🎲🎲X.GİZLİ GÖREV:HERMONYA KRALLIĞI

Start from the beginning
                                    

Hars, Porz ve Elis Kral'ın huzuruna çıktıklarında korkudan gözbebekleri büyümüş, kalpleri ritminden şaşmıştı. Kral kesilmiş kanlı Morgol parçalarını hunharca yiyorken ağzından damlayan kanları ara sıra koluna siliyordu. Elis kusmamak için direnirken
Porz, saygıyla eğilerek
"Afiyet olsun Kralımız." deyiverdi.
"Demek meşhur avcılar sizsiniz. Öldürdüğünüz ırkların haddi hesabı yokmuş. Sizi şöyle birkaç gün misafir edelim, dinlenin keyfinize bakın. Daha sonra size tehlikeli bir görev vereceğim." dediğinde
"Kralımız nasıl emrederse." dedi Hars hafifçe eğilerek.

#######
Kral birden durarak ciddileşti. "Buyurmaz mısınız?" dedi önündeki kanlı tepsiyi onlara doğru itti.
Elis de yanındakiler gibi önce donakaldı sonra moda bulantısını bastırmaya çalışarak
"Kralımız herşeyden önce gelir.Biz daha sonra yeriz." diyebildi.
Gozora keyifle korkunç bir kahkaha attı.
"Sevdim sizi." dedi kalın, korkunç sesiyle.Uşağına işaret etti.
"Misafirlerimize odalarını göster." dedi.
"Beni takip edin." dedi uşak.Onları saray'ın 3. katında kasvetli, tek pencereli ve yanyana üç yatağı olan taş geniş bir odaya odaya götürdü.
"Burası sarayımızın en iyi odalarındandır.Rahatınıza bakın.Birazdan odaya yiyecek birşeyler yollarım."
"Şey kral nerede kalıyor acaba?" dedi Elis.Sesiyle de bedeniyle de erkek bir avcı Morgol gibi görünüyordu.
"En üst katta kalıyor ama bir şey olursa bana gelin.Bir alt katta sağda odam.Rahatsız edeni canlı canlı kesip yemişliği vardır o yüzden."diyerek çıktı.
Elis korkudan kendini zar zor yatağa attı.
"Off bunlar çiğ çiğ yerler bizi." dedi.
Porz
"Sakin kalmaya çalış Elis." diyerek ona bakıyordu.
Elis
"Iyyy, en iyi odasıymış bir de." derken tiksinerek etrafa bakındı.
Hars "İyi düşünelim.Dorwan'ı bulup tüyüyoruz." dedi.
"Aynen" dedi Porzın, kafasını sallarken.
Elis
"Ama nasıl bulacağız neye benzediğini bile bilmiyoruz." dedi sıkıntılı idi.
"Hadi çıkalım, dağılıp ararız." dedi Porzın.
"Ha gözleri kırmızı değil çoğu gibi, aklınızda bulunsun." diyerek ekledi.
Hars "Savaşta da olabilir bildiğim kadarıyla her gün bir yerleri yıkıyorlar." dedi.
Odalarından çıkıp dağıldılar.Porz dışarı çıktı,Elis alt katlara indi, Hars da orta katlarda dolanıyordu. Porz, bahçeye çıkıp etrafına bakınıyordu.Çoğu oldukça vahşi ve kırmızı gözlüydü.Oysa Dorwan'ın öyle olmadığını duymuştu.
"Afedersin." dedi birine bakarak.Onu sallamayarak geçti .Bir kaç kişiye denedi onlar da durmadı.
"Tuhaflar "diye düşündü.
"Belkide kibarlığa alışkın değiller, daha kaba olmalıyım" diye düşündü.Çıplak, kaba ayaklarıyla ilerlerken birine çarpıverdi.
"Pardon özür dilerim." der demez iri bir adam
"Sen kime çarptığını sanıyorsun." diye Porzin'ın üzerine yürümeye başladı. Olayı büyürken yanındakiler de katıldı ve kavga çıktı.Porzın Angal gücünü kullanıp kendini ele vermemeye çalışıyor fakat dayak yiyordu.Çok geçmeden tartışma büyüdü, sarayın önünde herkes birbirine girdi.Porz yerde yatmış elleriyle başını korumaya çalışırken güçlü bir ses duyuldu.
"Kendinize gelin.N'apıyorsunuz? diye haykırdı.Duyan herkes durdu .Ses yaklaştı Porz'ın üzerindeki Morgolları bir kenara savurdu.Ve elini uzattı.Porz uzatılan eli tutup kalktı.
"Hey dostum naber? dedi sevinçle gülerek.
"Uzun zaman oldu." diye devam etti.
Porz şaşırdı, girdiği bedeni tanıyan biri çıkmıştı, ne halt edecekti şimdi?
"Heeey.İyi dostum yine harika görünüyorsun." diye çaktırmamaya çalıştı.Sarıldılar, bu sırada Porz "Gözleri kırmızı değil." diye düşündü fakat böyle olan sadece Dorwan değildi. En azından Moldora aklına yerine geçtiği Morgol'un bazı kişisel bilgilerini yerleştirmişti.Karşısındakinin adını bilmiyor, o yüzden ismiyle seslenmemeye çalışıyordu.
"Hadi hana gidelim.Orada konuşur dertlesiriz.Uzun zaman oldu." dedi adam.Oldukça kaslı, geniş omuzlu ve fit bir adamdı.Çoğu kilolu,iğrenç Morgollara göre oldukça iyi görünüyordu.
"Tabi süper olur." dedi oldukça az konuşmaya dikkat ediyordu Porz.
Hana girdiler burası ahşaptan yapılmış masaları kabaca yontulmuş ağaç gövdesinden ibaretti.Oldukça otantik bir mekandı, bir sürü böyle masası ve küçük iskemleleri olan geniş, küçük bir pencereden yayılan ışığıyla da loş bir ortamdı. Az ileride ise ahşap bir tezgah ve içecek dolu raflar vardı.Yaklaştıklarında iri yarı fakat onların gözünden oldukça güzel bir Morgol kadını tezgahta bulaşıkları kuruluyordu.Yanındaki Morgol yaklaşarak tezgahın üzerinden kadını öptü.
"Nasılsın bebeğim, nasıl gidiyor?" dedi.
"İyiyim tatlım sen nasılsın?" dedi kadın gülümseyerek.Gamzeleri ile sıcak ve tatlı bir gülümsemesi vardı.Porzın onlara şaşkın bakışlarla bakıyordu çünkü daha önce hiç içlerine girip te böyle ilişkileri olduğuna şahit olmamıştı.
Adam
"Şimdi daha iyiyim.Bebeğim bak misafirimiz var.Tanıştırayım bu Vori, çok eski bir dostum.Komutan olmadan önce eğitimimizi beraber almıştık.O avcı oldu ben de komutan.
Nerden nereye." deyiverdi Porzin'ı gösteretek.
Devam ederek
"Bu da benim sevgili karım,her şeyim Lorâ." dedi ona aşkla bakarak.
Porz hâlâ şaşkındı, demek bu hayvani ırk aşık olabiliyordu.İlk defa Morgolların karşısında değil içlerindeydi.
"Memnun oldum bayan."diyebildi Porzın.
Kadın da nezaketle "Ben de memnun oldum.Hoş geldiniz, buyrun lütfen." diyerek eliyle masayı işaret etti.
Adam da
"Hadi oturalım Vori." dedi.
Adı Voraland'dı bildiği kadarıyla fakat böyle seslendiğine göre bayağı yakın olmalılar diye düşündü.
"Belki Dorwan'ı tanıyordur bir ağzını arasam iyi olacak." dedi içinden.
Karşısındaki adam "Dostum aç mısın ne yer ne içersin? dedi.
"Açım valla ne var? dedi Porz kendini tutamayarak.Garip bir şekilde kurt gibi aç hissediyordu."Morgollar böyle hissedoyor olmalı." diye geçirdi aklından.
"Burada geyik, karz, tavuk, kuş etleri olur genelde ve kımız, şarap,süt, aydan ne istersen." dedi.
Porz'ın adeta içine su serpilmişti. Morgol etinden başka şeyler de vardı.
"Bunu sorduğuna göre buraları bayağı unutmuşsun anlaşılan." dedi adını bilmediği Morgol.
"Öyle dostum uzun zaman oldu gelmeyeli." diye atlatmaya çalıştı Porz.
Adam "Haklısın."dedi gülerek.
Karşısındaki adam diğerleri gibi korkunç durmuyordu.En azından konuşulacak biri."diye düşündü yine.
"Ben geyik ve şarap alayım." dedi kibar olmamaya çalışarak. Şarap, burada meyve sularından yapılan alkolsüz bir içecekti.
"Hangi meyveden istersin." diye sorunca
"Hiç farketmez."dedi.
"Tam senlik bir hareket."dedi gülerek
"Herşeyi yer yemek ayırt etmez." diye devam ederken Porz güldü.
"Aynen." diyebildi.
Moldora'nın kafasına yüklediği anılardan biriydi.Vori'nin sevip sevmediği şeyler...
Han dolup taşmıştı, çok geçmeden yemeği geldi Porz'ın.Büyük bir iştahla yemeğine gömüldü.
Adam "Dostum en son o insanları öldürmediğini söylemiştin.Gozora' ya nasıl da yutturuyorsun ama." dedi gülerek.
Porzın şaşırdı "Ama nasıl tutturuyor?" diye düşünürken
içeri giren bir kaç kişi karşısındaki Morgol'a
"Selam Dorwan." deyince geyik Porz'ın boğazına takıldı.Öksürdü, bir süre nefes alamadı.
Karşısındaki Morgol ona içeceğini uzattı "İç dostum." dedi hafif sırtına vurdu.Porz kendine gelmişti.
"Daha iyi misin?" dedi.
"İyiyim." diyebildi Porzın şaşkınlıkla ona bakarken.
Dorwan "Dikkat et önünden kaçırmıyoruz ya. Hiç değişmemişsin eskiden de böyle hızlı yerdin." dedi gülerek.
"Harika." diye geçirdi içinden. "Adamımızı gökte ararken yerde bulduk.Ama sandığı kişi olmadığımı öğrenirse beni diğerlerinin önüne atar.Onlar da kıtır kıtır yer." dedi içinden ve üpermesine engel olamadı.
Bir şeyler yapmalıydı.
Elis ise sarayın zemin katına inmiş ve yer altında devasa bir zindan bulmuştu.İki tarafı parmaklıklarla dolu koridorun ortasından geçerken parmaklıkların ardında duran korku dolu mahkumlara bakıyordu.Her ırktan var gibi görünüyordu.Dalgın dalgın ilerlerken birden saldırgan Morgollar'ın tutulduğu bölüme gelince korktu.Kırmızı gözlü saldırgan ve vahşiydiler.Her an parmarmaklıkları kıraracaklar gibi onlara dayanmış ve sert sert vuruyorlardı.Elis ilerledi orada gördüğü büyücülerden bir kadın
"Hey sen!" diye seslenince Elis durdu ve ona baktı.
Kadın "Sen Morgol değilsin."dedi parmaklıklara yaklaşarak
"Söylesene o Kralınız olacak adam bizi öldürmek için mi gönderdi seni büyücü." dedi.
Kadın "Hayır tabii ki sizin burada olduğunuzu bile bilmiyorduk.Nasıl oldu bu?" diye sordu şaşkınlıkla.
"Krallığımızım ücra köşelerine saldırıp bir sürü kişiyi öldürdüler ve bizi de kaçırdılar.Nasıl haberiniz olmaz.
"Ben bilmiyordum.Eminim babamın da bir bildiği vardır." dedi Elis.
Kadın "Demek onun kızısın.Kral kendinden başkasını umursamıyor.Bizi gözden çıkardı.Ben 10 yıldır buradayım." dedi.
"Nee!" diye bağırdı şaşkınlığına engel olamayarak.
Kadının elleri bağlıydı.Gözlerine de cam takılmıştı.Merdivenden ayak sesleri gelmeye başladı.Elis telaşla
"Merak etme sizi kurtarmak için elimden geleni yapacağım ama şimdi gitmem gerek."
dedi ve kapının yanına kadar giderek bir köşeye saklandı.Bir Morgol mahkumların yanına geçtiğinde merdivenlerden çıktı.Ve Porz. aniden karşısına çıktı.
Elis "Porz ölümü kopardın." dedi eli göğsünde.
Porzın "Elis onu buldum.Bulduk." diye bağırdı sevinçten.
" Nee! Nasıl, Nerde?" diye heyecanlandı Elis.
"Aslında o beni buldu ama konuyu nasıl söyleyeceğimi bilemedim." derken
Hars da üst kattan yanlarına geldi.
"Bulduk Hars, bulduk." dedi Elis sevinçle.Elis eskiye dönen elini görünce
"Kahretsin."diyerek ceplerini yokladı.
"İksir, iksir yok."dedi .
"Odada bırakmış olmalıyım. " diyerek
koşup merdivenlerden çıkarken Kralın uşağıyla çarpıştı ve düşmemek için merdivenlere tutundu.Uşak elini görünce
"Sen, Morgol değilsin." deyiverdi şaşkınlıkla.
Elis "Aa neden bahsediyorsun?" dedi elini arkasına saklayarak.İçinden "Şimdi yandık." diye geçirdi.
Uşak onu kolundan tutarak "Nöbetçiler! "diye bağırdı.Hemen gelen nöbetçiler üçünü birden tutuklayıp zindana attı.
Oradaki büyücü kadın
"Harika hani bizi kurtarıyordun?" dedi yarı büyücüye dönüşmüş Elis'e bakarken.
"Gerçekten iksiri unuttuğuna inanamıyorum Elis." diye bağırdı. Diğer ikisi hâlâ Morgol göründüğü için her ihtimale karşı ellerini kelepçeyle bağlamışlar ve gözlerine bir çeşit cam gözlük takılmıştı.
Hars "Yakalandığımıza inanamıyorum.Tam da adamı bulmuştuk." dedi kelepçelerden kurtulmaya çalışarak.
Biraz debelenip bağırdıktan sonra çaresizce yere çöktüler.
Bir kaç saat sonra Dorwan ve Gozora geldi.Gozora
"Demek bizi kandıracaktınız ha!" diye bağırdı.Kanlı dişleri,sinirli duruşu ve kırmızı gözleriyle korkunç görünüyordu.Adeta hepsinin yürekleri ağızlarına gelmişti.
Gardiyan
"Kralım onları ne yapalım?" dedi.
O da "Akşama kadar böyle kalsınlar daha sonra kellelerini kesip hediye paketi yapın ve Krallarına gönderin.Anlasın kim daha güçlü." deyiverdi.
Sonra Dorwan'a dönerek
"Dorwan onlar senin sorumluluğunda." dedi omzuna dokunarak.
"Senden başkasına güvenemem." diye ekledi.
O gittikten sonra Elis tamamen eski haline dönmüştü.Diğerleri hala Morgol görünümündeydi.
Gozora Porzın'a yaklaştı.
"Bunu nasıl yaparsın." diye bağırdı.
"Salak kafam hiç de şüphelenmedim." diye devam etti.
Porzın "Bak Dorwan biz barış için geldik.Amacımız seni bulmaktı.Sen onlar gibi değilsin Dorwan." diyerek açıklama yapmaya çalıştı.
Dorwan anlamsız bir ifadeyle "Ne saçmalıyorsun." dedi.
"Bak geleceği gördük.Nora'ın sonu geliyordu." dedi.
Dorwan şaşkınlıkla Ne! Nasıl? diyebildi.Sesi biraz fazla çıkmıştı.
Elis devam etti.
"Zaman yolcuları bizi buldu Nora'nın sonunu bizzat gösterdiler.Biz de diğer ırklara ittifak teklif ettik.Ama Gozora'ya söylemedik çünkü engellemek için herşeyi yapar."
Porzın "Bak dostum Krallığına da barış ve huzur getirebiliriz bize yardım edersen." dedi.
Hars "Seni duyduk, bize yardım edebileceğini söylediler."dedi.
Porz "Lütfen Dorwan bize yardım et. Nora için bir şeyler yapalım bu hepimizin sorunu." dedi.
"Size neden inanayım." dedi Dorwan.
Elis yaklaştı ve "Ellerimi çöz sana zihnimden göstereyim.Biliyorsun bir büyücü bunu uyduramaz." dedi.
Dorwan "Salak mı var senin karşında?" dedi sinirlenerek.
Arkasını dönüp giderken Elis ve Hars "Dur gitme!" diye bağırırken Porz. parmaklıklara dayanmış "Nora tehlikede." diye bağırdı o güçlü sesiyle, ama nafile arkasına bile bakmadan gitti.
Elis "Harika akşama yalnızca 3 saat var." dedi oflayarak.
Hars "Olamaz." diyerek kafasını arkaya dayadı.
Porz."İyi tarafından bakalım.En azından canlı canlı yemeyecekler." dedi imayla Elis'e bakarken.
Elis de "Ahahah içime su serpildi." dedi Porzın' a bakarak.
Hars "Aç ölmeseydik bari.Sabahtan beri hiçbir şey yemedim." diye söyleniyordu.
Elis "Moldora n'aptı acaba girebildiler mi içeri?" diyerek sesli düşündü.
Hars "Şuan onların yerinde olmak için herşeyimi verirdim." dedi iç çekerek.
Porz "Saçmalama orası kale gibi girmek de çıkmak da imkansız.Hele Kraliçe zaten zor bir kadın." dedi.
Hars ortada Elis ve Porz. da iki kenarında oturup duvara yaslanmışlardı.Bayağı yorgun ve ümitsiz görünüyorlardı.
Elis "En azından medeniler.Bunlar gibi canavara benzemiyorlar." dedi.

NORÂ GÜNCELERİ SERİSİ 1: KAVİM SAVAŞLARIWhere stories live. Discover now