Bölüm 1 - Alternatif Evren

62 5 3
                                    

      Kürşat ile Cengiz okuldan çıkıp evlerine doğru yürüyorlardı. İki kafadar sadece okul arkadaşı değil iki dosttan da öteydiler. 

     Her şey bir fikir ile başladı. 

//Cengiz yönetmen olmak istiyordu ve bunun için çok para gerektiğini biliyordu. Bu yüzden hayalini askıda bekletip derslerine yoğunlaşmaya karar vermişti. Fakat bu hayalin gerçekleşmesi için birtakım bedeller ödemeye hazırdı. 

Bir yerden borç para bulup filmini çekecekti ve borcunu ödeyip hayalinin peşinden koşacaktı. Fakat bu parayı alacağı yer tefeci olmamalıydı.
Tefeciden parayı aldı ve çekimlere başladı. Bütün bunlar olurken en yakın arkadaşı Kürşat da onunla beraberdi. 

Kürşat bunun iyi bir fikir olmadığını biliyordu fakat hayallerinin peşinden koşmak isteyen en yakın arkadaşı hatta kardeşi Cengiz'in hayallerinin önüne set çekmek istemedi. Cengiz'in yaptığı her şeye göz yumdu. Aldığı bütün kararlarda arkasında durdu. 

Cengiz çekimlerle uğraşırken Kürşat da hayallerinin peşinden koşmak istiyordu: "Astral seyahate çıkmak". Bunun nasıl bir deneyim olduğunu merak edip durdu.
Her gece araştırma yapıp geç saatlere kadar alıştırma yaptı. Fakat bir türlü beceremiyordu. //
Bunları düşünürken Cengiz'in evinin önüne gelmişlerdi bile. 

"Akşam haberleşiriz" dedi Cengiz. 

"Tamam Cengo görüşürüz" diye cevap verdi Kürşat. 

Cengiz'in evinin kapısından içeri girdiğini gören Kürşat kendi evine doğru yol almaya başladı. Köşeyi döndüğünde önünde siyah bir Mercedes Vito ani fren yaparak durdu. Yan kapısı açıldığında ize yüzü yaralı siyah takım elbise giyen kötü karakter olduğu her yerinden belli olan bir adam bir anda araçtan fırlayıverdi ve Kürşat'ı bir anda arabanın içine çekti. 

"Kürşat sen misin?" dedi. 

"Evet benim. Siz kimsiniz?" dedi Kürşat sesi titreyerek. 

"Pala Gürhan selamlarını iletti. 300 bin ₺ yi hazırlamışlardır. Parayı tahsil et gel dedi. Para hazır mı Kürşat kardeş?" dedi tehditkar kötü adam. 

"Para şuan hazır değil. Fakat 1 hafta içinde hazır olacak. Bunu patronunuz da biliyor erken geldiniz beyler." dedi Kürşat. 

"Olsun geç olsun güç olmasın" diyerek Kürşat'ı arabadan attı. 

"1 haftan var Kürşat efendi. Beni başka şeylere mecbur etme. Patrona borcunu öde" dedi.
Kürşat kafasını sallayarak arabanın uzaklaşmasını izledi.

Evine vardığında kendinden emin bir şekilde yatağa uzandı ve kol saatine baktı. Saat 19:40 dı. Daha önce astral seyahat tekniklerinin çoğunu denemişti. Bu defa kararlıydı ve başaracaktı.

...

Bir anda yataktan atladı ve kapıya yöneldi. Kapalı olan kapıyı açtı ve kendini okulun koridorunda buldu. Kapıyı kapatmadan önce arkasına baktı ve yatağında uyuyan bedenini gördü. Başarmıştı. Astral seyahatteydi. Kapıyı ardından kapattı ve etrafını keşfetmeye başladı. Her şey normal görünüyordu. Koridorun sonuna vardı ve öğretmenler odasının kapısını açtı. Muzaffer hoca (geometri) ve Tahsin hoca (matematik) aralarında konuşuyorlardı.

"Hocam sınav soruları sizce de zor değil mi biraz?" Dedi Muzaffer hoca. 

"Öğrencileri biraz zorlamak lazım hocam" dedi Tahsin hoca gülerek. 

Muzaffer hocanın kendisini fark ettiği hissine kapıldı Kürşat. 

"Hocam sanırım yalnız değiliz" Dedi Muzaffer hoca. 

Kürşat panikleyerek kapıya koştu. Kapıdan geçip ardından kapatınca daha önce hiç gelmediği bir yere gelmişti. Odanın ortasında bilardo masası vardı ve masada ıstaka siyah 8 numaralı topa vururmuşcasına durmuştu. Kapı açıldı ve kendisini tehdit eden adamı gördü. Ardından da arabayı süren adam girdi odaya. 

"Bakalım para ne kadarmış" diyerek kasayı açtı yüzü yaralı adam.

Kasayı açarken Kürşat olanları izliyordu. Kasanın şifresini de görmüştü. " 8-15-17 " 

Kasadaki bütün paraları sayan adam:

"Kasada son 300 bin ₺ var Samet. Patronun son nakit parası. Bundan kimseye bahsetme" dedi.
Başıyla onayladı diğer adam. 

Aniden gelen silah sesleriyle irkildiler. Samet ve yaralı yüz bellerindeki silahları alıp odadan ayrıldılar. 

Kürşat kararsızdı. Paralar ortada duruyordu. Tam ihtiyacı kadar para. Paraları çuvala doldurdu. Ordan çıkması gerekiyordu. Aklına bir fikir geldi. Kanatları olduğunu düşündü. Bir Pegasus'un kanatları gibi beyaz ve büyük. Rüzgar sesiyle irkildi sağ omzunun üstünden baktı ve kanatları olduğunu gördü. Pencereden atladı ve uçmaya başladı. Evine doğru uçarken saatine tekrar baktı ve saatin bulanık olduğunu gördü. Halbuki suya temas etmemişti fakat biraz düşününce bunun bir totem olduğunu anladı. Evinin çatısına geldi ve kanatlarını sakladı. Çatı katından odasına doğru yürüdü odasının kapısında para torbalarını yere koydu ve saatine dokundu.
Aniden başı dönmeye başladı ve sanki düşüyormuş gibi bir hisse kapıldı. Yere baktığında uyuyan bedenini gördü. Uyuduğu pozisyonu aldı ve uyandı. Yatağından fırladığı gibi aceleyle odasının kapısını açtı ve aldığı paraları gördü.

...

Saatine baktı. Saat 8:00 idi. Telefonuna baktı .

"10 cevapsız arama 'Cengo'" 

Cengiz'i aradı. 

"Alo Cengo 10 kere aramışsın uyuyordum." dedi Kürşat. 

"Acayip rüyalar gördüm Kürşat uyuyamıyorum." dedi Cengiz. 

"Noldu ne gördün?"

"Çok karışık ama sanırım aldığımız borçla ilgili"

"..."

"Napıcaz Kürşat, nasıl ödicez?"

Torbadaki paralara bakarak:

"Sanırım ben buldum bir yolunu" dedi Kürşat.

...

Astral SeyyahWhere stories live. Discover now