-1- Minik Bedenler.

28.6K 1.4K 253
                                    

İthaf: @firstbornunicorn

İkinci kitabın ilk bölümünü Sueda'ya ithaf etmek istedim çünkü wattpad sayesinde tanışıp "Bu kadar da olmaz." dedirten tüm tesadüfler sayesinde çok çok sevdiğim biri haline geldi, canımsın be.

İyi okumalar!

Şu dünyada Buğra'nın gülümsemesinden daha güzel bir şeye rastlamak neredeyse imkansızdı.

En azından altı ay öncesine kadar.

Bundan tam altı ay önce benim değişmez hayat felsefemi tamamiyle değiştiren birisini tanıdık. Hatta ikisini.

Kaan ve Masal.

Kucağımda, gördüğüm en güzel gülümsemeye sahip bebek duruyordu ve onun en hafif kalp atışlarını hissetmek bile beni dipsiz bir mutluluğa itiyordu.

Mutluluğun tanımı buydu işte, değer verdiğin birinin kalp atışlarını hissedebilmek.

Kucağımda duran Kaan'ın ağlama ihtimaline karşın evin içinde yavaş adımlarla yürüyordum, neden bilmiyorum ama hareket ettiğim zaman ağladığını hiç görmemiştim.

Tüm bebekler mi böyleydi yoksa sadece Kaan'a özgü bir durum muydu, emin değildim.

"Aslı abla," diyerek ona doğru seslendim; Koltukta uzanmıştı, gözleri kapalıydı ve yüzünde yorgunluğun izleri vardı.

Koca bir günün onda yarattığı etkiydi bu.

Uykuya hasret kaldığı fazlasıyla belliydi, çocuk büyütmenin zor olduğu inkar edilemez bir gerçekti çünkü.

Zorlansa da gözlerini açmaya çalıştı, ama elimizdeki tek sonuç tek gözü açılmış bir Aslı ablaydı.

"Efendim?" dedi mırıltı gibi çıkan sesiyle, açık olan tek gözü de kapanmak üzereydi.

"Bu ikizlere bakmak zor gelmiyor mu?" İşte bu soru, hem diğer gözünün açılmasını hem de alaycı bir kahkaha atmasını sağlamıştı.

"Kaan ile Buğra'nın küçüklüğünü hatırladıkça bunlara şükrediyorum ben," Uzandığı koltuğun tam karşısındaki koltukta uyuyakalmış olan Buğra'ya eline ilk geçen yastığı fırlattıktan hemen sonra konuşmasına devam etti. Yorgundu ama mutluydu, çünkü en samimi gülüşlerinden biri vardı suratında. "Masal yine bir derece benziyor bunlara ama hiç değilse Kaan bu ikiz dayılarına benzememiş."

"Farkında mısınız bilmiyorum ama çocuğun adını Kaan Buğra koydunuz, sadece Kaan değil." diyen Buğra'ya çevirdim bakışlarımı, bu konu hakkındaki kaçıncı isyanıydı bu?

Buğulu sesi ve yüzündeki o uyku sonrası oluşan en saf yüz ifadesiyle fazla tapılası bir görüntüsü vardı. Ama bilirsiniz, konu ona laf yetiştirmeye geldiğinde hiçbir şeyden etkilenmiyormuş gibi rol yapmak en sevdiğim şeydi.

"Oldu canım, istersen bir de soyadını da söyleyeyim küçücük çocuğa seslenirken?"

Aslı ablanın yaptığı en büyük hata, ikiz çocuklarından birine ikiz kardeşlerinin ismini takmaktı sanırım.

Kız - erkek ikiz doğurmak en istediğim şeydi, ama en büyük hayalime Aslı ablanın sahip olduğunu görmek bile mükemmel bir duyguydu. Tamam, isimleri birbirinden tamamen bağımsız isimler olabilirdi ama sonuçta Aslı ablaydı bu, şaşırmamıştım yani.

Kaan Buğra Saygıner ve Masal Saygıner, hayatımıza aniden girip yıldırım etkisi yaratan minik bedenler.

"Ya o değil de," diyerek konuyu bambaşka tarafa çeken ilk kişinin Buğra olması beni şaşırtmıştı ister istemez. "Bence bizim de hemen evlenip minik Hazallar yapmamız lazım,"

Sen Gittiğinde. -SGÖ-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin