34. Bölüm

47.6K 1.6K 174
                                    

   Tadı damağınızda kalacak mini bir bölümle geldim. Asıl bölümü haftaya yayınlayacağum, bunu avans olarak düşünün.  Çok öptüm ❤❤❤



-Gamze -

  Önce derinden gelen ritmik sese kulak verdim. Bu tıpkı şey gibi, maşallah dediğimizde elimizle kulağımızın memesini aşağı doğru çekip  tahtaya vurulma sesi ya da kapının tıklatılması gibi..
-" Barıııış, Gamzeeee hadi çocuklar uyanın artık. "
  Beni uykumun en tatlı yerinden koparan ses çok ta fantastik birşey değilmiş, Melahat anne kapıya vuruyormuş.
  Off heryerim tutulmuş sanki taşın üstünde yatmışım. Gözlerimi açtığımda Barışın üzerinde yattığımı farkettim. Adam harbiden taş gibi, kası seven sertliğine katlanacak artık. Ah bu dertle nasıl yaşarım bilemiyorum.  Barış görmeden önce aptal gibi sırıtmaya son vermeliyim. Ha bir de küçük bir ayrıntı, nedense ikimizde sadece  iç çamaşırıylayız. Gerçi konu Barış olunca çıplak olmadığıma şükrediyorum. Onu uyandırmamaya özen gösterip kollarının arasından çıktım. Tam ayağa kalktığım sırada kıpırdanmaya başlayınca benim yerime ağırlık yapması için yerdeki kilimi aceleyle kıvırıp üzerine koydum. Kollarını kilime sarıp uyumaya devam edince bozulmadım değil hani. İnsan bir kokumu arar, vücudumun şeklini anlar.. Ben kilimle bir miyim ya!    
   Yerdeki bindallıyı tekrar giyip alt kata indim. Gelen seslere bakılırsa ev tıklım tıklım dolu. Barışın ne kadar akrabası varsa sabahım köründe toplanıp gelmiş herhalde . Kimseye farlettirmeden burdan çıkma şansım 100/0. Benim burada, heleki Barış'ın koynunda uyuduğumu anlarsalar rezil olurum. Tekrar yukarı çıkıp doğruca Ardanın odasına daldım. Herif camış gibi uyuyor. Dolabını açıp elime ilk geçen eşofman altı ve tişörtü üzerime geçirdim. Bindallılar burada kalabilir. 
   Dur ya, Arda üzerinde sadece baksırıyla üşümüştür. Hiç kıyamam ben kaynıma. Çıkardığım bindallıları itinayla giydirdim. Konsolun üzerinde duran telefonu alıp fotoğrafını da çektim. Yetti mi? Hayır. Bir de bunu durum resmi olarak paylaştım mı işlem tamam.  Odadan çıkmadan önce saçlarımı toplayıp Ardanın yazlık beresini kafama geçirdim. Tekrar merdivenlerin sonuna geldiğimde kendimi kapıya doğru hizalayıp koşarak çıktım evden.
  Karşı eve geçer geçmez kendimi banyoya attım. Hızlı bir duşun ardından kuaföre gitmek için hazırlandım. Gelin alıcı saat 1de yazıyor davetiyede. Şuanda saat 11.. Ne?! Ben 2 saate nasıl hazır olacağım. Gelinliği kucakladığım gibi kuaföre koştum. Mahalle koaförünün gözünü seveyim. Pıt diye vardım dükkana.
-" Nerde kaldın ayol? Çabuk otur şuraya. Vallahi yetişmeyeceksin haberin olsun. "
-" Aysel abla, alt tarafı dalgalı bir saç yapacaksın. Amma söylendin. "
-" Kız! topuzsuz gelin mi olurmuş. Şöyle en gösterişlisinden tepeden kabarık bir topuz yapıcam ben sana."
-" Asla olmaz. Çıkart maşayı, ben bukle yaparım kendime."
-" Allah seni bildiği gibi yapsın emi!"
   Aysel abla söylene söylene saçlarımı dalgalı hale getirdi. Makyajıma hiç karıştırmadım çünkü oldukça sade olsun istiyorum. Ve biliyorumki Aysel abla dükkanda ne kadar boya varsa yüzüme sıvayacaktı. Hazır olduğuma kanaat getirince gelinliğimi giydim. Yapay çiçeklerden oluşan tacımı da saçlarıma yerleştirince dükkandaki herkesten -"ayyy.." sesi geldi. Küçük bir çocuğa bakar gibi şefkatliydi bakışları. Benimde tam olarak istediğim buydu. Masumiyet! 
   Beni alması için Muratı aradım. Barışın beni ilk defa gelin almaya geldiğinde görmesini istiyorum. Bu isteğimi daha önceden konuştuğumuz için sorun yok. Murat dükkandan içeri girdiğinde beni görür görmez ıslık çalmaya başladı.
-" Bu güzellik benim küçük cadı turunçgilim mi?"
-" Nasıl olmuşum Murat?"
-" Efsane!"
-" Gerçekten  mi?  Sence Barış da beğenir mi? Böyle şaşkınlıktan küçük dilini yutar mı? Mesela.."
-" Abartmasan!"
-" Azıcık şımartsan ölürsün di mi?"
-" Konuş sen konuş, 15dakika sonra gelin olmayan bir eve gelin almaya gelecekler."
Aysel abla-" Gelinin parasını senden mi alacağız yakışıklı."
-" Ne parası? Ha saç, evet ben vereceğim. Ne kadar?"
Aysel abla -" 600tl"
Murat-" Yuh..saç ekimi mi yaptınız?  Benim de önlerde açılma var aslında, yarın da ben gelsem olur mu?."
Aysel abla -" Zevzek, gelin saçı herhalde bu."
Murat-" Annem saçlarını akşamdan gazete kağıdına sarıp yatıyordu, sabah da bunun aynısı oluyordu."

  Bu da sana girsin Muratcım. İki polis gönderip, beni kandırmak neymiş gör bakalım. Normalde dalgalı fön 30 lira, ama adı gelin saçı olunca başka giriyor insana.  
    2 yıl önce dükkana saç kesimine geldiğim birgün, daha önce görmediğimiz belliki bu mahalleden olmayan bir kız saç yaptırmaya gelmişti. İstediği modeli yaptırana kadar da hiç konuşmamıştı. İşi bitip 50 tl lik saç+ makyaj parasını ödeyip, onu alması için telefonla birisini aramıştı. 15 dakika sonra elinde kocaman kutuyla dükkana yakışıklı takım elbiseli bir adam gelmişti. Kız kutuyu alıp giyinme kabine girinceye kadar ne olduğunu anlayamadık. Ama kız içeriden gelinlikle çıkınca Aysel ablanın yüzünü görmeniz lazımdı. Gitti paracıklar! O an kızı taktir etmiştim. Aynı uyanıklığı ben de yapardım ama o zaman dünün intikamını Murattan alamamış olacaktım .
   Arabanın arka koltuğuna dikkatlice oturup kırışmaması için gelinliğimi elimle düzelttim.
-" 1 saat önce abi kardeş heryerde seni arıyordu. Bulsalardı pek de iyi şey yapmayacak gibiydiler. Ne yaptın gene?"
  -"Hiçbirşey yapmadım ben. Belki Barış koynunda bir kilimle uyanmış olabilir. Ya da Arda paylaştığı durum fotoğrafı için bana kızgın olabilir.."
Murat telefonunu çıkarıp önce Ardanın durum resmine baktı sonra da bana. Umursamazca omuz silktim.
-" Bu şans bir daha elime geçmeyebilirdi. "
  Arabanın içinde ikimizde böğüre böğüre güldük.
  Evin salonunun ortasına benim için sandalye koymuşlar. Bende gidip oraya oturdum. Bütün mahalleli de beni görmeye eve doluştu.  Dün akşamki sadıçlarım da tam kadro buradalar. Suna yanıma oturup elimi tuttu.
-" Herşey çok güzel olacak Gamze. Sakın ağlayıp bu güzel makyajını akıtma. Barış seni görene kadar bekle."
Anneme baktım  gözleri nemliydi. Ama niye? Seda halam da ona sarılmış teselli veriyordu. Rol yetenekleri taktire şayan.
  Zeynep hanım gelip kulağıma eğildi. -"Gamzecim baban gelemeyecek galiba.  Kurdaleni Murat bağlasın ister misin?"
  Babamın gelememesi sanki kendi suçuymuş gibi eğilip büküldü karşımda.  Babam bu kadını kesinlikle  haketmiyor.
-" Önemli değil Zeyno,  babam olsaydı bile, kurdalemi Muratın bağlamasını isterdim. "
  Göz kırpıp gülümsediğimde Zeynep hanım da rahatlayıp gülümsedi.
  Saat 13:00. Korna sesleri gelmeye başladı.











     E mini bölüm dedim ya!  niye küfür ediyorsunuz. 😜😁
 

BENEKLİحيث تعيش القصص. اكتشف الآن