40

3.3K 292 265
                                    

bölümü okumadan önce bu yazdığımı okumanızı istiyorum çünkü bu konuda ilk ve son kez konuşacağım.

şimdi arkadaşlar, herkesin bir sabrı vardır ve benim sabır taşım çatladı artık. her bölümde iyi son mu kötü son mu diye sormayın lütfen. ben bölümle alakalı yorumlar beklerken ficin başından beri hep iyi son mu kötü son diye sormanızda gerçekten bıktım. yok iyi son olursa böyle kötü son olursa böyle şu karakter iyi şu karakter kötü... bakın, sırf bir fic yüzünden hiçbirinizi kırmak ya da sizi üzmek istemiyorum ama ben bıktım artık.

louis harryyi terk edecek louis hikayenin şerefsizi olacak harry ise aşk acısı çeken masum olacak evet her şey bu kadar basit. ben yapacağım sonu çok önceden ayarladım ve üzgünüm değiştirmek gibi bir niyetim yok. burada yazacağım her şeyi önceden ayarladım, değiştiremem. hem iki insan ayrıldığı zaman hep kavgayla ayrılmaz değil mi? gelmişler otuz yaşlarına çocuklar gibi kavga ederek mi ayrılsınlar?

sizden ricam lütfen artık bana iyi son mu kötü son mu diye sormayın. cidden sırf bir fic için kalbinizi kırmaya değmez. umarım beni anlayışla karşılarsınız, sizi seviyorum.

"Louis önümde yürümeyi keser misin?!"

Niall'ın bağırışı ile duran Louis stresten yediği dudaklarını serbest bırakıp Niall'a döndü. "Ne yapayım, Niall?"

"Otur şuraya, düşenelim işte."

Louis Zayn'in yanına oturup beklentiyle arkadaşlarına baktı. "Tamam, evet. Ne yapmalıyım? Söyleyin fikirlerinizi."

"Düşüyorum, Louis. Biraz sus!"

Zayn sinirle bağırınca Louis biraz geri çekildi. "Tamam," bacağını gergince sallamaya başladı. "Eğer Leigh'in randevusu olmasaydı sizi çağırmazdım, yani meşgul etmezdim. Şimdiden üzgünüm."

"Saçmalama, Louis. Biz arkadaşız, ilişkiniz için tabii ki yardımda bulunacağız." dedi Liam. Elini Louis'nin omzuna atıp sıktı. "Kötü bir şey olmayacak, kendine güven."

Louis dün Charlie ile konuştuğundan beri stresten birkaç kere dudaklarını kanatmış, dalgınlıkla okulda üç kere kapıya çarpmıştı. Harry ise gün boyunca ne olduğunu sormuş ama Louis'den net bir cevap alamamıştı.

Okuldan sonra Leigh'i bu konu hakkında konuşmak için davet edecekti ki akşam biri ile yemeğe çıkacağını duymuştu. Leigh'i rahatsız etmedi ve Charlie'nin kendisini aradığından bile bahsetmedi. Leigh'i tanıyordu, randevuyu iptal edip koşarak Louis'nin yanına gelirdi.

Louis de son çare olarak Zayn'e durumu anlatmıştı. Zayn, Liam ve Niall'ı alıp evine getirmişti. Durumu tekrar anlatmıştı ve hepsi kara kara düşünüyordu.

"Harry'ye ne olursa olsun söylemelisin, Louis. Bir ilişkide önemli olan sadece sevgi değil, güvendir. Harry'nin büyük bir tepki vereceğini sanmıyorum."

Zayn bir üzgün biraz da durgun bir şekilde söylediğinde Liam, Zayn'in elini tuttu. Eğer Zayn ikisine değer vermese ilişkileri için kıymetli beynini yormazdı bile.

"Ben de Harry'nin büyük bir tepki vereceğini sanmıyorum çünkü biliyor."

Niall tek kaşını kaldırdı. "Ne?"

Louis sertçe yutkundu. Şu an kesinlikle su içmeye ihtiyacı vardı. "Harry biliyor. Size ilişkimizin nasıl başladığını tam anlatmadık aslında." derin bir nefes aldı. "Harry bana anonimden mesaj atarak konuşmamızı başlattı-"

Niall kendini tutamayarak güldü. "Harry liselilerle çok takılıyor."

Louis de istemsizce gülmüştü. "Oradan başladı işte. Zamanla yakınlaşmaya başladık. Ona Charlie'den bahsettim. Yani biz beraber olsak bile o Charlie'yi biliyor. Bunu göze alarak benimle beraber oldu."

Liam, "Nasıl yani?" dedi şaşırarak.

Louis yüzünü elleri arasına aldı. Bir süre şakaklarına ovaladı. "Bunları konuştuk. Ondan etkilendiğimi söyledim ama Charlie'nin yarasının geçmediğini de söyledim. Yani- yani en büyük hata bende. Hislerimden emin olmadan Harry'ye umut vermemeliydim ve onunla konuşmamalıydım-"

"Louis sen ne saçmalıyorsun?" dedi Zayn sinirle. "Burada tek kendini suçlu bulmakla iş çözülecek mi? Harry zaten bunu göze alarak seninle beraber olmadı mı? Ne diye kendini üzüyorsun!"

Zayn en sonunda patlamıştı. "Harry sana güvenmiş, sen de ona güven. Charlie ile konuştuğunu söyle. Hatta ne hissettiysen onu da söyle. Çünkü onu kırmamak için söylediğin küçük bir beyaz yalan bile ilerde büyük bir çığa dönüşür."

"Peki ondan sonra ne olacak? Charlie ile konuşmaya devam edeceğiz. Eğer ucunda Marie olmasa aramazdım, o da beni aramazdı."

"Nereden biliyorsun, belki seni özlemiştir?" dedi Niall. Louis anlamsızca bakarken ellerini kendini korumak amacıyla açtı. "Ne? İhtimalleri düşünüyorum."

Louis başını onaylamayarak iki yana salladı. "Her ne kadar eski sevgilim olsa da önceden on bir yıllık bir geçmişimiz var. Yani onu tanımamam mümkün değil."

Niall ve Liam gözlerini irice açtı. "On bir yıl mı?"

"O zaman neden ayrıldınız?"

Louis omuz silkti. "Keşke bilsem, ona göre bir sebep bulup üzülmeyi bırakırdım ama sebebini bilmiyorum. Bu da kendimde suç aramama sebep oluyor."

"Louis," dedi Zayn bir anda. "Harry ile beraber olduğunuzdan beri hiç aklına Charlie geldi mi?"

Louis biraz düşündü. "Hayır," dedi. "Aklıma gelmedi."

"Sen en iyisi Harry'ye söyle," bakışlar Liam'a dönünce devam etti. "Zayn'in dediği gibi, onu üzmemek için söylediğin bir beyaz yalan bile ilerde büyük bir çığa dönüşebilir."

Niall da başını sallayarak onaylayınca Louis, "Peki," dedi. "Harry'ye söyleyeceğim. Hatta Charlie'yi aradığım zaman onu yanımda tutacağım."

Remedy // Larry StylinsonWhere stories live. Discover now