"Ağzına sıçtığımın! Şerefsiz! Pislik!"

Eymen gülümser ve masum bir şekilde bakıyordu.

"Bana şöyle bakma! Hala sinirliyim!"

Yakalarından bıraktı. Hala sinirli olduğu belliydi çünkü dişlerini sıkmaya devam ediyordu. Ama ne engelliyordu bilmiyordu ama ona vuramıyordu.

"Eymen bir gün beni böyle sinirlendirirsen ve seni öldürmek zorunda kalırsam beni suçlama!"

"Kim suçlu olacak ya?"

"Sen! Beni sinir eden sen suçlu olacaksın!"

"Vay mükemmel."

Emir kendi kendine mırıldanmaya başladı.

"Bunu yapan sen değilde başka biri olsaydı ölmüştü zaten."

"Ne?"

"Yok bir şey."

Dedikten sonra Emir üzerindeki ıslak tişörtü bir anda çıkardı. Odanın içinde temiz bir tişört aramaya başladı.

Eymen olduğu yerde donup kalmış gibiydi. Sanki zamanı durdurmuşlar da oda böyle kalmış gibiydi. Emir Eymen'e baktığında bir an yüzü kızarmaya başladı. Ama bu sinirlendiği için değildi.

"Has siktir!  Ne yapıyorsun sen! Sapık mısın be!"

Şu an daha çok sinirli olması gerekiyordu ama utanma duygusu buna engel olmuştu.

"He ne mi yapıyorum?"

Bunu söylerlerken bile bakışları Emir'in karın kasları üzerindeydi.

"Kes şunu!"

Utancını sinirliyim ayağına saklamaya çalışıyordu. Eymen bakışlarını başka yöne çekip bakmamaya çalıştı. Ama böyle mükemmellikler karşısında kendisine hakim olamıyordu. Ne olursa olsun bir insandı ve vücudu sevdiği insanı istiyordu.

Emir Eymen'e yaklaşıp onu iterek odadan çıkarmaya çalıştı. Eymen de bir şey demeden odadan çıktı. Emir de odasında kendi kendine söylemeye başladı.

"Sapık ya! Yemin ederim sapık bu çocuk! Geri zekalı! Sen kimsin bana bakıyorsun lan! Of çok sinirliyim."

Odasındaki kum torbasına bir kaç yumruk atıp üzerine kuru kıyafetler giydi. Daha sonra da kahvaltı için mutfağa geldiğinde Eymen telefonu ile ilgileniyordu. Masaya oturup hazırladığı şeylerden yemeğe başladı. Eymen Emir'e baktıktan sonra hem telefonu ile bir şeyler yaparak yemek yiyordu.

Emir, karşısındaki genç çocuğa aldırış etmeden yemek yemeğe devam etti.

Eymen telefonuna bakarak gülümsüyordu. Emir de onun neye güldüğüne bakmaya çalışsa da göremiyordu. Genç çocuk hala tebessüm etmeye devam ediyordu.

Emir kafasını biraz daha uzatıp ne yapmaya çalıştığını, neye güldüğünü anlamaya çalışıyordu. Ama bunu gören Eymen telefonu biraz kendine çekerek ne olduğunu saklamaya çalışıyordu.

Emir aldırış etmemeye çalışsa da neye güldüğünü merak ediyordu. Yoksa biri ile mi mesajlaşıyordu. Umursamamaya çalışarak yemeğine devam etmeye çalışsa da bu düşünce beyninin etini yemeğe devam ediyordu.

- - - - - - - -

Zilin çalması ile Eymen kendine bir kahve almak için sırasından kalktı. Daha iki ders vardı, ve şu an burada hiç olmak istemiyordu. Sınıfın kapısından çıktı ve bir süre yürüdüğünde karşısında kendisine iğrenç bir şekilde bakan insanları gördü.

Sinirli Yarim •bxb•Where stories live. Discover now