❌ 4. BÖLÜM ❌

Start from the beginning
                                    

"Yeter artık süzme işin bittiyse kimsin onu söyle!"

Kız, Pusat angutunun söyledikleri karşısında gözlerini devirirken ellerini kaldırıp, biriyle yüzündeki bandanayı diğeriyle de şapkasını çıkardı. Yere eğmiş olduğu yüzünü kaldırınca, hassiktir. Az daha kendi kuzenimden hoşlanacaktım!

Gazel karşımızda durmuş bize bakarken şaşkınlığımız hepimizin yüzünden okunuyordu. Hepimiz far görmüş tavşan gibi ona bakarken o sadece Sancar abiye bakıyordu.

GAZEL'İN ANLATIMINDAN;

İnsan hayatında neler yaşayacaktı bilemezdi.
Kimler ile karşılaşacak, o anda neler söylecekti bilemezdi.
O anda neler hissedecekti bilemezdi. Ama ben biliyordum. Şu anda ne yaşamadığımı, ne konuşacağımı, ne hissedeceğimi biliyordum.

Onlara söyleyeceğim hiçbir şey yoktu. En azından şimdilik!

Şu anda ne yaşıyorum?

Tam tamına 24 senenin karşılaşması yaşanıyordu. Ne hissettiğim konusuna gelirsek, içimde tek bir duygu vardı şu anda.

Öfke.

24 senedir karşımdaki şahıslara karşı öfke besliyordum. Şimdi ise onca zamandan sonra çıkıp gelmiş ve onların hayatlarını kurtarmıştım. Bunun elbette ki karşılığını alacaktım ama şimdi değil. Zamanı gelince herkes hesap verecek gerekirse de bu uğurda ölecekti.

Daha fazla onlara bakmak istemezken arkamı dönüp ormana doğru ilerlemeye başladım. Tam diğer adımı atacaktım ki büyük başın dediği şey ile olduğum yere çivilendim.

"Neden geri döndün?"

Sorduğu soru üzerine içimdeki öfke daha da artarken arkamı dönmedim ve yürümeye devam ettim. Vücudumu saran öfke ile daha da hızlı yürürken ormanın içine doğru yürüyüp çalılıkların arkasına park ettiğim arabamın yanına gittim. Asker yeşili olan spor arabam gözümün hizasına gelmesi ile dudaklarım yukarıya doğru kıvrılırken ona doğru yaklaşıp bagajı açtım. Omuzundaki tüfeği ek yerlerinden çıkartıp özel kutusuna koyduktan sonra kutuyu iyice kapatıp bagajında kapağını kapatıp kendi yerime geçtim. Elimdeki şapkayı ve fuları yan koltuğa atarken düğmeye basarak arabayı çalıştırdım. Ellerimi direksiyona yerleştirip gazı alevlerken önce çalılıkların arkasından daha sonra da ormandan çıktım. Patika yolda giderken önümdeki araç sayesinde biraz yavaşlasam da kullanan kişinin Pusat olduğunu anlamak zor değildi. Mal herif hızdan her zaman korkmuştu. Onların daha doğrusu onun bu yavaş hali pek bana göre olmadığı için gaza biraz daha yüklenip hızla onu sollayıp önüne geçtim ve hızımı biraz daha attırıp aramızdaki mesafeyi açtım. Biraz daha gittikten sonra patika yoldan çıkmış sonunda düz yola, otobana çıktım. Depo kaldığım otele baya uzaktı. 2 saatlik yol gideceğim için koltuğu biraz daha geriye yatırıp daha rahat bir pozisyona geldim. Kafamdaki sesleri bastırmak adına radyoyu açarken, içine yüzlerce şarkı yüklediğim usbyi yerine takıp yüklenmesini bekledim. Yüklediğim şarkıların ilk başında her alan rap şarkılar çalmaya başlarken bir yandan şarkıyı söylüyor bir yandan da elimle ritim tutuyordum.

Ne kadar kafamdaki düşünceleri bastırmak, susturmak istesem de olmuyordu. Yine aklıma geliyordu her şey. Yine yerle yeksan ediyordu beni geçmiş.

Çok saçma değil miydi? Önce en ince ayrıntısına kadar ezberle her şeyi. Sonra içinden kazıya kazıya unutmaya çalış. Onlarla ilgili her şeyi biliyordum. Neyi severler, neyden korkarlar, hangi yemeği yer hangisini yemezler. Hangi ortamda hangi içkiyi içerler, günde kaç tane sigara içerler hepsini bilirdim. En acısı da oydu ya zaten. Ben onların her şeylerini bilirken onlar benim adımı zor hatırlıyorlardı.

SOĞUK SEMT   Where stories live. Discover now