Ölüme Yakın Sana Uzak

14.Bölüm ; "Kimsenin Dinlemediği Şarkıyı Ezberledi Kadın"

"Ateş suya karıştı sönmedi yangın,alev aldı İstanbul."

Suzan.

Yıllar önce içime bir tohum serpmişimde daha yeni filizlenmiş gibi hissediyordum.

Tüm umudumu kesmişken hayattan mavi bakışları umut dolu bakıyor benliğimi sarsıyordu.
Çıktığım yolun geri dönüşü yoktu biliyordum, yine de bir çift mavi gözlerde benim için asılı kalan umudu avuçladım.

Kırık gülüşü yaşam vaad ediyordu âdeta.

Arabayı sağ çekip durdurdu, el frenini sertçe çekip arabanın kapısını açtı.
Polis arabasının siren sesi şimdi çok daha yakından geliyordu.

Jesus parmaklarını yiyor, aynadan arkaya bakıyordu.
Aral ceketinin düğmelerini ilikleyip, kanlarını gizlemeye çalışırken polis arabası arkamızda durdu.

Camı indirip "Suzan Acar'ın şoförü olduğunu söyle."diyerek fısıldadım.
Jesus'un aksine gayet rahat bir tavır içindeydi.
Polis yanına yaklaşıp "Ellerini kaldır arkanı dön!"diyerek bağırdı.

Sert bakışlarını polisin üzerinden çekip ellerini hafifçe havaya kaldırarak sırtını polise döndü.
Polis sırtına vurarak arabaya ittirip yapışmasını sağladı.

Yukarıdan aşağıya üstünü ararken belindeki silahı buldu ve çekmek üzereyken eli beline ulaştı ki polisin uyarısıyla elini tekrar kaldırdı.

"Ruhsatı var mı?"

"Var!"

"Ehliyetini ve arabayla silahın ruhsatını ver hemen!"

Ellerini indirip arabanın kapısını açtı, korkudan titreyen Jesus'un yüzüne tükürüp torpidoya uzandı.
Cüzdanını çıkardı, ruhsatı da alıp doğrularak çıktı arabanın içinden.

Cüzdanının içinden ehliyetini ve silahın ruhsatını uzattı.
Arabanın ruhsatını da diğer polis çekip aldı.

"Niye dur işaretimle durmak yerine kaçtın?"

"Kaçmak demeyelim, görmedim. Farkındaysanız sizi görünce çektim sağa!"

"Alkol ölçeri getir!"dedi polis ehliyetteki bilgileri sorgulatırken.

"O niye ?"

"Arabanın benzininde alkol yoksa sağa sola savrulmasının başka açıklaması yok diye düşünüyorum."

Dişlerini sıkıyordu, boynundaki damarların hareket etmesinden anlamıştım bunu.
Gözlerim üzerinde dolanırken mavi bakışları beni buldu, göz kırpıp tekrar polise çevirdi bakışlarını.
İstemsizce elim kalbime gitti, hoşuma gitmişti.