6.Bölüm-En Baştan

252 18 23
                                    

Seni kolundan çekerek daha önce de birçok kez konuşmak için geldiğiniz yangın merdivenine götürmüştü. Ayakta karşılıklı olarak durmuş zeminin yapısını inceliyordunuz.

"Benim aslında sormak istediğim şey.."
"Ben biliyorum"demiştin bir cesaret söze atlayarak.

"Yani neyi merak ettiğini. Bak benim hakkımda ne düşünüyorsun inan bilmiyorum ama ben öyle kolay bir kız değilim."gözlerinin içine bakarak söylemiştin.

"Hayır ben hiç öyle-"gözlerini büyütmüş ve ellerini iki yana sallayarak sana cevap vermeye çalışmıştı.

"Bırak da bitireyim lütfen. Ben normalde böyle şeyler yapmam yani öyle ani şeyler. Düşünmeden hareket etmem. O gece benim için bir çok manada ilkti, sen benim ilkimsin." Ne demek istediğini anladığını umdun.
"O gün hazırlanmanın da bir nedeni vardı. Bizim yani eskiden benim için özel olan insanla benim yıldönümümüzdü,ama o gece ben aldatıldığımı öğrendim."
Wonho'nun yüzünden binlerce duygu okunuyordu. Derin bir soluktan sonra devam ettin.
"Sen beni o gece çok kötü bir durumdayken buldun,bense sana sığındım. Biliyorum belkide seni kullandım bunun için senden gerçekten özür dilerim. Bunları sana anlatmam bile belki gereksiz ama ben sana açıklamak istedim. Asıl konuya gelecek olursam etrafta çok fazla dedikodu var ve eminim senin de kafanda bazı şeyler oluşmuştur ama yok öyle bir şey." Tepkisini ölçmek için suratına baktığında boş bir surat dışında bir şey bulamamıştın. Içinde bir şeylerin kırıldığını hissettin.

"Hem olmuş olsa bile senin için hiçbir şeyin değişmeyeceğine emin olabilirsin , hiçbir şekilde senin bir sorumluluk almana gerek olmazdı  bunu senden beklemezdim.Seni kaygılandırdığım için özür dilerim. Seninle tanıştığımdan beri çok güzel zaman geçirdim ,bana çok destek oldun sana çok teşekkür ederim ama ben artık senin yüzüne bakamam Wonho. Keşke ,keşke başka bir şekilde karşılaşsaydık ama bundan sonra görüşmememiz en iyisi ,hoşçakal."
Son gücünle cümlelerini sıralamış ve cevap vermesine izin vermeden ,aceleyle girdiğiniz için, yarı aralık kalmış kapıdan kendini içeri attın.

Girer girmez karşılaştığın insansa bugün şanslı gününde olmadığını sana bir kez daha hatırlatmıştı.

"Ne demek tüm bunlar?" Sesindeki sinirli tınlama biraz korkmana neden olsada bozuntuya vermemeye çalışmıştın.
"Ne işin var senin burda?"
"Sana bunlar ne demek diye sordum!" Hafif bağırarak söylediği cümleyle ürkerek bir adım geri atmıştın.

Sonunda şoktan çıkıp kendine gelen Wonho ise aceleyle kapıdan çıkmış ve bileğinden tutarak seni kendine çekmişti
"Beni hiç..." karşındaki kişiyi görmesi ve duyduğu yüksek sesle kaşları çatılmıştı.
Bileğindeki eli görmesiyle Daniel daha da çığırından çıkmıştı.

"Beni bu herifle aldattın ve bunca zaman masum rolü mü yaptın yani?"
Hafif alaylı ve bağırarak söylediği şeyle senin de kaşların çatılmış ve bir adım öne atmıştın.

"Birincisi bana bağırma. Ikincisi ben seni hiçbir zaman aldatmadım ama şu anda hayatımda olan hiçbir şey seni alakadar etmez." Sende sinirle ve biraz  yüksek bir tonlamayla cevap vermiştin.

"Ne demek aldatmadım biraz önce duyduklarım neydi?" Sinirle bağırarak sana bir adım atmasıyla Wonho da ona doğru bir adım atmıştı.

"Terbiyeli ol karşında bir kadın var."

"Sen karışma bu onunla benim aramda."

"Ona bu şekilde bağırmana izin vermem."

"Sen kimsin Peki? Bir tek gecelik için fazla karışmıyor musun? Yoksa dahası da mı var?" Son cümlesini Wonho'nun yanından sana eğilerek söylemişti.

YİN-YANG (WONHO/OC)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin