#1

560 15 52
                                    

Merhaba sevgili gökkuşağı çocukları..
Yönelimin ne olursa olsun sen benim için gökkuşağının bir parçasısın. 🌈

Lafı uzatmadan kitabımdan bahsedeyim. Kitabıma konu olan kahramanının adı Efe. O, Kendini tanımaya başlayan, tanıdıkça kendini reddeden ama içten içe kabullenmeye başlayan bi adam..

Sıradan Adam..

Sıradan adamın sıradan hayatını okuyacaksınız. Aslında hayatın o kadar da toz pembe olmadığını göreceksiniz. Karşılıksız aşkı göreceksiniz gördükçe belki de kendinizden bir parça bulacaksınız..

Daha fazla uzatmadan sizlere keyifli okumalar diliyorum... Hayatınız gökkuşağı kadar renkli ve bi o kadar da mutlu olsun..

*********

Yeni bir şehre taşınmıştık yazın, dolayısıyla liseye burada devam edecektim. Yeni okul, yeni insanlar, yeni ortam.. Herkes için bu heyecan verici olabilir ama benim için ürkütücüydü. Hayatımdaki yenilikleri hiç bir zaman sevemedim. Var olan duruma alışıp bir başka duruma adapte olmak benim için zordu.

İçine kapanık biri olmak belki de hayatın bana karşı kötü planlarını kahkaha atarak karşıma çıkarmasını sağlıyordu. Evet içine kapanık, sessiz, kimseye Selam verecek cesaretinde bile olmayan birini hayat sevmeyip ne yapsın ki? Vur kafasına al ekmeğini..

Sadece hayat mı beni seven? Hayır tabiki, kendinden güçsüz olanı sanki gözünden anlarmışcasına karşısında beliren, okulla, derslerle ilgisi olmayıp, ağalık, büyüklük, artistlik yapmaya çalışanlar için bulunmaz bir nimettim aslında.

Düşünüyorumda ne çok sevenim varmış öyle..

Sahi kendini tanımayan, ne olduğu ne olacağı ile ilgilenmeyen. Tek gayesi okulda yakalanmadan sigara içip hocalarla lak lak yapmak olan bu acizlerin. Seni sırf sesin çıkmıyor diye ezmesi ne garip değil mi? Belki bilse kendini, aslında ne acizlikte olduğunu, işte o zaman bunlardan vazgeçerdi.

Belki de bunu bildiği için sağa sola gözü dönmüş gibi davranıyordur. Belki Ailesinden şiddet gördüğü için agresiftir bu kadar, belki o da Sevgisiz büyümüştür. Belki o da hayatı anlamladırmaya çalışıp bir süre sonra vazgeçmiştir...

Sınavlardan iyi puan alamayınca sıradan bir liseye yazdırmıştı beni babam, burada da yine kendi yaptığı araştırmalara göre bir liseye yazdırdı. ben böyle şeylerin kararını tek başıma veremezdim, gerçi karar vermek için hiç uğraşmadım. Çünkü ailem benim yerimede yaşıyordu hayatımı. Benim yerime karar verirler, benim ne istediğimi düşünmeden kıyafet alırlar. Ne zaman dışarı çıkacağımı belirleyip ne zaman döneceğimi söylerler. Gecikirsen bir ton azar ve dayak yersin işte..

Saksıda yetişen bir bitki gibiydim. Hoş, o bile ne kadar büyüyeceğine ne kadar su ve güneş isteyeceğine kendi karar verir ve ona göre muamele edilirdi. Bende o da yokki.

Belli bir dönem içinde köyde yaşadım. Hiç bir şeyden habersiz, okula gidip gelirdim. Her zamanki gibi sessiz ve bi o kadar da düşünceli.. Bazen kendi kendime çocuk aklımla hayatı sorgulardım. Ben Kimim? Biz Kimiz? Neden yaşıyoruz? Neden bir şeyler için koşuşturuyoruz? Cevaplarını veremezdim ve zaten o durum beni memnun etmez başka şeyler düşünmeye başlardım. Köyde yaşarken çok arkadaşım yoktu şehirdeyken de bu durumda bir değişiklik olmadı zaten.

Okula başlamadan önceki gece uyuyamadım. Gideceğim okulu bile ilk defa görecektim, kaldı ki orda okuyanları nasıl bilebilirdim ki? Acaba kimlerle tanışacağım? kimlerle dost kimlerle düşman olacağım diye düşünmeden edemedim. Evet şimdiden edineceğim düşmanları düşünürdüm. Çünkü nedense bir şekilde beni sevmeyen ve bunu gözüme sokarcasına gösteren insanlar çıkardı karşıma. Bu yüzden aslında edineceğim dostlardan çok onları düşünürdüm..

Hayat bana ne gösterecek tahmin etmek zordu. Bir müneccim olsan belki, ama gel gör ki ben müneccim değildim, kaldı ki bazen önümü bile göremezken nasıl geleceği görebilirdim ki.

Okulun ilk günü inanılmaz heyecan var içimde, Allahım nolur başlamadan bitsin bu işkence deyip durdum içimden, sanki 3 yıl burda okumayacakmış gibi.

Sınıfımı ve sınıf hocamı öğrenmiştim. Sınıfta bir çok insan orta okuldan da arkadaşmış, kaldı ki benim gibi yeni gelenlere yer yoktu sanırım. Okulun ilk günü herkes kendi arkadaşlarıyla oturmuş sohbet ediyordu. Benim tanıdığım kimse bile yoktu sınıfta, gerçi normalde bile tanıdığım yoktu ki sınıfta olsun. Bir çok kişi bana tuhaf tuhaf bakıyordu, işte o zaman görünmez olmak istemiştim. Neden mi? Birilerinin beni süzmesi hiç hoşuma gitmezdi de ondan. O an görünmez olup herkesin aklını okumayı o kadar çok isterdim ki. Kim bilir hangi samimi olan insanlar önceden birbirleri hakında ne düşünüp neler söylemişti. Kim bilir kimler kim için "bununla hayatta konuşmam" deyip ileride "qanqaa" olmuşlardı.

Hayat işte, senin asla yapmam dediklerini hayat sana öyle bir yaptırıyor ki ruhun dahi duymuyor.

Sadece bir kaç kişiyle konuştum o gün o da bir kaç kelimeyi geçmedi zaten. İlk gün herkes koloni halinde dolaşıyordu. Bende erkekler kolonisinin arasına girdim. Muhabbet etmek istiyordum ama edemiyordum. Bir çoğu kız muhabbetiydi. Ben bu konulara oldum olası giremezdim zaten. Tüm erkekler ağzı sulanırcasına sevgili yapmak için uğraşırken ilk günden, benim aklıma dahi gelmezdi. Herkes, sanki sevgili yapmak gerekliymiş gibi gözüne kestirebildiğinin yanına gitmeye çalışıyordu. Sadece erkekler de değil kızlar da aynı şekilde davranıyordu.

Peki ben.. Neden onlar gibi uğraş vermiyordum? Neden bir kız arkadaşım olsun istemiyordum. Neden onlar gibi istekli değildim? Bu soruların cevaplarını bulabilmiş değildim. Ama bildiğim tek şey vardı ki yanımda sevgilim olduğunu hayal ettiğimde bile bu hayalden 2 dk sonra vazgeçiyordum. Buna karşı verdiğim cevap ise şuydu: "Ben onlar gibi abaza değilim" Peki gerçekler sadece bundan mı ibaretti? Belki de Hayır. Ama kendimi bu şekilde kandırıyordum çünkü başka bir cevap aklıma gelmiyordu.

Okulda her zaman erkeklerden çok kız arkadaşlarım olurdu, ama hiç biri için acaba sevgilim olur mu diye düşünmedim. Bazen bu duruma da şöyle söylerdim: "ya zaten hepsiyle samimiyim neden samimi olduğum kişi sayısını 1 e düşüreyim ehehe" "bende az fena değilim hee."

Kendimi kandırma konusunda Oscar alabilirdim. Ama bunları söylerken kendimi kandırdığımı düşünmüyordum. Çünkü onlar benim gerçek düşüncelerim sanardım. Belki de hep öyle kalmalıydım, belki de hiç bir şeyi fark etmemeliydim.

Küçükken sorduğum soruları tekrar sormaya başlamıştım. "Ben Kimim?", "Biz Kimiz? " "Neden her insan sevgili yapmak zorunda?" "Peki her insan sevgili yapmak için uğraşıyorsa neden ben onlar gibi olmuyorum?"

***********

Sıradan Adam 🌈Where stories live. Discover now