Fesupanallah...

799 22 5
                                    

Tam da dediğim gibi. Benim iyi şeylere alerjim var. Fazlasıyla hem de. Ne zaman bir şeyler yolunda gitse hemen başka bir yerden bozma girişimlerinde bulunuyorum. Bu da benim farkım. ^^

Eee. Nerede kalmıştık. Hah ben Manisa'ya taşınma, babamın rahatsızlığı ve dershane hızlandırmasıyla geçen bir 3 ay görünümlü 3 günlük yaz tatilini atlattıktan sonra bir TEOG mağduru olmak üzere 8. sınıfa başlamıştım. Bana kalsa hiç başlamyacaktım da... Bana soran yok ki. Böyle dediğime bakmayın okulu seviyorum. Okulu demeyelim de bana bir şeyler öğreten insanların olmasını seviyorum. Hiç para ödemeden bana bir şeyler veriyorlar yahu. Daha ne olsun? Gerçi TEOG olmasaydı her şey çok daha güzel olabilirdi ama oldu artık. N'apalım? Bu bölümde Teog hakkında da bir kaç hmm... İpucuversem iyi olacak gibime geliyor ama ilk önce benim 8. sınıf maceramı dinleyin bence. 1 yılda bir insan nerden nereye gelir canlı örneğiyim resmen. Kişiliğime süikast düzenlediğim bu bölüme "Merhaba!" de o zaman. 

***

Hızlandırma sayesinde avantajlı başlayacağım seneye gireceğim bir sabahın diğer sabahlardan hiçbir farkı yoktu valla. Ne Güneş farklı doğdu ne de sabah bir yürüyüşle ve aydınlık bir zihinle başladım güne. Yani normal bir gün gibi başladı. Bir önceki geceden özenle düzleştirilmiş saçlarımı bir taradım be tepeden topladım. Çünkü inek kızlar böyle yapar. Bu arada bu inek lakabını kim buldu allasen. Ne kadar saçma sapan bir lakaptır o. Neyse dağılmayayım. İşte ben okula gittim falan. Önceki dönemki arkadaş sayıldığım Turuncu ve Cadı bir adet de Kıvırcık ile sıradan sonra sınıfa çıkıyorduk. Çıkarken de Turuncu'yu dışlama amacıyla dersaneden konuşuyorduk Kıvırcık, Cadı ve ben. Ben nasıl bu salak ortamın bir parçaıs oldum orası merak konusu tabii. Bütün hayatım boyunca böyle gruplardan nefret etmişimdir aslında. "Kezban" ismi verilen küçük iyi kızlarımızı dışlarlar. Ben de kültür şokunu atlatmak için takılmaya başladım bunlarla falan. Daha büyük bir kültür şoku yaşattılar orası ayrı mevzu. İlk günlerde bizim okuldan bile daha kötü olan bir okuldan 2 çocuk geldi bizim sınıfa . Okulları ilk okul olmuş falan fişman. Bir tanesi Beden Eğitimi dersinde ilk önce benimle sonra da bizim kızlar grubuyla voleybol oynadı. Bana çok iyi davrandı. Canım yaa. Bizim erkeklere yoğun ısrarlarımızla ve yalvarmalırımızla bu çocuğu gruba aldık. İyi güzel de şöyle sorunlar var ki:

1- Kendini aşırı beğenmiş. Çok yakışıklı olduğunu düşünüyor.

2- Bana sürekli masaj falan yapmaya çalışıyor. (Çoğu kez hakaret eşliğinde kovaladım bu salağı.)

3- Affınıza sığınarak söylüyorum ama çocuk tam bir yavşak.

4- Bir kaç hafta sonra çocuğun içinden bir modifiyeli kıro çıktı.

Böyle bir salak da grubumuza girdi. Benim manyak ilk sevgililik olayı ise bu salak sayesinde başladı. Bir gün boş ders miydi neydi işte oturuyorduk öyle bu Kıro (ismi kıro olsun.):

"Şişe çevirmece oynayalım." dedi. İyi dedik. Başladık oynamaya. Bu bana yavşıyor gibiydi de "Ya sabır." deyip geçiyordum. Oynamaya başladık şişe çevirmeceyi. Kıvırcık Gözlük'e (gözlüklü, gruptaki en hiçbir şeye bulaşmayan insancıka- sorcaktı işte. Kıvırcık:

"Dördünüze de soruyorum. Eğer bu sınıftan biriyle çıkacak olsanız o kim olurdu." diye sordu. Gözlük de yarın söyleyelim falan dedi. Bunun karşılığında biz de söyleyecektik. -Bu arada 3 kişilik erkeklerimizin söylemediğim 3. üyesi de Asker olsun. Askeri okul istiyordu da- Ertesi gün Dilara Asker'i. Turuncu Gözlük'ü seçmişti. Cadı'yla kavga ettiğimiz için yoktu grupta o sıralar. Ben de hiçbirini seçmemiştim. Erkekler de açıklamışlar. Kıro beni -biliyordum zaten- Gözlük Turuncu'yu, Asker de Kıvırcık'ı seçmişti. Ben kimseyi seçmediğimi söyleyince Kıro bi bozuldu falan. Sonra ne oldu bir şeyler oldu. Akşam Asker bana "Gerçekten kimi seçerdin?" gibisinden salak saçma bir soru sordu. "Kimseyi." dedim yine. Ertesi gün Kıro geldi yanımıza:

"Biz yalan söyledik Asker Genç Kız'ı, ben de Kıvırcık'ı seçiyorum." dedi. Sanki çok da önemli bir şey yahu. Alt tarafı kıçı kırık bir oyun. Amma abartmışlar.

İşte bu olaydan sonra değişti her şey...

***

1. TEOG'U atlatmıştık. Ben de dahil herkesin moralleri yerlerdi. Daha sonra ayrıntılara gireceğim ama bizim dershane bizi zora alıştırmıştı. Ben sınavda kolayı görünce afalladım birden. Öyle berbat sınavdan bir kaç hafta sonra Asker benden hoşlandığını söyledi. Teneffüste bana dedi işte "Kararın ne?" falan." Ben de çocukla çıkmak istemiyorum. Hoşlaşma falan yok içimde. Kibarca düşünüyorum nasıl reddetceğimi. Kıvırcık beni çekiştirdi dışarı doğru vallahi Şeytan'ın Avukatı filmindeki son sahnedeydik sanki. Yüzüme eğildi ve:

"Şimdi reddedersen gelecek biz ağlayacak. Biraz çık sonra götüne tekmeyi bas." tarzından şeyler söyledi. Ben de tırstım "Okey." dedim. Öyle böyle çıktık bir kaç gün. Sonra ben ayrılsın diye sorun falan çıkardım. Sınıfta konuşmadım bunula falan. Bu da benden ayrılmak istedi. Hemen kabul ettim tabii. Sonra bir defa daha çıkma teklif etti ama reddettim. Sonra bir daha çıkma teklif etti. Sonra ne mi oldu? O da bir dahaki bölüme artık. Ama şunu söyleyeyim kendime olan saygıma en büyük ilk darbeyi biriyle çıkarak vurmuştum. Sonra mı 

"Arkası gelmez dertlerimin. Bıktım illallah."

***

Arkadaşlar ben bu bölümden hemen sonra "TEOG Notları adı altında bir şey paylaşıcağım. Yine de siz bilirsiniz ama hiçbir kitapta yazmayan şeyler olacak orada.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 25, 2014 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Bir Genç Kızın ItiraflarıWhere stories live. Discover now