11.Bölüm

6.1K 451 28
                                    

Güneşin saçtığı aydınlık, yer yüzüne en güzel canlılığını katarken Albert çantasına koyduğu cüzü ile camiye doğru yol almaya başlamıştı. Müslüman olmasıyla kendini hemen ilme atmış herşeyi yavaş yavaş öğrenmeye başlamıştı. Namazların da eksik olmaması için duaları bile ezberlemeye çalışıyordu. Girdiği bu din.. Ona tarifi olmayan en güzel duyguları aralamıştı.

Müslüman oluduğu ilk duyulduğun da okul da koca bir şoka sebep olmuştu. Babası bununla ilgilenmese de Annesi hala bundan haberdar değildi.

Müslüman olmasına en çokta Meryem şaşırmıştı. İlk zamanlar Meryem'e inandırıcı gelmesede sonralar da Albert'in hiç bir namazını kaçırmaması, Kuran öğrenmek için verdiği mücadelesi ve din derslerine daha çok önem vermesi ile dinine ne kadar bağlı olduğunu göstermişti.

Albert görünüşü hariç hal ve hareketleri de değişmişti. Eski kendini beğenmiş, ukala, bencil hatta sapık görünümlü o adam gitmiş yerine insanlara daha sevgiyle bakan, yüzü daha çok gülen adam gelmişti.

Öyle ki, müslüman olduktan sonra adı ne bir adamla ne de bir genç kızla anılmıştı. Geleceği, geçmişine büyük bir temiz temizlik yapmıştı.

"Baksana Albert değil mi o"

Lona gözlüğünü düzeltip Carla'nın gözlerini diktiği yere çevirdi gözlerini.

"Evet, öğle arası girmeden din dersine gidiyor olsa gerek" demişti

Carla paketini açtığı çikolatanınsan bir ısırık alırken

"Kırk yıl düşünsem Albert'i bu şekilde göreceğim aklıma gelmezdi"

Esma, Carla gözlerine dikkatlice bakıp

"Demek ki kırk yıl yetmemiş, bir kırk yıl daha düşünmen gerekiyor sevgili Carla" demiş Lona ile beraber kıkırdamaya başlamıştı.

"İstersen beraber düşünelim bir kırk yıl daha Esma he! Ne dersin"

Esma, Carla'nın onunla uğraşacağını anladığın da dayaktan nasibini almamak için çoktan kaçmaya başlamış ardından da Carla peşine takılmıştı. Çocuk gibi büyümüyordu ruhları.

"Kaçma gel buraya"

"Bak Carla! Bu hiç adil değil! Elinin ne kadar ağır olduğundan haberin varmı. "

Genç kız kaçan arkadaşının yakınmasıyla yerinde durmuş derin derin bir kaç nefes aldıktan sonra

"Dur daha elim değmedi bile sevgili Esma!" demişti tehdit barındıran sözleriyle.

Esma ona laf yetiştiren arkadışının son sözleriyle daha hızlı kaçmaya başlamış ama ayağı taşa takılmış ve kaybettiği dengesiyle yanından bisikletiyle geçen Efrahim'e çarparmıştı. Herşey biranda gelişirken Carla arkadaşının düşmesine Lona ile gülmeye başlamıştı.

Carla,
"İlahi adalet kendini gösterdi"

"Kıza beddua mı ettin yoksa"

"Ben sadece cimciklemek için peşinden koşuyordum"

Esma bisikletin üzerine düşerken, Efrahim, bisikletin altında kalmıştı.

Endişeli genç adamın gördüğü kızla gözleri büyürken

"Esma! iyi misin!" demiş genç kızın omzuna çekinerek dokunmuştu.

Genç kız kapalı olan gözlerini yavaş yavaş açarken yutkundu. Bu Efrahim'di üstüne üstelik parmak uçlarıyla omzuna dahi dokunuyordu.

"Esma birşey mi oldu! İyi misin!"

Genç kız, Efrahim'in yükselen sesiyle kendine gelmiş hızla bisiklettin üzerinden kalkmıştı.Ayaklanmasıyla karnının sağ tarafına giren hafif bir ağrı ile kaşları çatılmış derin bir nefes almasına sebep olmuştu. Çok dengesiz düşmüştü. Önüne bakarak koşsaydı belki de bunlar başına gelmeyecekti.

VERA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin