kısa günün karı

329 10 7
                                    

Başlama  tarihi : 20 haziran 2020...

               🌠🌠🌠🌠
İçimdeki telaşlı endişeyle hazırlanıp evden çıktım. Uzun kıvırcık saçlarımı düzleştirmiş, beş santim uzunluğundaki stiletto siyah ayakkalarımı sokakta ses çıkararak yürüyordum.

Gidedeceğim iş görüşmesinde olumlu sonuç almak için bu kadar şık giyinmek bana çok saçma geliyordu. Sonuçta beş parasız, iki yıldır işsiz biriyken iş arayandan çok ,iş veren gibiydim. Arkadaşım Aslı'nın dün gece benim için hazırladığı kombini giymiş sokakta salına salına gidiyordum. Aslı 'nın kafama vura vura ilk iş görüşmesinde insanları etkilemem gerektiğiyle ilgili uzun konuşması sonuç vermiş. Onun istediği gibi giyinip çıkmıştım.

Peki sonuç ne mi olmuştu?

"Biz sizi ararız " bu cümleyi söyleyip aptal bir gülümsemeyle beni sepetlemişlerdi. Sinirlerim altüst olmuş bir şekilde topuklu ayakkabılarım yüzünden zonklayan ayağımla çıktığım iş yerinin önündeki çiçekli bankda oturmuş dinleniyordum.

Umutlarım gittikçe tükeniyordu. Annem ve babama daha fazla yük olmak yerine yardımcı olmak isterken şimdide ellerim bomboş belediyenin çiçekli bankında oturmuştum. Önümden
geçen insanlar koşuşturarak bir yerlere yetişmeye çalışırken. Benim aklım neden işe alınmadığımdaydı. Kesinlikle Aslı'ya uymayacaktım. Biraz daha Özensiz giyine bilirdim. Şöyle ki , gerçekten yardıma muhtaç iş arayan biri gibi giyinseydim halime acıyıp beni işe alabilirlerdi. Evet durumum bu kadar vahimdi bana acıyıp iş veren herkez gözümde kahraman olacaktı. Yani sonuçta üniversite diploması benim odamın bir çekmecesi yada oturduğum kanepenin altında başarıyla saklanıyordu. Yani bu ülkede nasıl ki "doğduğun yer değil, doyduğun yer memleketin olmuşsa. Şimdilerde okuduğun meslek senin işin değil, seni kabul eden işin mesleğin olmuştu.

Gurur yapmak bana göre değildi. Bu görüşmenin üstünden 3 gün sonra onları arayıp bana neden geri dönüş yapmadıklarını soracaktım. Tabi eğer geri dönüş yapamasalardı. Zonklayan ayağımı ucu sivri stiletto ayakkabıdan çıkarmaya korkuyordum. Sanki ayağımı çıkarsam bir daha ayakkabıya girmeyecekti.

"Off Off kine offf ben kim topuklu ayakkabı giymek kim?" topuklu ayakkabılarımın topuğunun üstünden ayaklarımı sağa sola döndürerek etrafta gözlerimi gezdiriyordum. Eve gitmek istemiyordum. Annem ve babamın bugün yine gülmek için beni beklediklerini biliyordum. Tabi bunda benim evden çıkarken sanki şirkete fotokopi Makinalarının başında beklemek için değilde, cioluk için baş vurmaya gitmişim gibi havalı havalı konuşup çıkmış olmamın etkisi de olabilirdi. Ama tek suç topuklu ayakkabılar ve sadece özel günlerde üşenmeyip düzleştirdiğim saçlarımın, bugünde üşenmeyip düzleştirdiğim saçlarım yüzünden olabilirdi. yoksa hava atmak mı oda ne ?

Esen rüzgarın etkisiyle sakinleşirken tam benim görüş hizamdan gelen esmer , yakışıklı bir adam salına salına geliyordu. Ben her genç kızın görüpte es geçmeyecek adamı süzerken ağzımın suyu aka aka bana doğru gelen adamı izliyordum. Neyseki adam beni farketmiyordu. Benim yerime o utandırdı o kadar dikizliyordum adamı. Ama yani ne yapalım kısa günün tek karı bence.

Salına salına gelen adam biran yavaşladı. Adımları durup elini başına götürürken, ben adam benim gözümden yavaş çekime girdi sanırken. Biranda dev gibi adam patates çuvalı gibi yere yıkıldı.

Ağzım ve gözlerim şok içinde açık bir şekilde topuklu ayakkabılarımı sonra nasıl ayağımı koyacağımın derdini unutup ayaklarımdan fırlatırak adama koştum.

Maşallah dediğim iki gün yaşıyordu.
 

🌠🌠oy ve yorum🌠🌠

Oyun Bozan (Tamamlandı)Where stories live. Discover now