"Kardeşinle sevgiliyim civciv. Aşık olacak başka birini bul."

Ellerimi yumruk yapıp dilimi ağzımın içinde dolandırdım. Bu salak hangi hakla böyle bir ima yapabiliyordu? Sakince arkamı dönüp ona baktım. Çok yanlış kişiye bulaşmıştı.

Gülümseyerek ona yaklaştığımda kaşlarını kaldırarak alayla bana bakıyordu.

Sinirden mantıklı düşünemiyordum, bu yüzden yanına yaklaştığımda konuşmak için ağzını açmasını bekledim.

"Çok cesurs-"

Ağzını açtığında köşede duran saç spreyini elime aldığım gibi ağzının içine sıktım. İlk defa birinin ses tonu midemi bulandırıyordu. Susmalıydı artık.

O eğilip garip sesler çıkarırken sırıtıp omzunu sıvazladım.

"Bak gördün mü? Sana o kadar aşığım ki kimseyle konuşma diye ağzına sabitleyici sıktım."

Onu orada bırakıp neşeyle aşağıya indiğimde herkes kapıda hazırlanıyordu.

"Nereye gidiyorsunuz?"

"Jungkook'un okul ve dershanesini halletmemiz lazım. Akşama anca geliriz."

Jungkook ayakkabısını giyip bana döndü. Yüzü donuktu.

"Taehyung biraz rahatsızdı uyur büyük ihtimal. Sende evde kalma."

Ah Taehyung rahatsız olduğu için uyuyamayacaktı. Gülümsememi son anda engelleyip onu onayladım.

Kuşkucu ve tedirgin bakışlarla evden çıktığında kapıyı kapatıp kıkırdadım. Şu beyinsize bakmalıydım, nasıldı acaba?

Gülerek yukarı çıktım.

"Taehyun,"

Banyoya girdiğimde yerde yatan Taehyung ile gülüşüm biraz durdu. Ne yapıyordu bu çocuk?

"Ne yapıyorsun?"

Hafif kasılmalar dışında hareket etmiyordu. Telaşla yanına eğilip yüzünü kavradım. Gözleri kaymıştı ve ağzı açıktı. Biraz yaklaştığımda fark ettiğim şeyle gözlerim kocaman oldu.

"Aman Tanrım sen nefes alıyor musun?"

Dediğim cümleye küfür edip elimle anlıma vurdum.

"Nasıl cevaplayacak aptal. Nefes alamıyor."

Ona dönüp ayağa kaldırmaya çalıştım. Öküz ölüsü gibiydi.

"Şu anda yardımın çok işime yarardı."

Zar zor kolunu omzuma atıp ayağa kaldırdım. Sendeleyerek çıkışa geldiğimizde kapıcıcının tuşuna basıp bize acilen bir taksi getirmesini söyledim. Jungkook bu sefer deliye dönmezdi umardım.

$$$$$

Ağrıyan belimi oynatıp ofladım. Yaklaşık 3 saatir buradaydık. Taehyung uyuyordu ve bende bu koltukta sürünüyordum. Bir an önce uyanmalı ve gitmeliydik. Gözlerini hafifçe araladığında kollarımı bağlayıp bana bakması için seslendim.

"Sana tek bir şey soracağım."

"Bir insanın saç spreyine nasıl alerjisi olabilir?"

Kaşlarını çatıp homurdandı.

"Pardon Tanrı bana neye alerjin olsun diye sorduğunda yanlış şeyi seçmişim."

Somurtup etrafa bakınmaya başladığında dudaklarımı birbirine bastırdım. Mantık olarak burada olması benim suçumdu, atar yapmaya hakkım yoktu. Özür dilemem gerekirdi ama yüzüne bakınca özür dilemeyi bırak yaşama hevesim kaçıyordu.

My Brother's BoyfriendWhere stories live. Discover now