İHTİYAR

159 8 2
                                    

Hayal ve gerçeği birbirinden ayıran nedir?
Hayal ;hep istedigin şeyleri düşlersin... Gerçekleşmesi zor olan şeyler. Gerçekleştiğinde mutlu olacağın şeyler. Gerçek ise ; istesende istemesende hep hayatında olan şeylerdir. Bazen üzücü bazense mutlu olduğun şeyler.

Genç adamında şuan yaşadığı şey tamda buydu ne gördüğünü kestiremiyordu. Titreyen bacaklarıyla ileri doğru bir adım attı güçlü sandığı kalbi onu yanıltmıştı. Heycanla titreyen dudaklarından bir fısıltı firar etti " anne! " Efkan gözlerine inanamıyordu yıllar önce doğumunda ölen annesi cap canlı karşısında duruyordu. Üzerine giydiği beyaz uzun elbisesiyle yüzünde güneş gibi parlayan bir gülümseme... Adeta bir melekti. Efkan kendini sorguladı: hayalmi görüyordu yoksa karşısında ona şefkatle bakan kadın annesdimiydi? Genç adam buğulaşan gözlerini kapatıp açtı fakat annesi gerçek gibi karşısındaydı. Kadın burukça soludu " oğlum! " genç adam yavaş adımlarla annesine doğru ilerledi. Kadın gülümseyer oğlunu izliyordu. Efkan karşısındaki kadına baktı. İste buradaydı annesi, karşısındaydı,Ölmemişti. Fakat yıllardır neredeydi? Neden oğlunu bırakıp gitmişti? Genç adamın kaşları çatıldı. Kadın elini uzatıp oğluna dokunmak istedi fakat oğlu bir adım geriledi. Efkan annesine kızgındı neden gitmişti ki sanki. Bütün bu öfke, hırs onun için değilmiydi. Efkan hırsla soludu " neden gittin anne? Beni tek başına bırakıp neden gittin?" kadın hasretle oğlunun kara gözlerine baktı. Tıpkı babasıydı... kara gözlerini ondan almıştı. Sağ elini kaldırıp oglunun morarmaya yüz tutmuş yanağına şefkatle dokundu " seni bırakmak istemiyordum oğlum" genç adam elini kaldırıp yanağında duran annesinin elinin üzerine koydu " çok özledim anne" kadın burukca tebessüm etti oğlunun yanağını okşarken " bizde seni özlüyoruz oğlum" genç adam içkinin büyüsüne çoktan kaptırmıştı kendini, öyleki hayal gördüğünün farkında bile değildir.

Genç adam babasının sesini işitince şaşkınca soludu " baba! " efkanın şaşkınlığı iki katına çıkmıştı. Anne ve babası karşısında durmuş ona bakıyorlardı. Efkan ikilin karşısına geçip gülümsedi. Genç adamı yoldan geçen biri görse kesinlikle deli derdi. Kadın kocasının elini tutup diger elini ogluna uzattı " güzel oğlum. Sakın pişman olacağın şeyler yapma " bu bir uyarıydı genç adam utançla bakışlarını onlardan çekti. Çok geçti o dönüşü olmayacak şeyler yapmıştı. Şefkatle oğluna bakan adam sesizligini bozdu " o kızın hiç bir suçu yok oğlum . O çok masum" efkan babasının dedikleriyle kalbinin hızınsa engel olamamıştı bakışlarını yavaşça onlara çevirdi fakat babası ve annesini arkasını dönmüş giderlerken buldu hırsla haykırdı " anne!, baba! " güçzüzleşen bacakları genç adama tutamayıp yere düşmesini sağladı. Efkan hüzünle fısıldadı " gitmeyin! " efkan yandan vuran ışıklarla elini gözlerine siper etti.

İhtiyar adam dağ evine giderken yolun ortasında oturmuş kendi kendine konuşan genci fark etti kamyonetini durdurup aşağıya indi. Hızlla gencin yanına vardı elini dostça gencin omuszuna koyup konuştu " evlat iyimisin? " efkan omuzunu tutan ' ihtiyar' a baktı " gittiler! " ihtiyar adam anlamayan gözlerle genç adama baktı " kim gitti evlat? " itiyar adamn içtiği her halinden beli olan genci kolundan tutup ayağıya kaldırdı " gel bakalım evlat " genç adamı yol kenarındaki kayaya oturtup yorgun bir sesle konuştu " bekle burda kamyonetimden batanye alıp geleyim " ihtiyar arkasını dönüp kamyonetine ilerledi.

Efkan bir eliyle ihtiyarın sırtına attıgı badttanyayi tutup diger eliyle ihtiyarın verdigi çay dolu fincanı tutuyordu. Durgun gözlerle karşısındaki ateşi izledi. İhtiyar adam ateşin üzerinden çaydanlığı alıp elindeki fincanı doldurdu çaydanlığı tekrar yaktığı ateşin üzerine bırakıp gülümseyerek karşısındaki gence baktı " ee evlat nicedir suskunsun. Anlat hele nedir bu halin? " efkan ihtiyarın sesiyle kafasını ona doğru çevirdi " bilmiyorum ihtiyar " ihtiyar adam gencin söyledigi hitapla gülümsedi gencin bu hitabı hoşuna gitmişti. İlkkez kendinden yaşça küçük biri ona böyle hitap ediyordu. Bu dervirde amca dayı diye hitap ettigi insanlardan hep kazık yemişti. Samimiyet hitap edilişten anlaşılırdı. Nedensizce genci gözü tutmuştu. İhtiyar adam çayından bir yudum alıp tekrar genç adama baktı " belli vardır bir derdin. Anlat evlat dert insanı yorar anlatki yüreğindeki ağırlıkta kurtulasın " efkan samimi bir şekilde konuşan ihtiyara baktı derin bir soluk alıp konuştu " benim yüreğimdeki dert anlatmaya hafiflemez ihtiyar, boşver " ihtiyar adam efkanı süzüp ısrariyetini belli etti " Olurmu evlat Allah kimseye taşıyamayacağı dert vermez. İnsan kendine büyük dertler edinir. Simdi anlat hele belki bir yardımım olur " efkan ısrar eden ihtiyara bakıp elinderki kupayı taşın üzerine bıraktı .
" garip bir hikayem var ihtiyar anlayacağını sanmıyorum fakat anlatayım " genç adam oturduğu yerden öne doğru eğilip ellerini dizlerinin üzerinden one doğru bağladı derin bir soluk aldı konuşmadan önce " annem beni doğduğu gün vefat etmiş" genç adamın kalbi sıkıntıyla kasıldı" ben hiç annemi tanımadım. Kokusu nasıl, gülüş nasıl bilmiyorum onu hep fotoğraflarında gördüm" ihtiyar burukca karşısındaki genci dinliyordu. Efkan gözlerini harlı ateşe dikti" iki yaşına geldiğimde babamı kayıp ettim " genç adamın közleri öfkeyle parladı atese bakan gözlerini onu dinleyen ihtiyara çevirdi " niye biliyormusun? " ihtiyar genç adamın gözlerindeki öfkeyi görmüştü hikayenin sonunu merak ediyordu " babam Mardin'in en büyük arazisini ihalede kazanmıştı" ihtiyar ' Mardin' kelimesini duyunca kalp atisi hızlanmıstı buruk bakıslarını ateşe dikti " bu kaldıramayan itler babamı canından ettiler, ben o zaman hiçbirşeyden haberi olmayan çocuktum dedem beni kalfamla istanbula yolladı ben bütün bunları kaffamdan öğrenmiştim " genç adam ilkez tanıdığı birine haytını anlatması garip gelmişti ancak ihtiyarın guven veren bakışları ona bunu teşvik etmişti . İhtiyar şaşkınca karşısındaki ki genci dinliyordu " o gün yemin ettim babamın intikamını alacağıma çalıştım işimin en iyisi oldum, amcam ve dedemin babama bunu yapanı bulmasını bekledim... Bir gün mardin'e gittim dedem ve amcamı görmek için " genç adam o günleri düşündükçe dedesi ve amcasına olan öfkesi yine gün yüzüne çıkmıştı " tam tamına 19 yıl sonunda ilkkez kendi toprağıma gitmistim. Dedemin beni neden istanbula yolladığını sorgulamadım bir bildigi vardır dedim hep" ihtiyarın şaşkınlığı artmıştı . Efkan kuruyan bogazını taşın üzerine bıraktığı kupasında ki çayıyla ıslattı. " meğer dedem ve amcam babamın katilini yıllarca benden saklamışlar " ihtiyar adam kaşlarını çattı neden böyle birşey yapmışlardı ki ? Efkan devam etti " öğrendiğim gün istanbula döndüm babamın canına kast edenlerin canına celat olacağıma yemin etmiştim yılarca araştırdım adamın ailesini herşeyini biliyordum bir pilan yaptım o iti buraya çağırıp onun canını alıcaktım. Onu babamın canını almasını sağlayan o arsayı onla ortak olmak için sundum tabi beni tanır diye bunu bir dostumun adıyla yaptım. Adamı zar zor ikna ettim. Ancak dedem yine bana mani oldu meğer oda yıllarca pilan yapmış o itin kızını bana alıcakmış babamın canına karşılık " ihtiyar genç adamın gözlerindeki ani değişimi fark etmişti . Gülümseyerek genç adamı dinledi" bu kız ailemizin devmını sürdürecekmiş " genç adam öfkeyle yumruğunu sıktı " ancak bütün bunları umursamadım pilanımı sürdürdüm. Dün gece ortagımın düğününe gitmiştik o da geldi " genç adamın yumrukları dahada sıklaştı. " bir an için ordan ayrıldım geri geldigimde onun yanında bir adam gördüm ona 'meleğim' diyiyordu" ihtiyar dudagını yana kaydırıp sırıttı gencin düşmanının kızına olan garip duygularının anlamıştı . Fakat genç adam henuz farkında degildi. Efkan gözlerini kapatıp devam etti
" çok öfkeliydim ikisinide orda gebertebilirdim ancak dun gece... " genç adam sözünün devamını getirememişti zira bu ağza alınmayacak kadar büyük bir durumdu. İhtiyarın kaşları şaşkınlıkla havalandı eğer düşündüğü şeyi yapmışsa bu genci kınardı. Zira doğru, dürüst birine benziyordu. İhtiyar derin bir nefes verip soğuk havaya karışmasını sağladı " evlat! " efkan kara gozlerini ihtiyra dikti. O an ihtiyarın gözlerinde binlerce duyguya şahitlik etmişti " neden karını dinlemedin? " aniden gelen soruyla affaladı genç adam. Efkan bakışlarını karanlık uçuruma dikti " neyi dinleyecektim ? Sevgilisi olduğu gerçeğini mi? "İhtiyar gülümsedi " sen kurgulamıssın kafanda herşeyi o kızın ne dedigi umrnda olmayacakmış zaten " efkan kendi doğrularına inandırıyordu kendisini. Hak etti diye düşünüyordu.

 YANGIN AŞK YAKAR! IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin