BÖLÜM.2

20.6K 742 25
                                    

Irmak, o gece yaşadığı büyük acıyla boğazı yırtılıcasına bağırmış ve yıllar sonra kendi sesini tekrar duymuştu.
Tekrar konuşmaya  başlamıştı.
Başlamıştı  başlamasına ama namusunu, hayallerini, umutlarını kaybetmişti.
Bütün geleceği sarhoş bir adamın ellerinde kaybolmuştu.
Irmak, artık ne annasinin nede kimsenin yüzüne bakamazdı.
Adam kızın dünyasını karartıp sonra sızıp kalmıştı.
Irmak, sızan adamdan zorla kurtularak arabadan inmişti.
Saatlerce nereye gittiğini bilmeden koşmuştu.
Sabah olurken köyünün ışıklarını gördü.
Perişan bir halde hemen evine geldi.
Evine geldiğin de ise başka bir acı bekliyordu kızı. Evlerinde komşuları dolmuştu.
Herkesin gözleri yaşlıydı.
Irmak'ın kalbi tarifsiz acılarla kıvrandı.
Gücünün son kırıntılarıyla koşarak içeri girdi.
Annesi cansız bir şekilde yatağında yatıyordu.
Komşuları Irmak'ı kapıda görünce hemen yanına geldiler.
Kolundan tutarak annesinin yanına oturttular.
Irmak, kalbinde büyüyen acılarla çığlık çığlığa bağırmaya başladı.
Komşularının  bakışları arasında ağladı ağıtlar yaktı saçını başını yoldu.

"Affet beni annem affet yetişemedim.
İlaçlarını yeriştiremedim.
Sana layık bir evlat olamadım.
Affet bu hiç bir işe yaramayan kızını. Affet, affet ne olur affet annem"
Irmak'ın sesi bütün mahalleyi inletmişti.
Komşuları onu zaptetmek te çok zorlanmışlardı.
Irmak, acısından saçını başını yoluyor kendine zarar veriyordu.
Komşuları bile kızın feryatlarına dayanamamış herkes göz yaşlarına boğulmuştu.

Irmak, o gece sabaha kadar annesinin başında ağladı.
Annesini tek dayanağını dünyadaki ona değer veren tek insanı kaybettiği için ağladı.
Yıkılan dünyası için ağladı.
Kaybattiği hayalleri umutları için ağladı.

Ertesi gün mahalleli hep bir olup annesinin cenazesini kaldırdı.
Irmak, artık hissizleşmişti. Göz yaşları bitmişti sanki akmıyordu artık.
Canından can gitmişti kızın, ömründen ömür.
Her cenaze evine gönderildiği gibi Ağa konağından  Irmak'ın evine de ihtiyaç olabilecek her şey gönderilmişti.

Mahallede ki komşularının
Barlas Ağa'nın iyilikleri hakkında konuşmaları ırmak'ın midesini bulandırmıştı.
Herkes dağıldıktan sonra tek başına kalan Irmak saatlerce Barlas'ın gönderdiği eşyalara baktı.
Annesiyle beraber perişan halde yaşarken kimse yüzlerine bakmamıştı.
İhtiyaçları olduğunda gelmeyen yardım şimdi geliyordu.
Irmak,  gelen her şeyi evin dışına çıkardı.
Evlerinin karşısında onlar gibi zor durumda olan Esma teyzesini kapısını çaldı.
Yaşlı kadın kapıyı açıtığında bütün her şeyi o kadına verdi.
Aslında ateşe verip yakacaktı ama hiç olmazsa bir gariban sevinsin diyerek bu düşüncesinden vaz geçti.

Ondan sonraki günlerde Irmak, acısını baş etmeye çalıştı. Kendini tarlalara  bahçelere attı.  Kafasını dağıtmak için çalıştı çalıştı çalıştı.

Aradan üç hafta geçmişti.
Irmak ve diğer çalışanlar tarladaki işleri erken bitirip evlerine gidiyorlardı.
Çalışanlardan sorumlu olan adam telefonunun çalmasıyla kamyoneti durdurdu.
Zira arayan kişi çok  önemliydi.
Onun için konuşmaya konsantre olması gerekiyordu.
Bir süre telefonla konuştuktan sonra
"Tamam ağam hemen geliyoruz" dedi ve telefonu kapattı.
Çalışanlarına bakarak konuşmaya başladı.
"Hadi yine yaşadınız, bugün daha çok para kazanacaksınız" dedi.
Hemen arabayı çalıştırıp yola çıktı.
On beş yirmi dakika sonra büyük  konağın önüne geldiler.
Adam hemen arabadan atlayıp işçileri indirdi.
Sonra da onlara, "Ağam konağın temizlenmesini istedi.
Akşama misafirleri varmış.
Hemen içeri girip işe başlayın." dedi

Irmak, konağı görmesiyle sırtından kaynar sular döküldü.
Eli ayağı birbirine dolandı.
Şimdi ne yapacaktı kendisi de bilmiyordu.
Bırakıp gitse herkes soru yağmuruna tutardı.
İçeri girse o adam kızı görebilirdi.
Irmak, diğer çalışanlarla beraber içeri girdi mecburen.
Tarlada  da çalışırken giydikleri kıyafetleri değiştirip hemen temizliğe başladılar.
Konak çok büyüktü, kaç tane odası var sayamamıştı bile.

KALBIMIN KARASI (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now