1

918 50 238
                                    

Merhaba sevgili okurlarımm. Sonunda yeni bir hikayeye başladım. Bu yazıyı şimdiden yazmak istedim çünkü okurken dikkat etmenizi istediğim bir şeylerden söz edeceğim.

Öncelikle lütfen tarihlere dikkat edin. Flashback yazısı bulunmadan tarihlerle geçmişe gideceğim.

Ayrıca lütfen okurken saatlere de dikkat edin. Aynı gün içerisinde saatleri geri almayacağım. Yani genel olarak flashbacklerim ya çok eski tarih ya da yaşanılan zamandan bir iki gün öncesi gibi olacak. Yine de olurda aynı günde flashback verirsem tarih ve saat olarak yine onu yazacağım.

Son olarak bu seferki biraz daha argoya ve küfüre ev sahipliği yapıyor. Ne okuyacağınızdan emin değilim çünkü bir hızla başladım ama bunu da uyarmak istedim. Sonuçta polisiye bir kitap olacak.

Ah bir de her bölümde birer tane flashback vermeyi düşünüyorum. Normalde dört bin kelimelik bölümlerle başlamayı düşündüm ama bunlarda aşırı flashback olur da kafa karışır diye kelime sayısını azalttım. Ama derseniz sorun olmaz bölümleri uzun tutabilirim.

Şimdiden okuyan, yorum yapan herkese çok teşekkür ederim. Umarım beğenir ve beni desteklemeye devam edersiniz. Kendinize iyi bakın sizi seviyorum 💕💕





24.03 2018

08.46


"Chanyeol! Sonunda davayı bitirdiğinizi duydum."

İçeri giren uzun boylu oğlan kendisine yöneltilen cümle ile gözlerini devirmişti.

"Uğraşma benimle Jongin. Zaten yeterince sinirim bozuk." Zar zor bitirdiği bir dava sonunda kapanmıştı ve Chanyeol gerçekten de sinirliydi. Katil iğrenç herifin tekiydi ve resmen midesi bulanmıştı bu davadan. Çok fazla ayrıntıya girmek bile istemiyordu. Mümkünse bunu unutmalıydı.

"Tamam ama patron seni çağırdı. Benlik bir şey değil."

"Siktir.."

"Küfretme Chanyeol." Chanyeol omuz silkmişti.

"Kapa çeneni Jongin."

Yanında geçerken kendisinden hafif kısa oğlana omuz atmıştı. Jongin ise sadece gülmekle yetinmişti. Chanyeol kapıdan çıkıp koridora yöneldiği esnada arkasından sarılan kollar ile aniden duraksadı. Dava nedeniyle bir süredir buralarda değildi ve bu dokunuşları özlemişti. Beline sarılan ellerin üzerine elini koymasının ardından arkasından gelen kıkırtıya eşlik ederek gülmüştü.

"Patron çağırıyormuş gitmem gerekiyor." Chanyeol'a sarılan sırtına yaslamış olduğu kafasını sağa sola hayır anlamında sallamıştı.

"Minhyuk.. hadi bırak beni. Hemen geleceğim."

"Ama Chan. Seni yemesinden korkuyorum. Benden önce o gereksiz herifin seni görmesi adil değil."

Chanyeol bu duyduğu şeyle bir kahkaha atmış ve belindeki elleri çözerek kendisini arkasındaki oğlana döndürmüştü.

Tuttuğu elleri yavaşça yukarı kaldırmış ve onlara birer öpücük kondurmuştu. Minhyuk bu davranışla yeniden kıkırdamıştı.

"Seni özledim." Hafif derinden gelen bir sesle söylediğinde Chanyeol oğlanı bir anda kendisine çekmiş ve bir anda sarılmıştı.

"Hemen geleceğim."

Ardındansa hızlıca ondan ayrılmış ve odaya ilerlemişti. Kapıyı çalmadan açıp içeri girdiğinde patronu onu her zamanki suratsız tiple karşılamıştı.

"Davan sana biraz saygılı olmayı öğretemedi mi Park Chanyeol."

Uzun oğlan bu duyduğu cümle ile göz devirmişti. Karşısındaki kendinden yaşça büyük, kolları tamamen dövmeyle kaplı, hala nasıl patronu olduğunu anlamadığı pislik adama bakmıştı. Bu büroda çalışmaya başladığından beri onu sevmiyordu.

Heartbeat 〒 Chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin