Deli Ve Katil /WinterWitch

M.B.B.

"Aman tanrım Tony bu kadar mızmızlanma."

   Tony, Steve'i umursamadan Bakan Rose'a ve bütün gruba hakaret etmeye devam etti.

   Bakan Rose, onları uzun zamandır aranan bir suçluyu bulmaları için görevlendirmişti. Hem de mutant bir suçluyu. Ki bu öyle normal bir mutant bile değildi. Aradıkları mutant Magneto adında kafayı yemiş bir mutanttı. Shield'ın onunla ilgili tuttuğu kayıtlara göre manyetik alanları kontrol ediyordu ve bu gücü kötüye kullanıyordu.

   "Hadi ama Tony. Bucky bile sesini çıkarmıyor." Bucky, Sam'e doğru dönüp ölümcül bakışlar attı ama Sam sadece gıcık bir şekilde gülümseyince önüne dönüp düşünmeye başladı: Magneto nerede ve ne yapıyordu?

  "Şu bina." Hepsi Thor'un gösterdiği, neredeyse Stark Kulesi kadar büyük olan ofis binasına baktı. Normal bir ofis binası  gibiydi ancak kapının üstünde yazan isim hiçte normal bir ofis binası olmadığını anlaşılıyordu. M.B.B. Yani 'Mutant Bulma Birliği'.

  Hepsi durmuş binaya bakarken kapının açılmasıyla kendilerine geldiler. Kapı açıldıktan sonra içeriden Mor saçlı ve elf kulaklı bir kız ve arkasında ondan daha büyük olduğu görülen yeşil saçlı bir kız çıktı. Gülerek ilerlerken kapının önünde hepsi ceket ve şapka takan beşliyi  görünce gülmeleri kesildi. Yeşil saçlı kız onlara gülümseyip "Birine mi bakmıştınız?" diye sorunca Sam "Biz buranın başkanıyla görüşmek istiyoruz da." dedi. O kadar hızlı söylemişti ki Tony ve Bucky ona tuhaf tuhaf baktı. Thor ve Steve ise birbirlerine bakıp kıs kıs güldüler. Yeşil saçlı kız "Tabii ki." deyince önce Sam hareketlendi.

   Asansöre binerlerken Mor saçlı kız gelmemişti. Asansörde seksenlerden kalma gibi bir şarkı çalıyordu. Steve şarkıdan memnundu ama diğerleri offlayıp pufflamaya başlamışlardı.

  Asansör durduğunda yeşil saçlı kız önden çıktı. Ardından da Sam ve diğerleri. Ofis bildiğimiz ofisti. Yine takım giymiş kadın ve erkekler ve bilgisayarlar vardı. Ama burada ki kız ve erkeklerden bazılarının dış görünüşü farklıydı. Örneğin mavi tenli ve kuyruklu bir kadın vardı. Bir başkasının ise mavi tüyleri.

   "Lorna! Sonunda geldin. Bugün bir olay olmuş." Yanlarından bir rüzgar geçince hepsi şaşırdı. Yanlarında aniden gri saçlı, Lorna adlı kızdan 3-4 yaş küçük bir oğlan vardı.

   "Şimdi olmaz Piey. Bu beyleri patrona götürmeliyim." Piey  adlı çocuk bu cümleyle bu aşırı yakışıklı adamların hepsini gözleriyle yedi resmen. Sonra omuz silkip ortadan kayboldu. Lorna onlara bakıp üstü normal  cam altı buğulu cam olan bir ofis odasını gösterdi. Onların önünden gidip kapıyı tıklattı. İçeride yakışıklı bir adam oturuyordu.

       •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

   Ofiste masanın köşesine oturmuş, bugün kaçan iki mutantın dosyalarına bakıyordum. Birisi Nightcrowler adında bir ışınlayıcı diğeri ise Warner adında bir kanatlıydı. Bu ikisi kafes dövüşünde tanışmışlar ve bir anda arkadaş olmuşlardı.

   Kapımın tıklatılmasıyla kapıya doğru baktım. Lorna kapıyı açmış ve bana soran gözlerle bakıyordu.

   "Rahatsız ettiğim için üzgünüm efendim ama bu beyler sizi görmeye gelmişler." Bunlar aslında hiç Lorna'lık laflar değildi ama işteydik ve normal davranmalıydık. Lorna kapıdan o beylerin geçmesine izin verince şaşkınlığımı gizlemem zor oldu. Bunlar Avengers'tı.

   Yavaşça köşesine oturduğum masadan kalkıp, onlara sanki onları tanımıyormuş gibi bir sesle kendimi tanıttım.

   "Merhaba beyler. Ben Bay Lensherr. Bu binanın sahibi." Uzattığım elimi ilk tutan Tony Stark oldu.