01 • like real people do

1.3K 93 48
                                    

"between two lungs it was released,the breath that carried me, the sigh that blew me forward"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"between two lungs it was released,
the breath that carried me, the sigh that blew me forward"

- Florence + The Machine, Between Two Lungs

bir

Remus Lupin on iki yaşında olmasına rağmen kabus departmanında deneyimli, dört gözle emekliliğini bekleyen bir memur gibiydi. Dönüştürüldüğünden beri kan kırmızısıyla boyanan kabusları, bu Ocak gecesinde de kumral saçlı oğlanı uyutmamaya kararlı olduklarının altını çizmişlerdi.

Ela gözleri Gryffindor Ortak Salonu'nun yanan şöminesinin alevlerini takip ederken dakikalar önce gördüklerini düşünmemeye çalışıyordu.

Sirius Black'i tanımlamak için ilk kullanacağınız kelime 'dahi' olmazdı, ancak o bile Remus'un bir şeyler sakladığını fark etmişti. Birkaç hafta önce Remus'u ardı ardına üç sabah şöminenin önünde uyurken bulmuş olmaları, Sirius'un aydınlanmasında minik bir rol oynuyor olabilirdi tabii.

Fakat bu onu, Remus'un uyurken acı içinde inlemesine, titremesine ve ağlayarak uyanmasına hazırlamamıştı.

Remus ne açılıp kapanan kapının sesini, ne de merdivendeki ayak seslerini duymuştu; omzuna bir battaniye bırakılırken irkildi.

Yanına, yere oturabilir mi diye soranın Sirius olduğunu görünce biraz olsun rahatladı.

"Amacım seni korkutmak değildi Rem," dedi siyah saçlı oğlan, "belki yanında biri olursa daha az korkarsın diye düşündüm."

Remus, gözlerini Sirius'un dudaklarından çekip alevlerle buluştururken omuz silkti. Sabaha kadar yalnız oturmaya, bazen de oturduğu yerde uyuyakalmaya alışıktı.

Sirius daha önce Remus'un boş gözlerle etrafa baktığını görmemişti. Aylar önce evdeyken gördüğü kabus aklına gelirken elinde olmadan titredi. Üzerlerinde durmadığı, düşünmediği kelimeleri dudaklarının arasından fısıltı olarak ayrılırken onun da gözleri alevlerle birleşmişti.

"Erkek kardeşim, Regulus, ne zaman kabus görsem yanıma yatar ve bir gün her şeyin geçeceğini, her şeyin güzel olacağını söylerdi." Yutkundu. Gözlerini şömineden ayırırken kendini Remus'un gözlerine bakarken buldu. Sağ elini uzattı ve kucağında kavuşturduğu, kendisine büyük gelen kazağının içinde kaybolan ellerini bulup tuttu. "Ne gördüğünü bilmiyorum Rem, eğer anlatmak istersen yerimi biliyorsun. Sadece bilmeni isterim ki, bir sonraki kabus-sonrası buluşmamızda sıcak çikolatalar benden - sen battaniyeni getir yeter."

intertwined || wolfstarWhere stories live. Discover now