5.Bölüm-Acaba

258 14 16
                                    

"Wonho hyung,Wonho hyung" Wonho bekleme odasındaki koltukta kestirirken maknaenin bağırarak gelip hızlıca sarsması sonucu yerinde zıplayarak uyanmıştı.
"Ne oldu ? Ne bu acele?"demişti bıkkınca. Etrafına baktı odada sadece grup üyeleri vardı ve hepsi şaşkın bir şekilde küçüklerine bakıyorlardı.
I.M boğazını temizleyerek heyecanla konuşmaya devam etti.
"Biraz önce tesadüfen kız gruplarının bekleme odalarının önünden geçerken bazı şeyler duydum."
"Tesadüfen olduğuna emin miyiz?" Diye sataşmıştı yan koltuktan Kihyun küçüğe , Wonho da güldü istemsizce.
"Neyse konumuz o değil" kendisine sataşan büyüğüne ters bakışlar atarken devam etti
"Herkesin dilinde (adın) var."
Işte şimdi bir şeyler Wonho'nun dikkatini çekmeye başlamıştı.
"Ne demek o?"
"Birilerinin baya dikkatini çekti" Minhyuk ve Jooheon'ın makyaj sandalyelerinde birbirlerine imalı bakışlar atarak söylediği sözler bile Wonho'nun ciddi duruşunu bozamamıştı.
"Ama hoşuna gitmeyecek." Changkyun biraz tedirgin bir şekilde söylemişti.
"Söyle artık Kyun"
"Hamile olduğuyla ilgili söylentiler dolanıyor etrafta." Bir anda Minhyuk ve Jooheon'ın kıkırtıları bile kesilmişti. Küçük olan devam etti.
"Bir süredir tuvaletten çıkmadan sürekli kustuğunu ve solgun olduğunu söylüyorlardı. Ayrıca..." bir kaç saniye durmuş ve abisinin ifadesini kontrol etmişti.
"Sevgilisinin de bu yüzden ayrıldığını falan söylüyorlar." Kimseden bir süre ses çıkmamıştı
Wonho seni düşündü, ordaki ilk konuşmanızdan sonra yaklaşık 1.5 haftadır çakışan programlarınız sayesinde sohbet etme fırsatınız olmuştu. Ve senden bir miktar hoşlandığını kendine itiraf etmişti bile. Sevimli ve eğlenceliydin ayrıca grup üyelerine davranışlarına bakarak ne kadar destekleyici ve sahiplenici olduğuna hayran kalmıştı.

Biraz solgun olduğun doğruydu ama mideni üşüttüğünü söylemiştin. Yani niye yalan söyleyesin ki?
Liderinin seslenmesiyle ona döndü Wonho. Shownu karışmak istemediği bir konu olmasına rağmen kendini bunu sormak zorunda hissetmişti.
"O gün siz..." gözlerini kaçırarak devam etti
"Yani anlarsın. Off hiç karışmak istemiyorum ama yani olabilir mi böyle bir şey?"

O günü düşündü Wonho,her şey o kadar anlık gelişmiş ve güzelliğine o kadar kapılmıştı ki korunmak aklına hiç gelmemişti açıkçası. Sabahındaysa kapının gürültüsüyle yatakta yalnız uyanmıştı, daha kendini toparlayamadan kapının açılmasıyla odanın hali de üyelere bir çok şeyi açıklamıştı. Kim olduğunu tabiki o söylememişti,seni ele veren şey biricik eski sevgilinin hediyesi olan üstüne ismin kazılı bileklik olmuştu.

Uzun sessizlik herkese cevabını vermişti bu arada.

"Abartmayın" başından beri sessizliğini koruyan Hyungwon sandalyesini çevirip rahat olmaya çalışan bir tavırla söylemişti.

"Altı üstü bir dedikodu hepsi doğru mu çıkıyor sanki"
Herkes o an ona inanmak istemişti. Kısa bir süre içindeyse sahneden çağırılmışlar ve konuşmamayı seçmişlerdi.

*******

"Hina bak cidden bunaldım, 4 saattir şu odadan dışarı tek adım atmadık bırak biraz çıkıp dolaşalım." Hina oturduğu yerde biraz huzursuzca kıpırdanmış ama son kozun olan sevimli bakışlarına karşı yenilgisini omuzlarını çökelterek belirtmişti.

"Tamam ama çok değil çünküüü biliyorsun yani başım ağrıyor." Yalan , gerçekten anlamadığını sanıyorlardı ama bir şeyler döndüğü belliydi ve bu iş iyice canını sıkmaya başlamıştı.

Aslında kızlar seni odaya kapatma kararı almadan öncesine kadar daha iyiydin. Ne kadar itiraf etmekte zorlansan da sana kimin iyi geldiğini çok iyi biliyordun. Bir süredir çakışan promosyonlarınız sayesinde birbirinizi tanıma fırsatınız olmuştu. Çok tatlı ve centilmendi , aynı anda hem küçücük bir çocuk kadar yaramaz hem de ateşli bir erkek olabiliyordu.

YİN-YANG (WONHO/OC)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin