Bölüm 13

6.6K 447 60
                                    

Derslere girememiştim.

Bunun yerine spor salonuna indim ve beden eğitimi dersi gören sınıfa açık açık defolup gitmelerini söyledim. Bir bana bir beden eğitimi hocalarına baktıklarında ben de onlar gibi beden eğitimi hocalarına bakarak konuştum.

"Bugün burada ders işlenmeyecek."

"Ama-"

Dinlemek istemiyordum. "Ne dediysem o!" Bir gün de bağırmama gerek kalmadan dediklerimi yapamazlar mıydı? "Acele etmeniz kendinize yapacağınız büyük bir iyilik olur."

Benden korkmaları sandıkları gibi hoşuma gitmiyordu.

Fakat bazen işime yaramıyor değildi.

"Peki Doğa Hanım. Haldun Bey'in bundan haberi var mı acaba?"

Alayla güldüğümde sınıfa doğru baktım. "Çıktığınızda haberi olur."

Neden bana imrenen bakışları görmek bu kadar iğrenç hissettiriyordu, oysaki bu güzel bir duygu değil miydi?

Beni etkilemiyordu.

"Yani onun onayı olmadan mı dersimi kesiyorsunuz?"

Nefesimi bırakırken ellerimi belime yerleştirdim, gözlerimi herkeste tek tek gezdirdikten sonra hocada durdurdum. "Biliyor musun, burası bir yıl sonra tek bir imzayla benim olacak."

Herkes donup kalmıştı. Devam ettim. "Sadece bu okul değil, diğer bütün şubeler, biricik dayımın çocuğu olmadığı ve ben de tek yeğeni olduğum için hepsi benim olacak. Sen de benim çalışanım olacaksın." Kocaman bir kahkaha patlattım. "Doğum günü hediyem!"

Sikeyim, gözlerim doluyordu.

"Anladım," Adam şaşkınlıktan sadece bunu söyleyebilmişti bana. Sonra öğrencilerine döndü. "Bahçede devam edelim!"

Çıkarken dediklerini duyabiliyordum, sessiz olduklarını sanıyorlardı.

"Doğru mu söylüyor?"

"Neden yalan söylesin?"

"Abi çok havalı değil miydi?"

"Yerinde olmak vardı şimdi..."

"Seneye okulu başımıza yıkar."

"Daha önce yapmadığı bir şey mi sanki?"

Ve iğrenç gülüşmeler...

Bu okul sadece bir kişinin başına yıkılıyordu ve üzerimdeki ağırlığı her hissettiğimde bu kişinin ben olduğumu bilmek nefes almak istemememi sağlıyordu.

on yedi | textingWhere stories live. Discover now