8

1.4K 103 76
                                    

"Daha iyi hissediyor musun?" gözlerimi her açmaya çalıştığımda aynı soruyu duyuyordum.

"Pek değil." dedim oturmaya çalışarak, bu tam anlamıyla mümkün olmamıştı. "Kafamda bir hayvanat bahçesi var gibi." dediğimde bir gülümseme gönderdi. "Ya da bir anaokulu, o kadar sesli ki."

"Hala hastaneye gitmek istemediğinden emin misin?"

"Eminim." aslında bundan pek emin değildim.
Belki gitsem benim için daha iyi olacaktı.

"Peki o zaman, burada dinlenebilirsin."

Her ne kadar gitmek istemesem de konuştum. "Artık eve gitsem iyi olur." Kafamı yasladığım yastıktan çektiğimde başımın dönmesiyle gözlerimi sıkıca kapattım.

"İyi misin?"

"İyiyim, iyiyim." ezbere bir cevap verdim.
Ayağa kalktığımda kırışan elbisem, dağılmış makyajım ve birbirine karışmış saçlarım yüzünden çok kötü göründüğümü biliyordum.

Yatağın yanına koyulmuş ayakkabılarımı almak için eğildiğimde aniden çoğalan baş ağrısı beni öldürecek gibiydi. Kafama yediğim yumruğun ne kadar şiddetli olduğunu her dakika daha iyi anlıyordum.

Ayakkabıları alıp ayağa kalktım ve ayağıma bile geçirmeden kapıya yaklaşacaktım ki baş ağrımın üçüncü darbesi beni yürümekten alıkoydu.

Tanrım ne olmuştu bana böyle?

Beni kollarımdan tuttu. "Böyle olmayacak. Ben şimdi doktor çağıracağım."

Başımı iki yana salladım ve o mükemmel gözlerine baktım.

"Lütfen gitme." elimde hala ayakkabılarım olduğunu fark ettim.
Yüzüme aptal bir gülümseme yayılacaktı ki kendime engel oldum.

"Birkaç gün iyi olduğunu anlayana kadar burada kal." bakışlarım devam ederken ekledi. "Senin ne durumda olduğunu anlayana kadar en azından."

"O zaman." ayakkabımı yerine koydum. "Çağıralım doktoru." Ben tekrardan yatağa oturdum. "Ama doktordan sonra beni eve bırakırsan iyi olur."

"O zaman." Şimdi şart sunma sırası ondaydı.
Hayır burada kalıyorsun dese seve seve evet diyecek gibiydim zaten ama bu oyun o şekilde oynanmamalıydı.
"Her gün evine doktoru kontrol için yollayacağım."

"Bana uyar ama bir şeyim yok. Endişelenme."

"Endişelenme mi?" Kollarını göğsünde çaprazladı ve yüzüne bayıldığım gülümsemesini yerleşti.
"Yılın boksöründen yumruk yedin güzelim." Ödül hakkında konuşması gülmeme sebep oldu. "Üstelik ne kaskın vardı ne de dişliğin. Yine de sağlammışsın."

"Öyleyimdir, bir yumrukla pes etmem." omuz silktim. "Hayat bana ne yumruklar attı bir bilsen."
Daha sonra söylediğim şeyden utandığımda artık çok geç olduğunu fark ettim.

"Ne yaptı hayat sana?"
Ciddilikle sorduğunda omuz silktim ama gözlerimi kaçırmaktan alıkoyamamıştım kendimi.
"Öylesine söyledim." Kaşlarını kaldırıp indirdi, inanmadığı belliydi.
Yine de bunu üstelememesi için konuştum.
"Ne zaman gelir doktor?"
Telefonunu çıkardı ve tanıdığını düşündüğüm doktoru aradı.

Birkaç dakika sonra doktor gelmiş ve olan bitenler hakkında üzüldüğünü söylemişti. Çıkardığı ışığı gözlerime tuttu daha sonra karşıma oturup defterini eline aldı ve sorular sormaya başladı.

"Kendini yorgun veya uykusuz hissediyor musun?"

"Evet." dediğimde Zayn de onun gibi karşıma oturdu.

girl gone wild | zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin