E L L İ B İ R

27.6K 1.7K 751
                                    

Geç kaldım.

Sorry.

Ama ben napayım, ilham gelmedi. Yani bu durumda geç kalan ben değil ilham oluyor. İlham; linç is coming.

Neys boş yapma diyenleri duyuyorum. Kb. Bölümü kontrol etmeden atıyorum. Yazım yanlışlarını mazur görün.

İyi okumalar.

...

Akipek'in lafları üzerine kalakalmak fiilini bir süre boyunca işleve sokmuş ardından hızla yerimden fırlayarak Defne'nin sınıfına uçmuştum. Kapıyı açıp içeri daldığım sıra omzumun birine çarpmasıyla durdum. Soluma dönerek çarptığım kişiye bakmadan "pardon" dedim. Ama keşke döndükten sonra deseydim. Karşımda ellerini birbirine bağlamış bana iğrenir ifadeyle bakan Büşra'yı görünce suratımı ekşiterek önüme döndüm. Ve bunu yapmamın tek nedeni mendebur suratıydı. Evet Büşra, Sarp'ın eski sevgilisiydi. Ondan hoşlanmıyor oluşum şahsen çok doğaldı.

Ben Defne'nin sırasına doğru ilerlerken oda beni görmüş olacaktı ki oturduğu yerden kalkıp bana doğru gelmeye başladı. Ortada buluşunca onu kolundan tutup hızla sınıf kapısına yürüttüm.

"Ne oldu Akşın?" diye sorsada cevap vermeyip onu sınıftan çıkardım. Koridorun ucuna doğru ilerleyip Defne'yi de peşimden çekeledim. Sonunda koridorun ucuna ulaşıp durduğumuzda Defne'yi karşıma geçirdim.

"Lütfen hala Akipek ile arkadaşının numarası üstünden konuşanın sen olduğunu söyle!"

Defne, hırslı bir şekilde konuştuklarımdan bir halt anlamadığını kaşlarını çatarak belirtirken yutkunup kafamı iki yana salladım. "Biz malız, biz cidden malız!" diye bağırdığımda koridordaki bir kaç kafa bize döndü. Ardından umursamayıp hepsi işine dönerken Defne omuzlarımdan tutup beni kendine çevirdi.

"Ne olduğunu anlatacak mısın?"

Sorusu üzerine bende onun omuzlarını tuttum. "Az önce Akipek'in yanına gittim ya? Ona öğle arası Defne seninle konuşacak deyip sizi buluşturacaktım. Ve sende her şeyi anlatacaktın. Ama Akipek bana resmen sözde ondan hoşlanan kızı reddettiği için pişman olduğunu söyledi. Ayrıca hala konuşuyoruz ve sanırım hala benden hoşlanıyor dedi! Bu da demek oluyor ki telefonunu kullandığın arkadaşın şu anda Akipek ile senin adına, sanki ondan hoşlanan kendisiymiş gibi konuşmaya devam ediyor!"

Sinirli bir şekilde konuşmamı bitirdiğimde Defne sırıtıp "saçmalama Beril öyle bir şey yapmaz" dedi. Kafamı sinirle sola çevirip sesli bir nefes aldım. Ardınan "o zaman Akipek şu an kiminle konuşuyor Defne" diye sordum. Defne'nin kaşları çatılırken yüzü yavaş yavaş dondu.

"Beril bana böyle bir şey yapmaz" diye mırıldandı. Ben ne olduğunu anlamadan ilerlemeye başladığında düşünmeden peşinden ilerlemeye başladım. Sınıfa geri döndüğümüzde Defne kapıda durup gözlerini sınıfta gezdirdi. Beril'i arıyor olmalıydı. Sınıfta onu göremeyince hızla ilerlemeye devam etti. Adımları önce kat başında ki tuvaletin önünde döndü. İçeri dalıp tekrar yokladı. Sonra kabinlere doğru ilerleyip tek tek kapılara vurdu.

"Beril?"

Kimseden ses çıkmayınca daha da hızlanarak ve hırslanarak tuvaletten çıktı. Ben onu takip ederken o koşar adım merdivenlerden inmeye başladı. Suratında ki ifadeyi görünce biraz korkarak "Defne sakin ol" dedim ama o beni takmadı. Hatta duymamış bile olabilirdi. Kantine doğru uçar adım girdiğinde bende hızlandım. Ve işte hedef noktası buradaydı. Beril kantin masalarının birinde oturuyor ve telefonu ile ilgileniyordu. Defne kısaca durakladı. Ardından tekrar hızlı adımlar eşliğinde Beril'in yanına doğru ilerledi. Artık nefes nefese kalmıştım ama yine de Defne'nin peşinden gittim.

Sarpişkom || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin