"İki dakika Defne, sadece iki dakika ya" dediğinde pes ederek derin bir nefes verdim. Ve içimde ki heyecana yenik düşüp onu takip etmeye başladım. Yürüyerek laboratuvarın ve kütüphanenin kapladığı boş koridora gittik. Koridorun sonuna geldiğimizde ikimizde birbirimize döndük.

"Bak, belki bana hala sinirlisin belkide çok kızgınsın ama şunu bilmelisin ki ben de böyle olmuştum. İlk anladığımda ben de tıpkı böyle hissetmiştim. Empati kurmanı beklemiyorum senden. Çünkü benim yaptığım çok daha kötü şeylere sebep oldu. Üzgünüm. Gerçekten bunun için üzgünüm. Ve böyle sonuçlanacağını bir an için tahmin edebilseydim, inan ki yapmazdım. Ama edemedim. Kavga çıkacağını, Beril'in bu şekilde üstüne gideceğini tahmin edemedim. Yemin ederim ki tahmin edemedim Defne."

Söylediklerini bitirip gözlerime baktığında yüzünde olan bakışlarını kaçırdım. Pişmandı. Bende öyleydim.

"O gece seninle konuşanın ben olduğumu nereden anladın?"

Söyledikleriyle alakasız sorumu işittiğinde önce gülümsedi ardından cevap verdi.

"Anlamamak mümkün müydü?"

Sinirle kaşlarımı çatıp "o zaman sabah ben olmadığımı anladığın halde Beril'in numarasına yazmaya neden devam ettin. Bunu neden yaptın, başka bir şekilde cezalandırsaydın beni! Başka bir şey yapsaydın! Ama neden, neden bunu yaptın?"

Önce kaşlarını çattı. Ardından anlamadığını belli eden bir ses tonuyla konuştu. "Defne ben gerçekten konuşmadım ki onunla? Bunu daha önce söylemedim mi?"

Çatık olan kaşlarım daha da yaklaştı bir birine. Beril'in telefonunu elime aldığımda konuşuyorlardı? Bu nasıl mümkün olabilirdi ki?

"Ben o dediklerimi uydurdum?"

Nasıl ya?

"Ama ben o gün öğrenip Beril'in yanına gittiğimde konuşuyordunuz?" diye sordum. Ancak sesim mırıltı gibi çıkmıştı.

"Evet gün içinde bana bir kez mesaj atmıştı. Ama ben konuşanın sen olmadığını anladığımda ona görüldü atmıştım?"

Dediklerini yavaş yavaş algılarken şok olmuş bir ifadeyle baktım ona.

"Peki ya Beril'in söyledikleri?"

"Ne söyledi ki?"

Sorusuyla daha da afalladım. Anlaşılan her şeyden bi haberdi. Ve Beril beni ayakta uyutmuştu.

"Yok efendim o seni değil beni beğendi. Geceye nazaran sabah daha neşeli olduğumu düşündü. Gece onunla konuşan sendin sabahsa ben yani beni daha iyi buldu gibi şeyler."

"Yuh!"

Oldukça yüksek çıkan sesiyle yerimde sıçradım. "Özür dilerim seni korkutmak istemedim, ama tepkimide kontrol edemedim. Öyle bir şey hiç olmadı konuşmalar bende duruyor inanmıyorsan bak" deyip telefonunu çıkardı ve bir kaç saniye sonra telefonu bana uzattı. Şok içindeyken telefonu alıp açık olan mesajları okudum.

053..: Teşekkür ederim

053..: Neyse o zaman iyi geceler

Cem: İyi geceler :) (01:09)

053..: Günaydın :)

Cem: Günaydın

053..: Napün?

Cem: Okuldayım?

053..: heee dnjdjd doğru
(Görüldü)

053..: Neden görüldü?
(Görüldü)

Sarpişkom || TextingWhere stories live. Discover now