3: İlk Öpücük

227 46 18
                                    

"Abin biraz sinirliydi sanki." Renjun elleriyle oynarken söylendi. Elimi yaslandığı plastik tribün sandalyesini arkasına koydum. Cevap vermedim. Renjun sakince yüzünü bana döndü, ben zaten ona bakıyordum."Dün gece yüzünden-"

"Hayır, hayır ve hayır Renjun. Kapat şu konuyu hatırlamak bile midemi bulandırıyor." Kolumu Renjun'in arkasından çektim, sinirle öne eğildim. Dirseklerimi dizlerime yasladım ve boş spor salonunda ileriye bakmaya başladım. O aptalın Renjun'i benden önce öptüğüne inanamıyordum cidden. Kendini ne zannediyordu ki o? Ne fazla yakışıklıydı ne de fazla zeki. Basketbol haricinde pek bir yeteneği olduğunu düşünmüyordum ki basketbola yeteneği olmasının sebebi de çocukluktan beri eğitim almasıydı zaten. Bunun dışında benden fazla hiçbir şeyi yoktu. Kafamı iki yana salladım ve beni sinirlendiren düşüncelerden kurtulmaya çalıştım. Bir süre sonra Renjun'dan ses gelmediğini fark ettim. Kafamı ona çevirdim. Üzgün görünüyordu. Derince bir nefes alıp verdim ve solumda duran çantama eğildim. İçini karıştırıp birkaç saat önce Renjun'e vermek için sınıftaki bir kızdan çöktüğüm çikolatalı sütü çıkardım, sağıma yani ona uzattım. "Um, barış?"

Kafasını iki yana salladı. "Hayır, önce Mark Hyung neden sinirli onu söyle." Gözlerimi devirdim istemsizce. " Ne oldu, çok meraklısın herhalde Mark'a." Kollarını göğsünde kavuşturdu. "Lee Donghyuck, konuyu geçiştirme." İki elimi de havaya kaldırdım ve gülerek "Beni yakaladınız polis bey." dedim. Tek kaşını kaldırdı ve 'Yemedim.' der gibi baktı. Mırıldandım, kahretsin.

Bir kolumu yine yaslandığı plastik tribün sandalyesinin arkasına koydum. "Dün biraz tartıştık ama sorun bu değil. Aylardır bu maça hazırlanıyordu ve kaybetmeyi gururuna yediremedi. Sorun gerçekten sadece bu." Ellerini serbestçe bacaklarının üstüne bıraktı ve mırıldandı. "Neden beni öpmesine karıştın?" Gözlerimi kaçırdım. "Mark'tan mı hoşlanıyorsun? Eğer öyleyse araya girdiğim için üzgünüm." Kolumu arkasından çektim ve parmaklarımla oynamaya başladım. Derin bir nefes alıp verdi ve bana eğilip elimi tuttu.

Kafamı kaldırıp yüzüne bakacaktım ki zaten çok yakın olduğumuzu fark ettim. Tuttuğu elime bakarken kulağıma fısıldadı. "Birinden hoşlanıyorum ama o kişi Mark Hyung değil Donghyuck-ah." Elini daha sıkı tuttum ve kafamı biraz çevirip Renjun ile alınlarımızı birbirine yasladım. Bende fısıldadım. "Kimden hoşlanıyorsun o zaman?" Gözlerini kapatmadan önce son kez fısıldadı. "Bence sen bunu zaten biliyorsun."

Bende gözlerimi kapattım ve başımı biraz yana eğip yavaşça dudaklarını dudaklarıma kapattım. Kalbim hıphızlı atarken elini bıraktım ve beline sardım kollarımı. Dudaklarını öpmeye başladım. Önce ne yapacağını şaşırdı fakat sonra boynuma sardı kollarını, elleriyle ense kökümdeki saçlarla oynamaya başladı. Gülümseyip alt dudağını öpmeye devam ettim. Biraz sonra nefes almak için hafifçe geri çekildim ve sonra tekrar öpmeye başladım, bu sefer dilimi içeri sokmak için dudaklarında gezdirerek izin bekliyordum ki dudağını aralayıp izin verdiğinde kalbim olabilirmişçesine daha çok hızlandı.

"Lee Donghyuck?" Renjun'den bir anda ayrılmak zorunda kaldım fakat arkama dönüp baktığımda gördüğüm tek kişi tribünlere uzakta elini saçlarının arasına atmış hafifçe karıştıran ve biraz kızarmış bir Mark'tı. Tek başınaydı. Bıkkınca sordum, ama uzakta olduğundan biraz bağırmak gerekiyordu. "Ne oldu Hyung?" O da bağırarak cevap verdi. "Eve gitmeliyiz artık." Gözlerimi devirdim. "Tamam." Arkama döndüm ve gözlerini benden kaçıran kızarmış bir Renjun gördüm. İstemsizce gülümsüyordum. "Hadi gidelim." dedim ve çantamı kapatıp omzuma astım. Oda aynısını yaptı ve elini tuttuğum gibi spor salonundan çıkardım bizi. Okulun dışına yürürken Mark arkamızdan geliyordu. Renjun'le konuşmamız gerektiğini fark etmiş olmalı ki bizi yanlız bırakıp arabaya yürüdü ve bindi. Tek elini tuttuğum gibi diğer elini de tutup onu karşıma aldım ama o konuşmama izin bile vermedi. Hala gözlerini kaçırıyordu. "Bugün sizinle gelmek istemiyorum Hyuck. Otobüsle gideceğim eve." Kaşlarımı çattım. "Önce yüzüme bak. Ayrıca neden?" Gözlerini gözlerime değdirdi sonunda. "Lütfen, abinin yüzüne bakmak bile istemiyorum." Bir elimin parmağıyla elinin üstünü okşamaya başladım. "Bak bu Mark için sorun olmaz." Dudaklarını yaladığında gözüm oraya kaydı ve dikkatim dağıldı fakat hemen sonra gözlerine baktım. "Ama benim için sorun." Onu zorlamayacaktım. Eğildim, çenesini iki parmağımla sakince tutup Renjun'i son kez öptüm, bir önceki gibi değildi bu, üst dudağıyla biraz oynadım ve bıraktım. "Bu seferlik seni zorlamıyorum. Görüşürüz sonra." Ellerini ellerimden çekti ve çantasının askısından tutu. "Görüşürüz Hyuck." Ve arkasını dönüp gitti.

Bende arkamı döndüm ve arabaya adımladım. Yüzümde kocaman bir sırıtış vardı. Arka koltuğa çantamı fırlattım ve yayıldım. Kulaklığımı çözmeye çalışırken Mark arabayı çalıştırdı. Tam kulağıma kulaklığı yerleştiriyordum ki, konuşmaya başladı. "Sevgili olmadığınızı söylemiştin diye hatırlıyorum Donghyuck." Sağa sinyal verip döndü. "O zaman değildik çünkü." diye kısaca yanıtlamakla yetindim. Tekrar kulaklıklarımı takmaya yeltendim ama beni yine durdurdu. "Kitabımı gördün mü, Donghyuck? Hani sana paranın içinde olduğunu söylediğim kitap?" Biraz düşündüm. "Bilmiyorum Hyung, görmedim." Kafasını salladı. "Tamam."

Eve varana kadar bir daha konuşmadık. Eve gelince de odama girip üstümü değiştirdim. Çantamdan bugün verilen ödevler ile ilgili eşyaları çıkarıp ders çalışacaktım ki çantamdaki bir kitap dikkatimi çekti, elime aldım ve baktım. Bu benim değildi. İçini açıp baktığımda araya ayraç gibi konulmuş parayı gördüm. Bu Mark'ın sorduğu kitaptı. Biraz daha karıştırmaya karar verdim. Kitabın kapağının arkasına yapıştırılmış sarı bir not kağıdı vardı ve üstünde "Kardeşinle aran umarım buradaki gibi düzelir Martı." yazıyordu. Kimin bunu yazdığı hakkında hiçbir fikrim yoktu ama kitabı Mark'a geri vermeden önce bir kez de benim okuyacağım kesindi.

|Oy sınırı: 30|
*bu sefer cidden 2 bölümde sınırı geçene kadar yenisini atmayacağım*

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 15, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Brothers/MarkHyuckWhere stories live. Discover now