#1

11 2 0
                                    

"Anne---"

"Hayır dedim. Kız kardeşlerin, bunun adil olmadığını, tanrıların sana güç bahşettiğini düşündükleri için oyuna katılmanın haksızlık olduğunu düşünüyorlar. Hayır dedim, Diana."

"Bu haksızlık! Ben bir Amazonsam bu oyuna girmeye hakkım var!"

Kraliçe onu dinlemeden dışarı çıktı.

Oyunlara katılmasına izin verilmeyen Diana, kadife, mor sofaya oturdu ve manzaraya baktı. Deniz, hafiften dalgalanmaya başlamıştı ve güneş parıl parıl parlıyordu. Gökyüzü masmaviydi. Diana bacaklarını kendine çekti ve başını dizlerine dayadı. Haksızlık, diye düşündü, bu adil değil. Ama annesi kesin bir dille yasaklamıştı oyunlara katılmasını. O yüzden, yapabileceği hiçbir şey yoktu. Hera aşkına...

Aslında vardı.

Amazonların hepsi, yüzünü gizliyordu. Zaten tanınmayacaktı. Diana, bu fikirle birlikte heyecanlandı. Gizlice oyunlara katılabilirdi. Maskesi de olacaktı, annesi anlamazdı bile. Damarlarında gezinen kan bile sanki heyecan hücreleri taşıyordu. Yerinden fırladı.

~~~

"Tek istediğim Diana'yı korumak, Philippus. Gitmesine izin veremem. Ben onun annesiyim..."

"Kraliçem--"

Kraliçe, balkonun beyaz demirliklerine dayanmış, gözyaşları yanaklarından süzülürken kuşların neşeli ciklemelerini ve rüzgarın sesini dinliyordu. Gözlerini kapattı ve bir süre kendini bıraktı.

Philippus yavaşça konuştu. Onun da sesi çatallaşmıştı.

" Kraliçem... Bütün Amazonlar, onu çok seviyorlar. Öylesine koruyorlar ki... Sizin sevginizin büyüklüğünü anlatmaya sözcükler yetmez, biliyorum. Ama Diana... Diana, çok zeki ve güzel bir kız. Belki de zamanı gelmiştir."

Kraliçenin dudakları titredi. Philippus, bunu keskin bir şekilde hissetti ve daha fazla konuşamadı. Kraliçenin gözleri yaşlarla yanıyordu. Birkaç gözyaşı yanağından süzüldü.

" Bunun olmaması için dua ediyorum, Philippus."

Philippus büyük bir şefkatle Hippolyta'ya sarıldı ve alnını alnına dayayarak yüzünü avuçladı. Baş parmaklarıyla gözyaşlarını sildi.

"Diana iyi olacak, Kraliçem."

Kraliçe gülümsedi ve Philippus'u dudağından öptü.

~~~

"BENİ DİNLEYİN, AMAZONLAR!" diye bağırdı Hippolyta.

Büyük bir stat gibi bir yerde, yuvarlak oluşturmuş yüzlerce Amazon, rekabet edecek olan Amazonları izliyordu. Diana çok gergindi, kalbi heyecandan ağzına gelecekti neredeyse. Ama kendine hakim olmaya çalıştı. Annesinin yanında Steven'ı görünce kalbi ters taklalar atmaya başladı.

"Bugün burada, kutsal görevimiz olan dünyayı korumak için, bu görevi yapacak layık Amazonu seçeceğiz. Bu oyunları başlatmaktan gurur duyarım. Afrodit yardımcınız olsun."

Bir düdük öttürüldü ve Amazonlar sahaya çıktı.

İlk oyun, yakın dövüştü ve Amazonlar eşlerini bulmuştu. Diana, ilk rakibinin adım atmasını bekledi ve ciddiyetini korudu. Rakibi ona atak yapınca savunmaya geçti. Mızrağıyla durmadan ataklar yapan rakibine karşı savunmadaydı. Rakibinin yorulmasını ve biraz gerilemesini bekliyordu. Nitekim, öyle de oldu. Rakibi sonunda geri çekildi ve onun saldırmasını beklemesine gerek kalmadan, Diana ona saldırdı. Sağ, sol, sağ, sol, sağ, sol ve geçir! Diana, ilk rakibini alt etmişti.

Sevgili DünyaOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz