0.6 - The End

51 5 12
                                    

Y/N: Ekteki şarkıyla okuyabilirsiniz bebeklerim. 🍀

"Ne yani? Bana, beni iyileştirdiğini mi söylüyorsun?"

Hyungwon başıyla onayladığında Yoon Mi güldü. Twilight çekiminin içine falan mı düşmüştü?

"Gülmeni gerektirecek bir şey görmüyorum ortada. Bir Klanla tanıştığını söylüyorum."

Yoon Mi tehditkar sesiyle kendisine bakan Hyungwon'un bakışlarına cevap verdi. Her kim şaka yapıyorsa bunu onun yanına bırakmayacaktı.

"Kanıtla."

Hyungwon göz devirip iç çekti. Bir insanla uğraşmak sandığından daha sinir bozucuydu şimdi. Geriye birkaç adım atıp arkasına döndüğünde Yoon Mi kamera şakası diye bağırmasını bekledi.

Bunun yerine, Hyungwon bir anda burnunun dibinde bitmişti. Korkuyla geriye sıçrarken belini saran kollarla birlikte savruldu. Hemen ardından ormanın ortasında olduğunu çevreye baktığında anlamıştı.

"Bu... biz... nasıl?"

Konuşmayı unutmuş halde Hyungwon'a baktı. Ufak bir sırıtışla kendisini izliyordu.

"Nereye gitmek istersin? Götüreyim."

Uzak yerlerden bahsederken Yoon Mi aklını kaçırmış gibi hissetti. Rüzgarla önüne gelen saçlarını arkaya savururken sinirle bağırdı.

"Ben evime gidiyorum!"

Ormanın ortasında nerede olduğunu bilmeden Hyungwon'un ters yönüne yürümeye başladığında kendisine sesleneceğini çoktan biliyordu.

"İngiltere'ye kaçak gelmiş biri olarak nasıl döneceksin acaba?"

İngiltere mi? Oraya mı getirmişti kendisini? Duraksasa da inanmıyordu, gerçi az önce inanmadığında başına gelenler belliydi. Yürümeye devam ederken önüne Hyungwon'un aniden çıkmasıyla çığlık attı tekrar. Hyungwon bileğini tuttuğunda cesaretine kendisi de şaşırmış ve elini çekip kurtarmıştı.

"Ne yaptın bana bilmiyorum ama beni rahat bırak. Bırak evime gideyim. Ablam beni merak ediyordur."

Sonlara doğru sesi yalvarır gibi çıkarken Hyungwon saçlarını düzeltip başını salladı.

"Anlamıyorsun. Kanındaki izim geçene kadar benimle kalman gerek. Yoksa ikinizin de başı belaya girer."

Tekrar uzanıp beline sarıldığında ne yaptığını anlamaya çalışıp itmeye başladı Yoon Mi. Ama beline sarılan kollar sadece daha da sıkılaşmıştı.

"Bırak beni!"

"Eve gidiyoruz. Beni sıkıca tutmazsan burada kalırsın."

Yoon Mi korkuyla ne yapacağını bilemeyip Hyungwon'un boynuna sarıldı. İngiltere'de ormanın ortasında kalmak yerine bir vampire sarılmayı tercih ederdi.

Yeniden aynı odaya geldiklerinde bir süre öyle kalmışlardı. Yoon Mi Hyungwon'un çekilmediğini görünce kendisini geri çekip kollarından kurtardı. Artık daha sakindi.

"Anlatır mısın... neden başımız belaya girer?"

Hyungwon iç çekip yatağa oturdu. Yanına oturması için Yoon Mi'ye işaret verdiğinde onu dinlemesi hoşuna gitmişti. Yine de ciddiliğini korudu.

"Seni kendi kanımla iyileştirdim-"

Yoon Mi duyduğu şeyle tereddüt etmeden araya girdi.

"Beni vampir mi yaptın?!"

Hyungwon elini alnına vurma isteğini zorla bastırıp başını hayır anlamında salladı.

"İnsanlar 'Klan' olamaz. Biz Klan'ız, vampir değil. Sadece seni iyileştirmek için yaptım bunu."

• X Klan : Lost •Where stories live. Discover now