli otantik süslerle döşeli hana göz gezdirdi.

Kapıdan içeri giren Dorwan'ı görünce sıcak bir gülümseme yayıldı yüzünde. Koşar adımlarla içeri giren kocasına
"Ah tatlım sen mi geldin?" diyerek sarılıverdi.

Dorwan'ın daima kararlı ifadesi biraz telaşlı gözüküyordu. Karısının elini tutarken kulağına eğilerek
"Gidiyoruz." diye fısıldayıverdi. Lora şaşkın halde
"Nereye." diyebildi yalnızca.
Dorwan hafif gülümsedi,
"Kaçıyoruz." diyerek elinden tutup handan çıkardı sevgilisini.
Çok geçmeden Lora ve Dorwan mahzene doğru ilerlemeye başladı.

Porzın dostlarıyla mahzenden çıkmış, hanın etrafındayken Morgollar'dan biri onları gördüğünde
"Yabancılar var." diye bağırdı var gücüyle.
Morgol askerleri peşlerine takıldığında
Elis, her ikisini dürterek
"Beyler şimdi yandık." dedi endişeyle.

Hars gelenleri gördüğünde ellerini kaldırarak yaptığı büyü hareketiyle hepsini savuruverdi. Askerler yerdeyken Hars
"Hadi." dediğinde üçü birlikte mahzene doğru koşmaya başlamışlardı.

NORÂ GÜNCELERİ SERİSİ 1: KAVİM SAVAŞLARIWhere stories live. Discover now